Translation of "Biliyorlar" in English

0.009 sec.

Examples of using "Biliyorlar" in a sentence and their english translations:

Bunu biliyorlar.

They know that.

- Senin adını biliyorlar.
- Senin ismini biliyorlar.

They know your name.

- Haklarını biliyorlar.
- Onlar kendilerinin haklarını biliyorlar.

They know their rights.

Onların hepsi biliyorlar.

They all know.

İşlerini iyi biliyorlar.

They know their stuff.

Onlar rutini biliyorlar.

They know the routine.

Onlar sistemi biliyorlar.

They know the system.

Onlar zaten biliyorlar.

They already know.

Onlar kesinlikle biliyorlar.

They definitely know.

Onlar zorlukları biliyorlar.

They know the difficulties.

Onlar, olanları biliyorlar.

They know what's happening.

Yanlış olduklarını biliyorlar.

They know that they were wrong.

Hatalı olduklarını biliyorlar.

They know they were wrong.

Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.

They know the importance of protecting the earth.

Onun kim olduğunu biliyorlar.

They know who he is.

Senin kim olduğunu biliyorlar.

They know who you are.

Onlar balık tutmayı biliyorlar.

They know how to fish.

Onlar ne yaptığımızı biliyorlar.

They know what we did.

Burada olduğunuzu biliyorlar mı?

- Do they know you're here?
- Do they know that you're here?

Ne olduğunu biliyorlar mı?

Do they know what happened?

Tüm köylüler kazayı biliyorlar.

All the villagers know of the accident.

Yazarlar, birçok şarkı biliyorlar.

The writers know many songs.

Onlar daha iyi biliyorlar.

They know better.

Onlar her şeyi biliyorlar.

They know everything.

Onlar bir şey biliyorlar.

They know something.

Burada dışarda olduğumuzu biliyorlar.

They know we're out here.

Onlar bunu zaten biliyorlar.

They already know it.

Bizim bilmediğimiz neyi biliyorlar.

What do they know that we don't?

Şehrin çevresindeki yollarını biliyorlar.

They know their way around the city.

Onlar ne istediğimi biliyorlar.

They know what I want.

Tom'un ne istediğini biliyorlar.

They know what Tom wants.

- Fransızca öğrenmek zorunda olduklarını biliyorlar.
- Fransızca çalışmak zorunda olduklarını biliyorlar.

- They know that they have to study French.
- They know they have to study French.

Benim bihaber olduğum neyi biliyorlar?

What do they know that I'm clueless about?

Ama bir şekilde bunu biliyorlar

but somehow they know it

Şu anda gitmek istediğimi biliyorlar.

- They know I want to leave now.
- They know that I want to leave now.

Onlar bizim bildiğimizi biliyorlar mı?

- Do they know that we know?
- Do they know we know?

Atom bombasının nasıl yapılacağını biliyorlar.

They know how to make an atomic bomb.

Kaç yaşında olduğumu biliyorlar mı?

Do they know how old I am?

Sağlık çalışanları bir kamera yerleştirildiğini biliyorlar.

Now, the medical staff knew a camera was installed.

Yağmurun ne zaman yağacağını önceden biliyorlar

they know when the rain will rain

Tom ve Mary ne olduğunu biliyorlar.

Tom and Mary know what happened.

Onlar benim için ne yaptıklarını biliyorlar.

They know what they have done to me.

Hava kararınca kapkaçın daha kolay olduğunu biliyorlar.

They know there are easy pickings to be had after dark.

Stres altında nasıl kırıldığını çok iyi biliyorlar.

of how aluminum, steel and plastics fracture under stress.

Bazı insanlar ilişkilerini nasıl sevecen tutacaklarını biliyorlar.

Not many people know how to keep an affectionate relation with their relatives.

Anne baban, senin hamile olduğunu biliyorlar mı?

Do your parents know that you're pregnant?

Hem Tom hem de Mary yüzmeyi biliyorlar.

- Tom and Mary both know how to swim.
- Both Tom and Mary know how to swim.

Bizim hakkımızda her şeyi biliyorlar gibi görünüyorlar.

They seem to know all about us.

Biz bunu biliyoruz ve onlar bunu biliyorlar.

We know that and they know that.

Tom ve Mary, John'un akıllı olduğunu biliyorlar.

- Tom and Mary know that John is smart.
- Tom and Mary know John is smart.

Tom ve Mary John'un yalan söylediğini biliyorlar.

Tom and Mary know John lied.

Tom ve Mary neden burada olduğunu biliyorlar mı?

Do Tom and Mary know why you're here?

Annen ve baban senin burada olduğunu biliyorlar mı?

- Do your parents know that you're here?
- Do your parents know you're here?

- Onların hepsi gerçeği biliyorlar.
- Onların hepsi gerçeği biliyor.

They all know the truth.

Tom ve Mary ikisi de ne yaptığını biliyorlar.

- Both Tom and Mary know what you're doing.
- Tom and Mary both know what you're doing.

Tom ve Mary ikisi de ne olduğunu biliyorlar.

- Both Tom and Mary know what happened.
- Tom and Mary both know what happened.

Tom ve Mary onların bize söylemediği bir şey biliyorlar.

Tom and Mary know something they're not telling us.

Hem Tom hem de Mary buraya ait olmadıklarını biliyorlar.

- Both Tom and Mary know they don't belong here.
- Tom and Mary both know they don't belong here.
- Tom and Mary both know that they don't belong here.
- Both Tom and Mary know that they don't belong here.

Tom ve Mary ikisi de buraya ait olmadıklarını biliyorlar.

- Both Tom and Mary know they don't belong here.
- Tom and Mary both know they don't belong here.
- Tom and Mary both know that they don't belong here.
- Both Tom and Mary know that they don't belong here.

O mağazanın önünde takılan çocuklar benim bir polis olduğumu biliyorlar.

- The guys hanging out in front of that store know I'm a cop.
- The guys hanging out in front of that store know that I'm a cop.

Ben onlarla tanışmadan önceki hayatım hakkında çok az şey biliyorlar.

They know very little about my life before I met them.

Sanırım Tom ve Mary saat kaçta burada olmaları gerektiğini biliyorlar.

I think Tom and Mary know what time they're supposed to be here.

Tom ve Mary ikisi de bunu yapanın John olmadığını biliyorlar.

- Both Tom and Mary know it wasn't John who did that.
- Tom and Mary both know it wasn't John who did that.
- Tom and Mary both know that it wasn't John who did that.
- Both Tom and Mary know that it wasn't John who did that.

- Belki onlar bilmediğimiz bir şeyi biliyorlar.
- Belki bizim bilmediğimiz bir şeyler biliyorlardır.

Maybe they know something we don't.

Ortaokul diplomalarını aldıktan sadece iki yıl sonra, bugün genç insanlar okulda öğrendiklerinin sadece yüzde onunu biliyorlar. Bu çılgınca! Yüzde yüz için çaba göstermeliyiz.

Only two years after receiving their secondary school diploma, young people today know merely ten percent of what they learned on school. That's crazy! We must strive for 100 percent.