Translation of "Kesinlikle" in Arabic

0.028 sec.

Examples of using "Kesinlikle" in a sentence and their arabic translations:

Kesinlikle.

بالتأكيد.

Kesinlikle!

- بالتأكيد
- قطعاً

kesinlikle olmaz!

لا يمكن!

kesinlikle hayır

لا يمكن

Kesinlikle haklısın!

- أنت محق تماماً!
- أنت محقّ تماما!

Kesinlikle haklısın.

كنت محقا قطعا.

Kesinlikle. Bunu yaptım.

تمامًا، قمتُ بذلك.

Mutfakta kesinlikle bulunmamalıyız

لا يجب أن نكون في المطبخ أبداً

O kesinlikle kusursuzdur.

إنها بلا شك محقة.

O, kesinlikle doğru.

إن ذلك بالطبع صحيح.

Sen kesinlikle haklısın!

أنت محق تماماً!

Bu kesinlikle gülünç.

هذا الأمر يدعو للسخرية.

Bu kesinlikle mümkün.

من المؤكد أنه ممكن.

Fadıl kesinlikle korkuyordu.

كان فاضل خائفا بالتأكيد.

Kesinlikle listede değilsin.

بالتأكيد لست في القائمة

Ve kesinlikle ama kesinlikle kimse orda yaşam kuramayacak

وبالتأكيد ، لا يمكن لأحد أن يعيش هناك

kesinlikle ülkemizdeki diğer insanlarla

يجب أن يستحقوا نفس الحقوق، نفس الحمايات

Bak, kesinlikle böyle düşünüyordur.

انظر، بالتأكيد كان يفكر في هذا.

Bu kesinlikle bir seçenek.

‫هذا خيار مطروح.‬

Nabzım kesinlikle çok yükseldi!

‫معدل ضربات القلب يتسارع بكل تأكيد!‬

Ben de kesinlikle değildim.

أنا بالفعل لم أكن جاهزة.

Ve kesinlikle hayal kurmuyorlar.

وبالتأكيد لا يتخيلون.

kesinlikle merdiven boşluklarına çıkmamalıyız

لا يجب أن نصعد إلى السلالم

Kesinlikle yardıma ihtiyacım vardı.

بالتأكيد كنت بحاجة إلى مساعدة.

Müslümanların kesinlikle Amerika'ya alınmayacağını

بالتأكيد لن يتم نقل المسلمين إلى أمريكا

O, kesinlikle bir olasılıktır.

هذا أحد الاحتمالات بالتأكيد

Kesinlikle çok sorun var.

أكيد لديك كثير من الأسئلة.

Son anlatan kesinlikle ben olacaktım.

قررت أنني بالتأكيد سأكون الإخيرة.

Uyarı sinyalleri her yerdeydi, kesinlikle

كانت أضواء التحذير مضاءة بالتأكيد،

Bu kesinlikle o, hadi çabuk!

‫هذه هي بكل تأكيد. تعال بسرعة!‬

Kesinlikle bir hava akımı var.

‫هناك تيار هواء بكل تأكيد.‬

Neyin kesinlikle olabileceğine odaklanma eğilimindeyiz.

سواء باستخدام الأبراج أو الخوارزميات للقيام بذلك.

Evet, kesinlikle uçak enkazına benziyor.

‫هذه بالتأكيد تبدو حطام طائرة.‬

"Bunu kesinlikle yakalayacak." diye düşünüyordum.

‫أفكّر الآن وأقول: "إنها بالتأكيد ستمسك به"‬

" İçeri girebilir miyim?" "Evet, kesinlikle. "

- "هل تأذن لي بالدخول؟" "نعم، بالطبع".
- "هل تأذنين لي بالدخول؟" "نعم، بالطبع".

Onu istersen bu kesinlikle mümkün.

الأمر ممكن بالتأكيد إن أردت.

Bu kesinlikle en iyi yöntemdir.

لا ريب بأنّ هذه هي أفضل طريقة.

Kendi deneyimlerimden, kesinlikle bunu öğrendim.

قطعاً، لقد وجدت هذا من تجربتي.

Tom kesinlikle övgüyü hak ediyor.

توم مؤكدا يستحق المدح

- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle biliyor.
- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle bilir.

توم يعلم تماما أنه لا ينبغي عليه أن يفعل هذا.

Biz kesinlikle duygusal anlamda hissetmek isteriz.

نحن بالتأكيد نريد الشعور العاطفي

Ve kesinlikle bir şeyler yapmam gerekecekti.

وبأنني سوف يتوجب علي أن أفعل شيئاً.

Yani ben kesinlikle Richard'ı tarif ettim

أعني أنني فقط وصفت حال عمي ريتشارد،

Kesinlikle, bugün neredeyse haber değeri yok.

بالضبط، إنها بالكاد تستحق الشهرة.

Bu kesinlikle tetiklendi. Bu iyi haber.

‫هناك ما حرّكه بالتأكيد!‬ ‫هذه أنباء سارة.‬

Bu da kesinlikle benim yaşadıklarıma uyuyor.

وهذا قطعًا يصطف في قائمة خبراتي.

Ve görebileceğiniz gibi kesinlikle normal durumdalar.

ويمكننا أن نرى أنها سليمة تماماً.

Yani burada olan şey kesinlikle fizik--

لذا بالتأكيد هناك فيزياء تحدث هنا،

Birçok şey var -- bu kesinlikle fizik.

هناك أشياء عديدة، فهذه بالتأكيد فيزياء.

Diğerleri bunun kesinlikle nazik olduğunu düşünebilir.

بينما يرى آخرون أن الفعل مقبول.

Ve Amerika bunda kesinlikle en iyisi.

والله يعلم أن أمريكا هي الأفضل على الإطلاق فيه.

O odada kesinlikle hiç mobilya yoktu.

لم يكن هناك أي أثاث في الغرفة على الإطلاق.

Seni burada Boston'da görmeyi kesinlikle beklemiyordum.

بالتأكيد لم أتوقع أن أراك هنا في بوسطن.

Stresin sağlıksız alışkanlıklara yol açması kesinlikle mümkün

من المؤكد أنه يحتمل للإجهاد أن يؤدي إلى عادات غير صحية،

Ama kesinlikle şu köşenin üzerinde daire çiziyorlar.

‫ولكنها بالتأكيد تحلق‬ ‫فوق تلك البقعة هناك،‬

Ama kesinlikle şuradaki köşenin üzerinde daire çiziyorlar.

‫ولكنها بالتأكيد تحلق‬ ‫فوق تلك البقعة هناك،‬

Kesinlikle daha fazla enerjiye ihtiyacım olduğunu hissediyorum.

‫بالتأكيد أشعر بأنني بحاجة ‬ ‫للمزيد من الطاقة الآن.‬

Kesinlikle daha fazla enerjiye ihtiyacım olduğunu hissediyorum.

‫بطبيعة الحال أشعر‬ ‫بأنني بحاجة للمزيد من الطاقة الآن.‬

Bu odadaki insanları kesinlikle, muhtemelen şaşırtmaz ki

‫لذلك لن يكون غريبًا على الإطلاق، ‬ ‫على الأرجح، للناس في هذه القاعة‬

Ve yara iyileşmesi için kesinlikle çok önemliydi.

وبالطبع لها دور حاسم في التئام الجروح.

Ama öğlen, kesinlikle bir yaratıcı olmanız gerekir.

وعند الظهيرة، تحتاج لأن تكون بناءً.

Evet, aşağıda kesinlikle metal bir şey var.

‫يوجد بالتأكيد شيء معدني هناك.‬

Ve yapmaktan kesinlikle nefret ettiğimiz işlerle başlayalım.

ودعنا نبدأ بالعمل الذي نكره تمامًا.

Ama hayatın kesinlikle diğer insanlar tarafından zenginleşti.

ولكن بالتأكيد تم إثراء حياتي من قبل أشخاص آخرين.

O tür bir insan kesinlikle başarısız olacaktır.

إنسان من ذلك النوع سيفشل بالتأكيد.

Esperanto kesinlikle çok büyük bir zaman kaybı!

لا شك في أن الإسبرانتو مضيعة وقت كبيرة.

- Ben kesinlikle size katılıyorum.
- Sana tamamen katılıyorum.

أوافقك الرأي بالتأكيد.

Kesinlikle Tom'un az önce yaptığını yapmak istemem.

بالتأكيد لا أريد أن أفعل ما قام بفعله توم قبل قليل.

Bir albüm anlaşmasını için kesinlikle buna ihtiyacınız var.

ولقد احتجتها فعلا لكي تحصل على عقد جيد.

Ve kadınlarla erkekler arasında kesinlikle hiçbir farklılık bulamadık,

ولم نجد أي اختلافات على الإطلاق بين الرجال والنساء

Bakalım, bu takip cihazına göre Dana kesinlikle yakınlarda.

‫لنر، طبقاً لجهاز التتبع هذا،‬ ‫"دانا" قريبة بكل تأكيد.‬

Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.

‫إذن فقد سقط منها بشكل ما.‬ ‫وهذا يعني أنها جاءت هنا بكل تأكيد،‬

Ve siz de bu mücadelenin hakkını kesinlikle verdiniz.

‫وكنت بالتأكيد‬ ‫أهلاً للتحدي.‬

Bu şeyler biraz ürkütücü olabilir ve kesinlikle tehlikeli

‫يمكن لهذه الأماكن أن تكون مخيفة بعض الشيء‬ ‫ولها مخاطرها بكل تأكيد،‬

Bu da bana kesinlikle bir serap olduğunu düşündürüyor.

‫مما يحدو بي للاعتقاد ‬ ‫أنها كانت سراباً بالتأكيد.‬

Uzak-UVC onlara kesinlikle ulaşabilir ve onları öldürebilir

ولهذا ستتمكن هذه الموجات القصيرة (far-UVC) من اختراقهم وقتلهم،

Lütfen bulursanız bile o eserleri kesinlikle zarar vermeyin

من فضلك لا تضر هذه الأعمال ، حتى لو وجدت

Ragnar'ın yılan çukurundaki ölümü neredeyse kesinlikle icat edilmiştir.

يكاد يكون من المؤكد اختراع موت راجنار في ثعبان.

Meksika vatandaşının kesinlikle Amerika'ya alınmayacağını ve giremeyeceğini söyledi

وقال إن المواطن المكسيكي لن يتم قبوله بالتأكيد في أمريكا ولا يمكنه الدخول

Bu kesinlikle yaşamımda içtiğim en lezzetli meyve suyu.

قد يكون هذا ألذ عصير شربته في حياتي.

Senin gibi güzel bir kız kesinlikle fark edilir.

فتاة حسناء مثلك حتما تكون قد لوحظت.

Ama diyelim ki kesinlikle, %100 virüse sahip değilsiniz.

لكن دعنا نفترض أنك بكل تأكيد غير مصاب بالفيروس

Buna kesinlikle kafayı takmış ve kendimi kaptırmış durumdayım.

وأنا مولع ومفتون بهذا قطعاً.

Tom'un işi yaptırmak için kesinlikle yeterli zamanı var.

لا شك أن توم كان لديه وقت كاف لينجز العمل.

Çünkü ben yeterli değilsem, o kesinlikle değildir, değil mi?

لإنّني إن لم أكن أملك أيّ شيء، فهنّ أيضًا لا يملكن شيئًا، أليس كذلك؟

Ve bu kesinlikle yardımcı oldu, ama asıl ihtiyacım olan yerde,

وساعد هذا بالطبع لكن لم يساعدني في نقطة احتياجي

Çok iyi genlerim var, bu konuda endişelenmeme kesinlikle gerek yok."

وبالتالي، أنا لدي جينا جيدة وبالتأكيد ليس هناك شيء يستدعي القلق

Doğada gücünüze ihtiyaç duyduğunuz bir yer varsa orası kesinlikle ormandır.

‫إن كانت هناك بيئة تحتاج فيها إلى قوتك،‬ ‫فهي الغابة.‬

Bu kesinlikle Himilco'nun adamları arasında ki ani moral çöküşünü açıklıyor

هذا من شأنه بالتأكيد أن يفسر الانهيار المفاجئ للروح المعنوية بين رجال هيمليكو

Herkes kaldırsın bu Zoom u tamam mı? Kesinlikle çok zararlı

الجميع يرفع هذا التكبير حسنا؟ ضار للغاية

Bakın, ateş de ona göre hareketlendi. Kesinlikle bir hava akımı var.

‫انظر، الشعلة تتراقص كذلك.‬ ‫هناك تيار هواء بكل تأكيد.‬

Kesinlikle çok dikkat edilmeli çünkü yarasalar tek ısırıkla ölümcül virüsler bulaştırabilirler.

‫يجب بالتأكيد أن ألزم الحذر،‬ ‫لأنه يمكن للخفافيش ‬ ‫أن تنقل فيروسات قاتلة بعضة واحدة.‬

Bu kesinlikle kabul edilemez bir şeydi. Toplum bir kere bunu istemiyordu zaten

كان هذا غير مقبول على الإطلاق. لم يرغب المجتمع بذلك مرة واحدة

Böyle bir adam nasıl başkan olabilir? akıl alır bir olay değil kesinlikle!

كيف يمكن لمثل هذا الرجل أن يصبح رئيسا؟ إنها بالتأكيد ليست حادثة!