Translation of "Kesinlikle" in Dutch

0.009 sec.

Examples of using "Kesinlikle" in a sentence and their dutch translations:

Kesinlikle.

Absoluut.

Kesinlikle!

- Zeker!
- Natuurlijk!
- Precies!
- Zonder twijfel.
- Jawel.
- Uiteraard!
- Inderdaad!
- Zeker weten!
- Maar natuurlijk!

- Kesinlikle haklısın.
- Sen kesinlikle haklısın!

- Je hebt helemaal gelijk.
- Je hebt volkomen gelijk.

Kesinlikle bilmiyorsun.

Je kan het nooit zeker weten.

- Kesinlikle!
- Mutlaka!

Absoluut!

Kesinlikle yasaktır.

Strikt verboden.

Kesinlikle mümkündür.

Dat is zeker mogelijk.

Kesinlikle bilmiyoruz.

Dat weten we niet zeker.

Kesinlikle imkansız.

- Dat is absoluut onmogelijk.
- Volstrekt onmogelijk.

Kesinlikle haklısın.

- Je hebt helemaal gelijk.
- Je hebt volkomen gelijk.

- O kesinlikle gelmiyor.
- O kesinlikle gelmeyecek.

Hij komt zeker niet.

Kesinlikle. Bunu yaptım.

Absoluut, heb ik al gedaan.

O, kesinlikle başaracak.

Hij zal zeker slagen.

Kesinlikle bilmek istiyorum.

Ik zou het voor de zekerheid willen weten.

Kesinlikle onu özleyeceğim.

Ik zal ze zeker missen.

O kesinlikle gelmez.

Hij komt zeker niet.

Tom kesinlikle dinlemiyor.

Tom wil maar niet luisteren.

Öneriyi kesinlikle onaylayamam.

Ik kan het voorstel helemaal niet steunen.

Salı kesinlikle soğuktu.

Dinsdag was het immers koud.

Onları kesinlikle özleyeceğim.

Ik zal ze zeker missen.

Fiyatlar kesinlikle yükselecek.

De prijzen zullen zeker stijgen.

Tom kesinlikle hatasız.

Tom heeft absoluut gelijk.

Onlar kesinlikle biliyorlar.

Ze weten het sowieso.

Tom kesinlikle sakin.

Tom is volledig kalm.

Tom kesinlikle haklı.

Tom heeft absoluut gelijk.

O, kesinlikle cezalandırılıracak.

Hij wordt zeker gestraft.

Kesinlikle bu gereksiz.

Dat is toch niet nodig?

Ben kesinlikle şaşırdım.

- Ik was absoluut verbaasd.
- Ik was helemaal verbijsterd.

Bunu kesinlikle yapacağım.

Dat zal ik zeker doen.

Ona kesinlikle inanıyorum.

Ik geloof stellig daarin.

Yağmur kesinlikle yağacak.

Het zal zonder twijfel gaan regenen.

Bu kesinlikle bir seçenek.

Dat is één mogelijkheid.

Nabzım kesinlikle çok yükseldi!

Mijn hart klopt in mijn keel.

Ben de kesinlikle değildim.

Ik was dat zeker niet.

Sigara içmek kesinlikle yasaktır.

Het is streng verboden te roken.

O kesinlikle mümkün değil.

Dit is volledig onmogelijk.

Onun söylediği kesinlikle doğrudur.

Wat hij zegt is absoluut correct.

O, kesinlikle başarılı olacak.

Ze zal zeker slagen.

Annem kesinlikle öfkeli olacak!

Mama zal zeker razend zijn.

Tom'a sorma, kesinlikle bilmiyordur.

Vraag het niet aan Tom, hij weet het vast niet.

O, kesinlikle bir olasılıktır.

Dat is zeker een mogelijkheid.

Onu kesinlikle biliyor musun?

Ben je er zeker van?

Pekala, bunu kesinlikle deneyeceğim.

Nou, ik zal het zeker proberen.

Onun kesinlikle düşmanları yoktur.

Ze heeft absoluut geen vijanden.

Biz kesinlikle en iyisiyiz.

Wij zijn zeker de beste.

Ben kesinlikle Tom'u yenebilirim.

Ik kan Tom zelf wel aan.

Kesinlikle sigara içmeyi bırakacağım.

Ik stop definitief met roken!

Tom kesinlikle otuzun üzerindedir.

- Tom is zeker ouder dan dertig jaar.
- Tom is zeker ouder dan dertig.

Tom kesinlikle mutlu görünüyor.

Tom lijkt zeker gelukkig.

Tom kesinlikle güzel konuşur.

Tom is ongetwijfeld welbespraakt.

Tom kesinlikle mesajı aldı.

- Tom heeft de boodschap zeker begrepen.
- Tom heeft het bericht zeker ontvangen.
- Tom heeft het zeker begrepen.

Kesinlikle daha kötüsünü yapamazdın.

Je kon het zeker niet slechter doen.

Bu kesinlikle daha eğlencelidir.

Dit is beslist leuker.

Kesinlikle bunu yapmak istemiyorum.

Dat wil ik zeker niet doen.

Bu kesinlikle eğlenceli olacak.

Het zal zeker leuk worden.

Bu kesinlikle o, hadi çabuk!

Dat is haar, kom snel.

Kesinlikle bir hava akımı var.

Er komt tocht vandaan.

Neyin kesinlikle olabileceğine odaklanma eğilimindeyiz.

of we dat nu met horoscopen of met algoritmen doen.

Evet, kesinlikle uçak enkazına benziyor.

Ja, dat lijkt op een vliegtuigwrak.

"Bunu kesinlikle yakalayacak." diye düşünüyordum.

Ik denk: deze vangt ze zeker.

Bu kesinlikle en iyi yol.

- Dit is zeker de beste manier.
- Dit is beslist de beste manier.

Tom'un onunla kesinlikle ilgisi yoktu.

Tom had er absoluut niks mee te maken.

O kesinlikle bir centilmen değil.

Hij is zeker weten geen heer.

Bu kesinlikle yağmur gibi görünüyor.

Het ziet er zeker uit als regen.

Tom kesinlikle üzerine düşeni yaptı.

Tom heeft zeker zijn steentje bijgedragen.

Ben kesinlikle Tom'a oy vereceğim.

Ik zal zeker op Tom stemmen.

Tom kesinlikle bir şeylerin peşinde.

Tom is zeker iets van plan.

Ben kesinlikle hiç kimseye güvenmiyorum.

Ik vertrouw helemaal niemand.

O politikacı kesinlikle dürüst değil.

- Die politieker is helemaal niet eerlijk.
- Die politicus is totaal niet eerlijk.

Tom kesinlikle bilen tek kişi.

Tom is de enige die het zeker weet.

Ben kesinlikle yardım etmek istiyorum.

Ik wil zeker helpen.

Bu kesinlikle tetiklendi. Bu iyi haber.

Hij is zeker afgegaan. Dit is goed nieuws.

Bu da kesinlikle benim yaşadıklarıma uyuyor.

Dit komt beslist overeen met mijn eigen ervaring.

Senin önerine kesinlikle bir muhalefet olacak.

Er zal zeker bezwaar zijn tegen je voorstel.

Ailemdeki insanların bunu öğrenmesi kesinlikle gereksiz.

Het is allesbehalve nodig dat mijn familie daar weet van heeft.

- Yağmur kesin yağacak.
- Yağmur kesinlikle yağacak.

- Het zal ongetwijfeld gaan regenen.
- Het zal zonder twijfel gaan regenen.

Onlar kesinlikle sadece arkadaştan daha fazlasıdırlar.

Ze zijn ongetwijfeld meer dan alleen vrienden.

Onun Tom olduğunu kesinlikle biliyor musun?

Ben je zeker dat hij Tom was?

Kesinlikle bunun bir hayal olduğunu umuyorum.

Ik hoop echt dat dit een droom is.

Tom kesinlikle güzel konuşan bir konuşmacı.

Tom is ongetwijfeld een begenadigd spreker.

Noel kesinlikle benim en sevdiğim tatilimdir.

Kerstmis is beslist mijn favoriete feestdag.

Ama kesinlikle şu köşenin üzerinde daire çiziyorlar.

Maar ze cirkelen elk geval allemaal in die hoek daar.

Ama kesinlikle şuradaki köşenin üzerinde daire çiziyorlar.

Maar ze cirkelen elk geval allemaal... ...in die hoek daar.

Kesinlikle daha fazla enerjiye ihtiyacım olduğunu hissediyorum.

Ik zou wel wat energie kunnen gebruiken.

Kesinlikle daha fazla enerjiye ihtiyacım olduğunu hissediyorum.

Ik zou zeker wel... ...wat energie kunnen gebruiken.

Bu odadaki insanları kesinlikle, muhtemelen şaşırtmaz ki

Dus het zal waarschijnlijk geen verrassing zijn voor de mensen hier,

Ve yara iyileşmesi için kesinlikle çok önemliydi.

en ook van cruciaal belang was voor de wondgenezing.

Evet, aşağıda kesinlikle metal bir şey var.

Er is daar zeker iets van metaal.

Ama hayatın kesinlikle diğer insanlar tarafından zenginleşti.

maar mijn leven is zeker verrijkt door andere mensen.

Pazartesi kesinlikle haftanın en sevdiğim günü değil.

Maandag is zeker niet mijn favoriete dag van de week.

Onun kadar gayretli bir insan kesinlikle başaracaktır.

Een man zo ijverig als hij moet wel succes hebben.

Aramızda kesinlikle hiç romantik bir şey yok.

Er is helemaal niets romantisch tussen ons.

Bu konuda emin misin? Kesinlikle emin misin?

Ben je hier zeker van? Helemaal zeker?

Tom'un onun arkasında olduğunu kesinlikle biliyor musun?

Weet je zeker dat Tom hier achter zit?