Translation of "Bacaklarım" in English

0.010 sec.

Examples of using "Bacaklarım" in a sentence and their english translations:

Bacaklarım zayıftır.

My legs are weak.

Bacaklarım ağrıyor.

My legs are hurting.

Bacaklarım uyuşuyor.

My legs are getting numb.

Bacaklarım acıyor.

My legs hurt.

Bacaklarım iyi.

My legs are fine.

Bacaklarım uyuşmuş.

My legs are numb.

Onlar benim bacaklarım!

Those are my legs!

Bacaklarım hâlâ ağrıyor.

My legs still hurt.

Bacaklarım beni öldürüyor.

My legs are killing me.

Benim bacaklarım yorgun.

My legs are tired.

Bacaklarım oturmaktan ağlıyor.

My legs ache from sitting.

Uzun bacaklarım var.

I have long legs.

Kısa bacaklarım var.

I have short legs.

Bacaklarım çok ağrıyor.

My legs hurt a lot.

Minderde oturmaktan bacaklarım ağrıyor.

My legs ache from sitting on tatami.

Ertesi gün bacaklarım acıyordu.

I had sore legs the next day.

Bacaklarım sertleşinceye kadar yürüdüm.

I walked till my legs got stiff.

Bacaklarım yorulana kadar yürüdüm.

I walked until my legs felt tired.

Bacaklarım kurşun gibi ağır.

My legs are as heavy as lead.

Uzun yürüyüşten sonra bacaklarım ağrıdı.

My legs ached after the long walk.

Senden daha uzun bacaklarım var.

I've got longer legs than you.

Ondan daha uzun bacaklarım var.

I've got longer legs than him.

Tom'dan daha uzun bacaklarım var.

I have longer legs than Tom.

Bacaklarım günden güne daha da iyileşiyor.

My legs are getting better day by day.

Bacaklarım acıyor çünkü bugün çok yürüdüm.

My legs hurt because I walked a lot today.

Benim bacaklarım seninki kadar uzun değil.

My legs aren't as long as yours.

Tom'un sahip olduklarından daha uzun bacaklarım var.

- I've got longer legs than Tom.
- I have longer legs than Tom.

Bacaklarım uzun bir yürüyüşten sonra zarar görür.

My legs hurt after the long walk.

Bacaklarım acıyor olmasına rağmen bisikletime binmeye devam ettim.

I kept riding my bicycle even though my legs were hurting.

Başım ağrıyor, kollarım ve bacaklarım da... Aslında bütün vücudum.

My head hurts, and so do my arms, legs... in fact, my whole body.

Sandalye çok yüksekti ve kendimi havada asılı bacaklarım ile buldum.

The chair was too high, and I found myself with my legs hanging in the air.

Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.

Let's take a short rest here. My legs are tired and I can't walk any more.