Translation of "Kısa" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "Kısa" in a sentence and their korean translations:

Kısa bir süre sonra

그 후로 얼마 안 되어,

Kısa süreli şüphemin ardından,

이렇게 짧은 불신이 해결되고 나니

Unutmayın, olabildiğince kısa sürede

잊지 마세요, 최대한 빨리

Yani kısa bir uygulama olacak.

이건 아주 간략한 명상이 될 것입니다.

Bir yıldan kısa bir sürede,

1년도 채 지나지 않아

Kısa ömürlerinin son eylemi bu.

‎짧은 삶의 마지막 행위죠

İster misiniz? Sadece kısa bir meditasyon.

하고 싶으신가요? 그냥 짧은 명상이요.

Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:

잠깐의 멈춤 후 고함이 들렸습니다.

Kısa zamanımızda 1,5 milyon arama gerçekleştirdik.

얼마 되지 않았는데도 전화가 150만 통이나 왔습니다.

Bu evrimin içinde kısa bir an.

인공지능의 발전의 한 순간에 존재하고 있으니까요.

Kısa süre önce üniversiteden mezun olmuştum

저는 대학교를 갓 졸업한 상태였고,

Bunun nedenini anladıktan kısa süre sonra

제가 그 이유를 알게 된지 얼마 되지 않아

Böylelikle bu kısa ilham anını saklayabiliyorum.

정말 짧은 이 순간의 영감을 연결하고 보존하기 위해서죠.

Veya kısa mesafeleri keşfedecek mühendisliğe sahipler.

혹은 장거리보다는 보다 근거리에서 활동할 겁니다.

Ama yazın ortasında geceler kısa olur.

‎하지만 한여름의 밤은 ‎짧기만 합니다

Umarım o enkazı kısa sürede buluruz.

잔해를 빨리 찾았으면 좋겠군요

Şu anda verilebilecek en kısa cevap ise

지금 짧게 답을 드린다면 이렇습니다.

Millenium Challenge Corporation kısa süre önce bize

밀레니엄 챌린지 협회는 최근 부패 관리 지표에 대해

Kısa bir süre sonra suyun dibini boylamıştım.

전 곧 물속에 잠겼고

-- Nijerya iç savaşından kısa bir süre sonraydı --

비아프라전쟁 직후로

Kısa tarafta olmanın nasıl olduğunu gör bakalım."

키가 작은 사람의 입장에서 보는 세상이 어떤지 한번 느껴봐."

Burada hemen kısa bir video paylaşmak istiyorum.

이제 짧은 영상을 하나 보여드릴 텐데요.

Hepinizle iki kısa deney yaparak başlamak istiyorum.

우선 여러분들께 두 개의 간단한 과제를 드리고자 합니다.

Dinlenmeden yürüme kısa sürede etkisini göstermeye başlamıştı.

가차없는 행진으로 병사와 말들이 빠르게 지치기 시작했다.

Ve maluliyet maaşları kısa süre içinde gelmeyi bıraktı.

환자로서 받았던 수당도 더는 나오지 않게 되었습니다.

Bu, sandığınızdan daha kısa bir sürede gerçek olabilir.

그런 날이 생각보다 더 빨리 올지도 모릅니다.

O yüzden gündelik aktivitelerin kısa videolarını da yaptık,

그래서 일상 생활을 담은 영상을 촬영했는데요.

Her an çok değerli çünkü hayatı çok kısa.

‎너무나 짧았기에 ‎매 순간이 소중했죠

Belli uzunlukta ipler asılı, uzun ve kısa olan şeklinde,

각각에 끈이 걸려 있죠. 하나는 길고, 하나는 짧습니다.

1 yıldan kısa bir süre içinde 5 dergi kapağı.

1년간 5개 잡지 커버모델

Diğer bir deyişle, kadın ve erkek girişimciler kısa sunumlarında

다른 말로 여성 남성 사업가 모두

"Robotum biraz kısa sanki" gibi şeyler fark etmeye başlıyorsun.

여러분은 "내 로봇은 좀 작은 거 같아"라는 식으로 느끼게 됩니다.

Unutmayın, olabildiğince kısa sürede o panzehri bulup hastaneye yetiştirmeliyiz.

잊지 마세요, 최대한 빨리 해독제를 찾아서 병원으로 가져가야 합니다

Ama kısa süre sonra durumu değiştiren haberler geldi kafasına.

하지만 곧 상황을 바꾸는 소식이 도착했다.

İşletmeler için de modaya ayak uydurup kısa zamanda kâr etmek

기업이 단기적 수익창출에 혈안이 되어, 미래의 투자를 등한시하는 것도

Fakat geçici olarak kısa süreliğine mega şehir olan bir şehir.

기간이 짧고 특정 시기에만 존재하는 메가시티입니다.

Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.

‎하지만 이런 짧은 다리로는 ‎높은 담을 오를 수도 없고 ‎혼잡한 도로를 건너지도 못합니다

Kısa nefes kesici başarıları Hellenistik Çağ'da Yunanlı olarak hayat sürdü

그의 단편의 숨막히는 업적 헬레니즘 시대를 그리스어로 안내하는 삶

Bu yüzden, kısa bir zamanda, makul fiyata OLED TV ekranı üretmenin

이것이 LG가 매우 적은 시간 안에 합리적인 가격의 OLED TV를 만들 수 있었던

Fakat bunun kısa vadede yardımı dokunsa bile, ilerisi için yeterli olmayabilir.

그것이 단기적으로 도움이 되더라도 장기적으로는 충분하지 않을 수 있습니다.

Eğer aynı hattan geri dönersek, bu hattın en kısa rota olmadığını görürsünüz.

다시 지구본으로 돌아가보면 이것이 가장 짧은 길은 아니라는 걸 알 수있지만

Kısa bir hapis cezasından sonra, orta derecede muhafazakâr bir siyasi parti kurdu, AKP.

짧은 징역형을 선고받은 뒤 중도 보수 정당인 AKP를 창당해