Translation of "Zayıftır" in English

0.003 sec.

Examples of using "Zayıftır" in a sentence and their english translations:

Bacaklarım zayıftır.

My legs are weak.

Laurie zayıftır.

Laurie is slim.

O yaratılıştan zayıftır.

She is weak by nature.

Bendeki dil bilgisi zayıftır.

My grammar is poor.

Japonca bilgim oldukça zayıftır.

My knowledge of Japanese is rather poor.

John bir kurt gibi zayıftır.

John is as lean as a wolf.

İngilizce sevmesine rağmen, o, matematikte zayıftır.

While he likes English, he is weak in mathematics.

Benzoik asit, hidroklorik asitten daha zayıftır.

Benzoic acid is much weaker than hydrochloric acid.

- O, İngilizcede zayıftır.
- O, İngilizcede zayıf.

He is weak in English.

Beth şimdi kız kardeşinden daha zayıftır.

Beth is slimmer than her sister now.

Bu şirketin şikayetime karşı duyarlılığı zayıftır.

This company's responsiveness to my complaint is poor.

Bir çiçeğin kökü bir bebeğin parmağı kadar zayıftır.

The root of a flower is as weak as a baby's finger.

O, o kadar zayıftır ki bir iskelet gibi görünüyor.

He's so thin that he looks like a skeleton.

- Küçük konuşmada berbatım.
- Havadan sudan muhabbet açma yönüm çok zayıftır.

I'm terrible at small talk.