Translation of "Avantajı" in English

Bunun avantajı nedir?

What's the upside to that?

Bunu yapmanın avantajı yoktur.

There is no advantage in doing that.

Bu onun avantajı için.

It is to his advantage.

Onun güzellik avantajı vardır.

- She has beauty as a point in her favour.
- She has the advantage of beauty.

Onların hangi avantajı var?

What advantage do they have?

Bu teknolojinin avantajı nedir ?

- What is the advantage of this technology?
- What is the advantage of that technology?

Bu teknolojinin avantajı nedir?

- What is the advantage of this technology?
- What is the advantage to this technology?

Her dezavantajın avantajı vardır.

Every disadvantage has its advantage.

Erkeklerin kadınlardan fazla avantajı yoktu.

Men did not necessarily have an advantage over women.

Planımızın bir sürü avantajı var.

Our plan has lots of advantages.

Planımızın birçok ek avantajı vardır.

Our plan has many additional advantages.

Basketbolda uzun oyuncuların avantajı vardır.

In basketball, tall players have an advantage.

Onun iyi eğitim avantajı var.

He has the advantage of a good education.

Onun küçük bir avantajı var.

- He has a small advantage.
- She has a small advantage.

Burada kalmanın hiçbir avantajı yok.

There is no advantage in staying here.

Dişi puma avantajı ele geçirmiş durumda.

The female puma now has the advantage.

Bence Tom'un büyük bir avantajı var.

- I think Tom has a big advantage.
- I think that Tom has a big advantage.

Bu, çocuk olmanın avantajı olmadığı anlamına gelmiyor.

That's not to say there are no advantages to being a kid;

Çocuk olmanın üçüncü avantajı ise zaman avantajıdır.

The third advantage of being a child is the advantage of time.

Bu vergisiz bölgelerin benzersiz bir avantajı var.

These tax free zones have a unique advantage.

Okumamayı seçenlerin okuyamayanlara göre hiçbir avantajı yoktur.

Those who choose not to read have no advantage over those who can't read.

Beynimiz, bizim türümüzün bu anlamda rekabet avantajı konumunda.

Our competitive advantage as a species is our brain.

Fakat en kötü dez avantajı ise kullandığı yöntemdi

But the worst disadvantage was the method he used

- O teknolojinin avantajı nedir?
- O teknolojinin yararı nedir?

What is the advantage of that technology?

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

Soon, the lioness will lose the advantages brought by its dark nights.

Tesla belirsiz ve çünkü Tesla da birçok rekabet avantajı var.

uncertain and because Tesla also has many competitive advantages.

Tom onu yapmamızı önerdiğin şekilde onu yapmanın bir avantajı olduğunu düşünmüyor.

Tom doesn't think there is any advantage of doing it the way you suggest we do it.

Kel olmanın en az bir avantajı var - şampuanla ilgili çok tasarruf yaparsın.

Being bald has at least one advantage - you save a lot on shampoo.

Otomatik kapıların kesin bir avantajı, insanlar kapı kollarına dokunarak bulaşıcı hastalıklarını yayamayacaklarıdır.

A definite advantage of automatic doors is that people can't spread their contagious diseases by touching door handles.

Yaşlı olmanın bir avantajı gençken almayı göze alamadığın her şeyi artık istememendir.

One advantage of being old is that you no longer desire all the things that you couldn't afford to buy when you were young.

Hepimiz kanun önünde eşitiz, ancak zenginlerin çoğu kez büyük bir avantajı var.

We are all equal before the law, but the rich often have a big advantage.

Serbest çalışmanın avantajı zamanını özgürce bölebilmendir. Dezavantajı ise gerçekten gün boyunca çalışmak zorunda olmandır.

The advantage of freelancing is that you can divide your time freely. The disadvantage is that you actually have to work around the clock.