Translation of "Arttırmak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Arttırmak" in a sentence and their english translations:

Fiyatı arttırmak isterim.

I would like to increase the price.

Ve toplumdaki tarih bilincini arttırmak

and raising awareness of history in society

Salondaki adrenalin seviyesini arttırmak için tek yaptığım burayı çekmek.

But to get the adrenaline levels up in the room, all I do is pull here.

Yabancı yatırımı arttırmak için, bu yüzyılın başında Dubai otoriteleri

To further boost foreign investment, at the beginning of this century the Dubai authorities

Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.

This company uses cheap labor to increase its profit margins.

Gayet açıktı; büyümeyi ve yatırımı arttırmak ve milyonlarca iş yaratmak.

It was clear: boost growth, investment, and create millions of jobs.

Bilim adamları dünyanın gıda teminini arttırmak için yeni yöntemler bulacaklar.

Scientists will come up with new methods of increasing the world's food supply.

Bölgedeki gücünü arttırmak isteyen Suud ve İranlıların iştahını da bir hayli kabartmış durumda.

Saudis and Iranians are angling to take control of that territory.

- Tom çorbayı koyulaştırmak için buğday ekledi.
- Tom çorbanın kıvamını arttırmak için bulgur kattı.

Tom added wheat to thicken the soup.