Translation of "Anlaşılan" in English

0.007 sec.

Examples of using "Anlaşılan" in a sentence and their english translations:

Anlaşılan Mary beni sevmiyor.

Apparently, Mary doesn't like me.

Anlaşılan otobüs geç kaldı.

Apparently the bus was late.

Anlaşılan onu yapmam gerekmiyordu.

I apparently didn't need to do that.

Anlaşılan onu yapmam gerekmiyor.

I apparently don't need to do that.

Anlaşılan, onu yapan kişi Tom.

Apparently, Tom is the one who did that.

Anlaşılan, toplantı Tom'un ofisinde olacak.

Apparently, the meeting will be in Tom's office.

Anlaşılan o eski püskü daire boş.

Apparently that shabby flat is vacant.

Anlaşılan, başvurmak için fazla erken değil.

Apparently, it's not too early to apply.

Anlaşılan Tom yaptığını söylediği şeyi yapmamış.

Tom apparently didn't do what he said did.

Anlaşılan, Cibuti tüm bölgedeki tek sakin ülke!!!

So as it turns out, Djibouti is the only peaceful country in the whole region!!!

Müzik tüm insanlar tarafından anlaşılan bir dildir.

Music is a language understood by all humans.

- Görünüşe göre ben evlatlığım.
- Anlaşılan ben evlatlığım.

Apparently I'm adopted.

Anlaşılan o ki, parayı takip etmekte fayda var.

Turns out, it helps to follow the money.

Anlaşılan, dijital eko halkaları hakkında hiç fikrim yoktu

And as it turns out, I had no idea about digital echo chambers.

- Anlaşılan, yarın yağmur yağacak.
- Açıkçası, yarın yağmur yağacak.

Evidently, it's going to rain tomorrow.

Anlaşılan yaranın kendisi sadece birkaç dikişe ihtiyaç duyuyor.

Apparently the wound itself only needs a few stitches.

- Kafam bugün iyi çalışmıyor anlaşılan.
- Bugün aklım iyi çalışıyor gibi görünmüyor.

My brain doesn't seem to be working well today.