Translation of "Boş" in Chinese

0.006 sec.

Examples of using "Boş" in a sentence and their chinese translations:

Teneke boş.

罐子是空的。

Kavanoz boş.

罐子是空的。

Oda boş.

这房间是空的。

Kutu boş.

盒子裡面沒有東西。

- Ne desem boş.
- Ne desek boş.

我不知道應該說什麼才好。

Kutu neredeyse boş.

盒子几乎是空的。

Onu boş ver.

放棄吧。

Hayatım onsuz boş.

没有他我的生活是空虚的。

Kutu boş değildi.

箱子不是空的。

Bu oda boş.

这房间是空的。

- Saçmalama!
- Boş konuşma.

不要說廢話!

Yarın boş musunuz?

你明天有空吗?

- Bu yer hâlâ boş mu?
- Bura boş mu acaba?

这个座位空着吗?

Ne zaman boş olacaksın?

你什麼時候有空?

Birkaç boş bardak istiyorum.

我要一些空的玻璃杯。

Salı günü boş musun?

- 你星期二有空嗎?
- 周二你有空吗?
- 你周二有没有空?

Yarın akşam boş musun?

你明晚有空嗎?

Gelecek Cumartesi boş olacağım.

我下周六有空。

Bu koltuk boş mu?

这个位子空着吗?

- Unut gitsin.
- Boş ver.

不管它。

Bu yer boş mu?

这个座位空着吗?

Öbür gün boş musun?

你后天有时间吗?

Bu gece boş musun?

您今晚有空吗?

Boş zamanımda şiir yazarım.

我在闲暇时候写诗。

Boş vakitlerimde şiir yazıyorum.

我在闲暇时候写诗。

Öğleden sonra boş musun?

你下午有空嗎?

Hâlâ boş koltuklar var.

還有空位置。

- Cehennem boş, tüm şeytanlar burada.
- Cehennem boş, çünkü bütün şeytanlar burada.

地獄空空蕩蕩,魔鬼都在人間。

Önümüzdeki Pazar gününü boş tutun.

把下周日空出来。

Hâlâ boş birkaç oda vardı.

还有几间空房。

Yarın öğleden sonra boş musun?

你明天下午有空吗?

Hiç fazla boş koltuk yoktu.

没有更多免费座位了。

Boş vaktimi akıllıca geçirmek istiyorum.

我想要有意義地度過閒暇時間。

O boş bir masada oturuyor.

他坐在一张空桌旁。

Kutuda bazı boş şişeler var.

在盒子里有些空瓶。

- Saçma sapan konuşma.
- Boş konuşma.

别胡说。

Genellikle boş zamanlarınızda ne yaparsınız?

你在閒暇的時候一般做什麼?

Boş zamanında ne yapmaktan hoşlanırsın?

- 您空闲时间喜欢做什么?
- 你空闲时间喜欢做什么?

Boş bir bakışla orada duruyordu.

他站在那里,一脸茫然。

Yarın öğleden sonra boş olacağım.

我明天下午有空。

Babam bu öğleden sonra boş.

我父親今天下午有空。

Boş zamanını daha iyi kullanmalısın.

你要更好地利用闲暇时间。

Bu hafta sonu boş musun?

- 這個週末你有時間嗎?
- 这个周末你有空吗?

Yarın bütün gün boş olacağım.

明天我一整天都有空。

Cuma öğleden sonra boş musunuz?

- 你星期五下午有空嗎?
- 礼拜五下午有空吗?

Bu öğleden sonra boş musun?

你们今天下午有空吗?

Siz bu öğleden sonra boş musunuz?

你们今天下午有空吗?

Pazar günleri her zaman boş değilim.

我星期日並不總是有空。

Yazıcının boş mürekkep kartuşunu lütfen değiştir.

请把打印机里面的空的墨粉鼓换掉。

- Şimdi boş musun?
- Şimdi müsait misin?

现在有空吗?

Bu arada, bu akşam boş musun?

顺便问一句,你今晚有空吗?

Boş zamanım sırasında arkadaşlarımla takılmak istiyorum.

在我閒暇之時我喜歡和朋友們聚聚。

O, tüm boş zamanını balıkçılığa adadı.

她把所有的业余时间都用在钓鱼上了。

Boş zamanımı çoğunlukla radyo dinleyerek geçiririm.

我常常在我的闲暇时候听广播。

O, boş yere onu bana verdi.

他免費把它給了我。

- O yarın boş olacak.
- Yarın izinli olacak.

他明天有空。

Ne yazık ki fazla boş vaktim olmayacak.

遗憾的是我空闲时间不会有很多。

Bu kutu boş. İçinde hiçbir şey yok.

这箱子是空的,里面什么也没有。

Kendim için boş bir oda bulmama yardım et.

帮我找间空房间。

Boş zamanımda hep klasik müzik dinlemenin tadını çıkarıyorum.

有空的时候,我总喜欢听古典音乐。

Babam boş zamanında sık sık polisiye hikayeler okur.

父亲常常在空闲时间读侦探小说。

Tom boş zamanının çoğunu gitar pratiği yaparak geçirir.

湯姆把他大部分的空閒時間花在練習吉他上。

Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.

走的那天,房间11点要空出来。

Evvela hiç param yok ve ikinci olarak hiç boş vaktim yok.

我一沒錢,二沒時間。

- Onu dinleme, o saçma sapan konuşuyor.
- Ona kulak asma; boş konuşuyor.

別聽他的, 他在說廢話。

- Bir tane daha boş anahtarın var mı?
- Yedek anahtarın var mı?

你有多余的钥匙吗?

Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.

有空的时候,我总喜欢听古典音乐。