Translation of "Ofisinde" in English

O, ofisinde.

He is at his office.

Tom ofisinde.

Tom is at his office.

Karın ofisinde.

Your wife is in your office.

Onu ofisinde bulamadım.

I couldn't get hold of him at his office.

Öğretmen, ofisinde yazıyor.

The teacher is writing in his office.

Tom ofisinde meşguldü.

Tom has been busy in his office.

Neden ofisinde konuşmuyoruz?

Why don't we talk in your office?

Tom hâlâ ofisinde.

- Tom is still in your office.
- Tom is still in his office.

Tom ofisinde çalışıyordu.

Tom is working in his office.

Tom ofisinde olabilir.

Tom might be in his office.

Gitarımı ofisinde bıraktım.

I left my guitar in your office.

Sanırım Tom ofisinde.

- I think Tom is in his office.
- I think that Tom is in his office.

Adam ofisinde çalışıyor.

The man works in his office.

Müdürün ofisinde aranıyorsun.

You're wanted in the principal's office.

Tom ofisinde uyuyor.

Tom is snoozing in his office.

Neden ofisinde değilsin?

Why aren't you at your office?

Tom ofisinde olmalı.

Tom should be in his office.

Tom ofisinde uyudu.

Tom slept in his office.

Tom ofisinde yalnız.

Tom is alone in his office.

Tom ofisinde telefonda.

Tom is in his office on the phone.

Tom ofisinde masasında.

Tom is in his office at his desk.

Tom ofisinde kayboldu.

Tom disappeared into his office.

Tom zaten ofisinde.

Tom is already in his office.

Tom ofisinde değil.

Tom isn't in his office.

Tom ofisinde mi?

Is Tom in his office?

Tom ofisinde değildi.

Tom wasn't in his office.

- Tom'un ofisinde olduğunu biliyorum.
- Tom'un, ofisinde olduğunu biliyorum.

- I know Tom is in his office.
- I know that Tom is in his office.

Şerif seni ofisinde bekliyor.

The sheriff is waiting for you in his office.

Tom ofisinde bilgisayarında oturuyor.

Tom is in his office sitting at his computer.

Tom'u ofisinde zaten denedim.

I've already tried Tom at his office.

Onun ofisinde ne yapıyor?

What does she do in his office?

O ofisinde ne yapıyor?

What is she doing in his office?

Ofisinde seni aramaya çalıştım.

I tried calling you at your office.

Tom ofisinde evrakları inceliyor.

Tom is in his office looking over papers.

Tom, ofisinde bizi bekliyor.

Tom is waiting for us in his office.

Boston ofisinde sizi kullanabiliriz.

We could use you in the Boston office.

Babam dün ofisinde yoktu.

My father was absent from his office yesterday.

Tom ofisinde radyo dinliyor.

Tom is in his office listening to the radio.

Tom ofisinde Mary'yle birlikte.

Tom is in his office with Mary.

Onlar şimdi Tom'un ofisinde.

They're now in Tom's office.

Ofisinde çalışmama izin verdi.

He let me work in his office.

Sami şerifin ofisinde çalıştı.

Sami worked for the sheriff's office.

Tom'un ofisinde olmadığını sanıyordum.

- I thought Tom wasn't in his office.
- I thought that Tom wasn't in his office.

Mary, ofisinde ölü bulundu.

Mary was found dead in her office.

Tom ofisinde ölü bulundu.

Tom was found dead in his office.

Tom muhtemelen hâlâ ofisinde.

Tom is probably still in his office.

Tom şimdi Mary'nin ofisinde.

Tom is now in Mary's office.

Tom ofisinde seni bekliyor.

Tom is waiting for you in his office.

Tom ofisinde, değil mi?

Tom is in his office, isn't he?

Tom'un, ofisinde olduğunu biliyorum.

- I know Tom is in his office.
- I know that Tom is in his office.

Tom ofisinde rapor yazıyor.

Tom is in his office, writing a report.

Yarın seni ofisinde ziyaret edeceğim.

I'll call on you at your office tomorrow.

Tom ofisinde bizi geri istiyor.

Tom wants us back at the office.

Sen hiç ofisinde dinlendin mi?

Have you ever had a rest at your office?

Ofisinde başka kim Tatoeba kullanır?

Who else uses Tatoeba in your office?

Tom'un ofisinde olup olmadığını görelim.

Let's see if Tom is in his office.

Tom'un ofisinde bir kasa var.

There's a safe in Tom's office.

Tom senin ofisinde seni bekliyor.

Tom is waiting for you in your office.

Ofisinde seni bekleyen biri var.

There's someone waiting for you in your office.

Tom ofisinde seni görmek istiyor.

Tom would like to see you in his office.

Tom ofisinde beni kabul etmez.

Tom wouldn't allow me in his office.

Tom'un ofisinde olup olmadığını göreceğim.

- I'll see if Tom is in his office.
- I'll see if Tom's in his office.

Toplantı okul müdürünün ofisinde gerçekleştirildi.

The meeting was held at the principal's office.

Tom'un ofisinde olup olmadığına bakalım.

- I'll see if Tom is in his office.
- I'll see if Tom's in his office.

Tom'un seni ofisinde görmesi gerekiyor.

Tom needs to see you in his office.

Anlaşılan, toplantı Tom'un ofisinde olacak.

Apparently, the meeting will be in Tom's office.

Tom Mary'nin ofisinde ne yapıyor?

What's Tom doing in Mary's office?

Tom ofisinde değişik elbiseler bulundurur.

Tom keeps a change of clothes in his office.

Boston'daki ofisinde Tom ile tanıştım.

I met Tom at his office in Boston.

Tom sorgu yargıcının ofisinde çalıştı.

Tom worked at the coroner's office.

O hâlâ burada senin ofisinde.

He's still here in your office.

Tom hâlâ kendi ofisinde mi?

Is Tom still in his office?

Tom Mary'nin ofisinde olacağını düşündü.

- Tom thought Mary would be in her office.
- Tom thought that Mary would be in her office.

Tom, Mary'nin ofisinde olmadığını düşündü.

- Tom thought Mary wasn't in her office.
- Tom thought that Mary wasn't in her office.

Tom bütün sabah ofisinde olacak.

Tom is going to be in his office all morning.

Tom, Mary'yi ofisinde görmek istedi.

Tom wanted to see Mary in his office.

Tom, Mary'yi ofisinde görmek istiyor.

Tom wants to see Mary in his office.

Tom şu anda ofisinde değil.

Tom isn't in his office right now.

Tom bütün sabah kendi ofisinde.

Tom has been in his office all morning.

Tom ofisinde öğlene kadar çalışıyordu.

Tom was working in his office up until noon.

Tom bütün sabah ofisinde çalışıyor.

Tom has been working in his office all morning.

Tom'un hala ofisinde olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is still in his office.
- I know Tom is still in his office.

Tom Mary'nin ofisinde, değil mi?

Tom is in Mary's office, isn't he?

Tom sizi ofisinde görmek istiyor.

Tom would like to see you in his office.

Tom ofisinde çok fazla zaman harcıyor.

Tom spends a lot of time at the office.

Ofisinde çalışmam için bana izin verdi.

He granted me permission to work in his office.

Tom ofisinde geç saatlere kadar çalışıyor.

Tom is in his office working late.

Tom hemen seni ofisinde görmek istiyor.

Tom wants to see you in his office right away.

Ofisinde Fransızca konuşan biri var mı?

Does anyone in your office speak French?

Tom'un ofisinde olup olmadığını görmeye gideceğim.

I'll go see if Tom is in his office.

- Tom, Mary'nin ofisinde.
- Tom, Mary'nin bürosunda.

Tom is in Mary's office.

Boston ofisinde yapacak biraz işim var.

I have some business to do in the Boston office.

Dün gece ofisinde tekrar uyudun mu?

Did you sleep in your office again last night?