Translation of "Almazlar" in English

İnsanlar bu pazarda süt almazlar.

People don't buy milk at this market.

Fahişeler kredi kartı veya çek almazlar.

Prostitutes don't take credit cards or checks.

Onlar günün sonunda asla fincanlarını geri almazlar.

They never take back their cups at the end of the day.

Üstelik dünyadaki tüm ergenler aynı düzeyde risk almazlar.

Also, not all teens in the world take risks at the same level.

Tom ve Mary genellikle aynı şeylerden zevk almazlar.

Tom and Mary don't usually enjoy the same things.

Öğretmenler bir sürü tavsiye vermelerine rağmen, öğrenciler her zaman onu almazlar.

Although teachers give a lot of advice, students don't always take it.