Translation of "Süt" in English

- Süt ekşidi.
- Süt ekşimiş.

The milk turned sour.

- Ben süt istiyorum.
- Süt istiyorum.

I want milk.

Süt kötüleşti.

The milk has gone bad.

Süt taştı.

The milk boiled over.

Süt içiyordum.

I was drinking milk.

Süt içiyorum.

- I am drinking milk.
- I'm drinking milk.

Süt? Şeker?

Milk? Sugar?

İşte süt.

Here's the milk.

Süt iğrenç.

Milk is nasty.

Süt içti.

She drank milk.

Süt ekşi.

The milk is sour.

Süt içtim.

- I was drinking milk.
- I drank milk.

Süt besleyicidir.

Milk is nutritious.

Süt içer.

She drinks milk.

Süt içmeyiz.

We don't drink milk.

Süt nerede?

Where's the milk?

Süt buzdolabında.

The milk is in the fridge.

Süt iç!

- Drink milk!
- Drink the milk!

Süt getiriyorum.

I'm bringing milk.

Süt bozuldu.

This milk has gone bad.

Süt ekşimiş.

- The milk turned sour.
- The milk tasted sour.
- The milk is rancid.

- Süt mü bu?
- Bu süt mü?

Is that milk?

Tatlı süt kokusu,

Smelling of sweet milk,

Süt bana yaramıyor.

Milk does not agree with me.

Süt bizi güçlendirir.

Milk makes us strong.

Süt kolayca ekşir.

Milk easily turns sour.

Süt şişelerini kaynatın.

Boil the milk bottles.

Kedi süt içer.

The cat drinks milk.

Kahvesine süt karıştırdı.

She stirred the milk into her coffee.

Buzdolabında süt var.

- There is milk in the refrigerator.
- There's milk in the fridge.
- There is milk in the fridge.

Biraz süt istiyorum.

I want some milk.

Bardak süt doludur.

The glass is full of milk.

Bebekler süt emerler.

The babies are suckling.

Süt iyi mi?

Is the milk good?

Ben süt istemedim.

I didn't want milk.

Yağsız süt içeceğim.

I'll have skim milk.

Bebek süt seviyor.

The baby likes milk.

Arkadaşım süt istiyor.

My friend wants milk.

Hamisi süt kullanmaz.

Hamisi doesn't use milk.

Arkadaşım süt kullanmaz.

My friend doesn't use milk.

Yeterince süt yok.

There is not enough milk.

Nerede süt bulabilirim?

Where can I find the milk?

Süt karnımı ağrıtıyor.

Milk gives me a stomachache.

Tom süt sevmez.

Tom doesn't like milk.

Adam süt kokuyor.

The man smells the milk.

Hiç süt kalmadı.

- There is no milk left.
- There's no milk left.

İnekler süt verirler.

Cows give milk.

Biz süt içemeyiz.

We can't drink milk.

Süt ineklerden gelir.

Milk comes from cows.

Kahveye süt kattı.

She added milk to the coffee.

Biraz süt içtim.

I drank some milk.

Bugün süt aldım.

I bought milk today.

Kedim süt sever.

My cat loves milk.

Tom süt içti.

Tom drank milk.

İnekler süt verir.

Cows supply milk.

Süt içmeyi severim.

- I want to drink milk.
- I like to drink milk.

Süt suyla karışmaz.

Milk doesn't mix with water.

Tom süt içiyor.

- Tom is drinking milk.
- Tom drinks milk.

Süt içiyor musun?

Do you drink milk?

Süt için teşekkürler.

Thanks for the milk.

Ceketime süt döktüm.

I have spilt some milk on my jacket.

Melanie süt içiyor.

Melanie is drinking milk.

Ben süt içemem.

I can't drink milk.

Süt içti mi?

Does she drink milk?

Süt sağlıklı mı?

Is milk healthy?

Ben süt içmem.

I don't drink milk.

Artık süt içmiyorum.

I don't drink milk anymore.

Kahvemde süt istemem.

I don't like milk in my coffee.

Tom süt içmiyor.

- Tom does not drink milk.
- Tom doesn't drink milk.

Tom süt içmez.

- Tom does not drink milk.
- Tom doesn't drink milk.

Süt sıcakta bozulur.

Milk goes sour in heat.

- Buzdolabında biraz süt var.
- Dolapta biraz süt var.

- There is some milk in the fridge.
- There's some milk in the refrigerator.
- There's some milk in the fridge.

- Çok süt içer misin?
- Çok mu süt içiyorsun?

Do you drink a lot of milk?

- Süt yorgun adamları canlandırır.
- Süt yorgun insanları canlandırır.

Milk invigorates tired men.

- Tom hiç süt içmezdi.
- Tom asla süt içmezdi.

- Tom used to never drink milk.
- Tom never used to drink milk.

- Eve giderken süt al.
- Eve gelirken süt alıver.

Buy milk on your way home.

- Ah, süt satın almayı unuttum.
- Ah, süt satın almayı unutmuşum.
- Ah, süt almayı unutmuşum.

Oh, I forgot to buy milk.

- Süt düşük sıcaklıkta muhafaza edilmelidir.
- Süt düşük sıcaklıkta saklanmalıdır.

Milk has to be kept at a relatively low temperature.