Translation of "Alırsın" in English

0.038 sec.

Examples of using "Alırsın" in a sentence and their english translations:

Hangisini alırsın?

- Which one do you take?
- Which ones do you take?

Verirsen alırsın.

If you give, you'll get.

Gümüşü nasıl alırsın?

How do you buy silver?

Kaç tane alırsın?

How many do you take?

Ekmek satın alırsın.

You buy bread.

Ne sıklıkta duş alırsın?

How often do you shower?

Bu şeyi nasıl alırsın?

How do you get this stuff?

Piyango kazansan ne alırsın?

What would you buy if you won the lottery?

Kıyafetleri nerede satın alırsın?

Where do you buy clothes?

Ne sıklıkla duş alırsın?

How often do you take a shower?

Tatlı olarak ne alırsın?

What do you want for dessert?

Genellikle nereden kıyafet satın alırsın?

Where do you usually buy clothes?

Çok fazla yersen kilo alırsın.

You will get fat if you eat too much.

Sen arkadaşlarından mücevher ödünç alırsın.

You borrow jewels from your friends.

Çok yersen sonunda kilo alırsın.

If you eat a lot, you'll eventually get fat.

Ayakkabılarını genellikle nereden satın alırsın?

Where do you usually buy your shoes?

Akşam yemeğini ne zaman alırsın?

- What time do you have supper?
- What time do you eat dinner?
- At what time do you eat supper?
- What time do you eat supper?

Ne sıklıkta ödünç para alırsın?

How often do you borrow money?

Kaç tane çiçek satın alırsın?

How many flowers do you buy?

Pazartesi günü tekrar kitap alırsın.

You get the book again on Monday.

Öyle giyinmiş yatarsan soğuk alırsın.

If you sleep dressed like that, you'll catch a cold.

Genellikle ekmeği nereden satın alırsın?

Where do you usually buy bread?

Onu sadece oradan satın alırsın.

You only buy it there.

Eğer piyangoyu kazanırsan, parayla ne alırsın?

If you were to win the lottery, what would you buy with the money?

Eğer çabucak cevap verirsen aferin alırsın.

You'll get brownie points if you respond quickly.

Boş zamanında ne yapmaktan zevk alırsın?

What do you enjoy doing in your free time?

19 milyar doların olsa ne alırsın?

What would you buy if you had 19 billion dollars?

Her gün ne kadar ilaç alırsın?

How much medicine do you take every day?

Kendine gelirsen, hoş bir şey alırsın.

Behave yourself, and you'll get something nice.

Onu ben koyarım ve sen alırsın.

I put it, and you take it.

Ailenden ne kadar cep harçlığı alırsın?

How much pocket money do you get from your parents?

Çayını limonla mı yoksa sütle mi alırsın?

Do you take your tea with lemon or with milk?

Mavi ve sarıyı karıştırırsan hangi rengi alırsın?

What color do you get if you mix blue and yellow?

- Ne görüyorsan onu alırsın.
- Ne görüyorsan o.

What you see is what you get.

Genellikle hangi marka tuvalet kağıdı satın alırsın?

Which brand of toilet paper do you usually buy?

En çok hangi sporu izlemekten zevk alırsın?

Which sport do you most enjoy watching?

Noel için ne kadar süre izin alırsın?

How long do you get off for Christmas?

Sana üç yüz dolar versem ne alırsın?

If I gave you three hundred dollars, what would you buy?

Aptalca bir soru sorarsan aptalca bir cevap alırsın.

- Stupid question, stupid answer.
- Ask a silly question and you'll get a silly answer.

"Bir avukatı bir ağaçtan nasıl alırsın?" "İpi kes"

"How do you get a lawyer out of a tree?" "Cut the rope".

Ya şimdi hareket et ya da havanı alırsın.

Either you act now or you get nothing.

- Çok şey satın alıyorsun.
- Çok şey satın alırsın.

You buy a lot of things.

Eğer her zaman bu kadar çok yersen kilo alırsın.

If you always eat that much, you'll gain weight.

Ne kadar çok katılırsan, o kadar çok geri alırsın.

The more you enter into it, the more you will take out.

Her gün domuz gibi yersen elbette çok kilo alırsın.

If you pig out every day, you're sure to gain too much weight.

- Akşam yemeğini ne zaman alırsın?
- Ne zaman akşam yemeği yersin?

- What time do you eat dinner?
- What time do you have dinner?

Öfke iyi bir yatırımdır. Her zaman, kaybettiğinden fazlasını geri alırsın.

Anger is a good investment. You always get back more than you give out.

- Umarım bugünkü sınavından geçersin.
- Umarım bugünkü sınavından iyi not alırsın.

- I hope you pass today's exam.
- I hope that you pass today's exam.

Sen hep yalan söylüyorsun, insanların seni ciddiye almamalarının sebebi bu. Sen hak ettiğini alırsın.

You're always lying- that's why people don't take you seriously. You get what you deserve.

Trabzon hurmaları son derece besleyicidir ve harika bir lezzeti vardır, ama bazen ekşi bir tane alırsın.

Persimmons are highly nutritious and a great delicacy, but sometimes you get a sour one.

- Ne kadar çok sevgi verirsen o kadar çok alırsın.
- Ne kadar çok seversen o kadar çok sevilirsin.

The more love you give, the more you get.

- Bira, votka, şarap ya da soda mı tercih edersin?
- Bira mı, votka mı, şarap mı yoksa kola mı alırsın?

Do you prefer beer, vodka, wine, or soda?

- Çayını nasıl seversin?
- Çayını nasıl içersin?
- Çayınız nasıl olsun?
- Çayını nasıl alırsın?
- Çayı beğendin mi?
- Çayı beğendiniz mi?
- Çayı nasıl buldun?
- Çayınızı nasıl buldunuz?

How do you like your tea?