Translation of "Olarak" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Olarak" in a sentence and their korean translations:

İlk olarak:

첫 번째.

Üçüncü olarak:

세 번째.

Dördüncü olarak:

네 번째.

İkinci olarak,

둘째

Hem bireysel olarak hem de toplum olarak,

개인적으로, 또 사회 전체가

Kalıcı olarak azalabilir.

경쟁적 경제사회에서는요.

İlk olarak durun.

일단, 멈추세요.

Parlamento olarak adlandırılan

특히 입법부,

Bir aday olarak,

후보자일 시기에,

Direkt olarak etkilenecek.

그곳 사람들이 직접 피해를 본다는 것입니다.

Tam olarak göremiyordu.

시력 손실 때문입니다.

Son olarak üç:

셋째.

Tam olarak değil.

글쎄요. 꼭 그렇지만은 않습니다.

Ayrıcalıklı insanlar olarak

우리처럼 특권을 가진 사람들을 위한 것이기도 합니다.

Ve üçüncü olarak;

그리고 셋째

Son olarak, kimlik.

마지막으로, '자아' 는요.

olarak da popülerdir.

보석류 혹은 전시용으로요.

Onu, nörolojik olarak donuk bir çocuk olarak görüyordu.

신경학적으로 뒤쳐진 아이를 만나게 되었을 때였습니다.

Onu aktif olarak beslemeliyiz.

우리의 마음 내부에서 나오는 것으로 말이죠.

Nasıl aktif olarak besleyebiliriz?

안정된 평화를

Dış koşullardan bağımsız olarak

우리가 기댈 수 있고,

Yahudi bir insan olarak

유대인으로서

Ve karakterler tam olarak

그리고 이 단어들은 말 그대로

Beşinci ve son olarak,

마지막으로 다섯 번째 원칙은

Duyguların saklandığı yer olarak.

감정의 저장소라고 여겨왔습니다.

Bir tutku sembolü olarak.

정열의 상징이죠.

Arz sabit olarak düşüşte.

공급은 계속 줄고 있습니다.

Deneyerek, ölçerek, emin olarak.

밟아 보고, 무게를 실어 보고 발을 옮기는 거죠

Onları yemek olarak kullanır

미끼로 삼아서

Onları yem olarak kullanır

미끼로 삼아서

Kaderin bir oyunu olarak

그리고 운명은 아이러니컬하게도,

Duygusal olarak çok mutsuzdum.

감정적으로 꽤 우울했습니다.

Geleneksel olarak cinsellik eylemini

기존에 정의된 성행위는

Kısmen bunun sonucu olarak

부분적으로는, 이로 인해,

Eşit üye ülkeler olarak,

동등 자격의 회원국으로 말이죠.

Sonuç olarak da batırırız.

그래서 결국 결과를 망치게 되죠.

olarak düşünmüyoruz, şöyle diyoruz:

우린 이렇게 생각해요.

Insan olarak değerli olmadığımızı

우리는 별처럼 빛나는 소중한 존재도 아니며

Uydu mühendisi olarak çalışıyor.

인공위성 기술자 교육을 받고 있죠.

Son olarak, Hala'yı tanıyalım.

마지막으로 할라를 소개합니다.

Böylece bağımsız olarak çalışabilirler.

돔마다 독립적으로 운용할 수 있습니다.

Havanın küresel olarak garipleşmesiyle

전세계적으로 기후가 바뀐다는 것은

Ama bizler, insanlar olarak,

하지만 우리 인간들은

Tam olarak düşündüğüm buydu.

정확히 내가 생각했던 거야

Dreyfus'un rütbesinin alınması olarak bilinir.

이 사건을 드레퓌스의 굴욕이라고 부르죠.

Sonuç olarak burada bahsettiğimiz mutluluk

그러니까 이것은 우리 모두가 원하는

Benim laboratuvarımda, spesifik olarak farelerle.

특히, 제 연구실에선 쥐를 씁니다.

Insanlar arasında ücretsiz olarak paylaşıldı.

그들이 속해 있다고 생각하는 더 강한 힘을 존중하기 위해서요.

Evrensel olarak tanınır hale geldi.

전 세계적으로 알려졌습니다.

Kendini dijitalleştiren bir hükûmet olarak

에스토니아에서는 관료조직을 거의 없앴습니다.

"yalnızca bir kere" olarak adlandırılıyor.

"원스 온리(딱 한 번)"입니다.

Gençler olarak bunu nasıl çözeceğimizi,

어떻게 우리 젊은이들이 이 문제를 바로잡을지,

Kültürel olarak Yunan değiller sonuçta."

문화적으로 그리스인이 아니야."

Sadece bilinçli olarak farkında değilsiniz.

의식적인 노력없이도 자전거를 탈 수 있으니까요.

Geleneksel olarak bir anı oluşturmak,

기존의 통념에서는 기억 생성이 마치

SOS işareti tam olarak buradaydı!

여기 SOS가 있었어요 바로 여기요!

Sağlığımızı ikili olarak görmeyi bırakmak,

건강을 모 아니면 도의 문제로,

Lojistik olarak imkansız hale geldiğinde

감정 반응을 측정하는 전극 장치가 꼭 필요해

Gürültü, istenmeyen ses olarak tanımlanır

소음은 원치않는 소리라고 정의합니다.

Bir diğer macera olarak gördükleri

어떤 모습일지 상상해보세요.

Teknik olarak yetersiz beslendiğim için

특별 식사 지원 프로그램에 포함되었는데

Biraz da bunun sonucu olarak

부분적으로는 그 결과로

çünkü bir Hindu Sindhi olarak

힌두교 신자로서

Bazılarınıysa bir toplum olarak kullanmalıyız.

어떤 것은 사회 전체적으로 찾아야겠죠.

Bütün insanlığın atası olarak görmek.

조상이라고 생각하는 것이요.

Irkçılığı ölçülebilir davranışlar olarak tanımlarsanız

인종차별을 측정가능한 행동으로 규정하면

Günlük olarak bu manzarayı görüyorum.

매일 도시의 모습을 보면서 깨달은 점이 있습니다.

Ama sonuç olarak tekrar yapmadık.

하지만 그런 일은 또 없었습니다.

Ama artık... İlk defa olarak...

‎그러나 이제 ‎처음으로

Bir aktör olarak, senaryolar alırım

저는 배우로서 대본을 받아듭니다.

Bir aktör olarak gerçekten kutsanmışım.

전 배우로서 아주 축복 받았습니다.

Sanıklardan "dünyanın pislikleri" olarak bahsetmişti

피의자를 "버리지만도 못하다"고 해놓고

Onlardan biri olarak kabul edilmiştim.

저는 선수들 중 하나로 인정받았습니다.

Bir eğitimci ve tasarımcı olarak

교육자이자, 디자이너로서

4. Bölge'den Pasang Sherpa olarak,

4구역의 파상 셰르파는

Değeri farklılaşmış teklif olarak veya

그걸 분화된 가치의 명제라고 하든

"Feminist" kelimesinin anlamını tam olarak bilmiyordum

그 때는 '페미니스트'라는게 정확히 무슨 뜻인지 몰랐습니다.

Bugünse, en dijital topluluk olarak anılıyoruz.

현재 에스토니아는 지구상 가장 디지털화 된 국가입니다.

Bunların hepsi online olarak yapılan şeyler.

모두 온라인으로 합니다.

Gerçek zamanlı olarak onları engelleyip durdurabilirsin.

중간에 실시간으로 막고 저지할 수 있습니다.

Bunun neden olduğunu tam olarak bilmiyoruz

우리는 이것이 왜 발생하는지 정확히 모릅니다.

Biz de tam olarak bunu yaptık.

그래서 실행에 옮겼어요.

Önemli olarak TSSB bakış açısından bakarsak

PTSD의 관점에서 중요한 것은

Biz de tam olarak bunu yapıyoruz.

그게 바로 저희가 하는 일입니다.

Bunu bir görselleştirme aracı olarak kullanıyoruz.

시각화된 툴을 만듭니다.

Ve son olarak tıp konusu var.

마지막으로, 의약품 얘기입니다.

Şirket olarak hem yatırımcılara kâr sağlayarak

저희는 늘 이중 핵심가치를 기반으로 회사를 운영해왔습니다.

Sushi gibi çiğ olarak bile atıştırabilirim,

날것으로 우적우적 씹어먹을 수도 있어요 스시처럼요

Bu bölge, Ejderhalar Diyarı olarak bilinir

'용들의 땅'이라 알려진 이곳에는

Muhtemelen bu mağarayı sığınak olarak kullanıyorlar.

이 동굴을 피난처로 이용하는 게 분명해요

Doktorlar bana ve aileme dolaysız olarak

의사들은 단도직입적으로 저와 제 부모님에게

Toplu olarak, bizler dünyanın nasıl göründüğüyüz.

모두 함께, 우리들은 바로 우리의 세상을 보여주고 있습니다.

Mükemmeliyetçiliği bir "değer" sembolü olarak görüyoruz.

이것을 최고의 가치로서 구합니다.

Veya orgazm olmadan tatmin olarak da.

절정없이 만족하기도 하죠.

İlk olarak, bir alan adı sunucusuna,

우선, 도메인 네임 서버가 있습니다.

Biz sokaklardaki gençler, okullu grevciler olarak

우리 거리의 젊은이들, 등교 거부자들이

Üniversitede görev yapan bir profesör olarak

그리고 대학의 교수로서, 저는 최고조에 달했다고 생각했습니다.

Sabit bakışlar, sürekli olarak bana bakılması,

저를 계속해서 빤히 쳐다보고 있는 눈길