Translation of "Ağladım" in English

0.139 sec.

Examples of using "Ağladım" in a sentence and their english translations:

Ağladım.

I cried.

Neredeyse ağladım.

I almost cried.

Bugün ağladım.

I cried today.

Çok ağladım.

I've cried a lot.

Yine ağladım.

I cried again.

Hüngür hüngür ağladım.

I cried my eyes out.

Bütün gece ağladım.

- I cried all night long.
- I cried all night.

Ben de ağladım.

- I cried, too.
- I also cried.

Sabah boyunca ağladım.

I've been crying all morning.

Onun omzunda ağladım.

I cried on his shoulder.

Ben çok ağladım.

I cried a lot.

Bütün sabah ağladım.

I cried all morning.

Sabaha kadar ağladım

- I cried all night long.
- I cried all night.

Tom gittiğinde ağladım.

I cried when Tom left.

Köpeğim öldüğünde ağladım.

I cried when my dog died.

- Ben bütün gece boyunca ağladım.
- Bütün gece ağladım.

- I cried all night long.
- I cried all night.

Evet, o zaman ağladım.

Yes, I cried then.

Ben yıkıldım ve ağladım.

I broke down and cried.

Bu kitabı okurken ağladım.

I cried while reading this book.

Eve gittim ve ağladım.

I went home and cried.

Evet, bu sefer ağladım.

Yes, I cried this time.

Bir bebek gibi ağladım.

I cried like a baby.

Ben de neredeyse ağladım.

I almost cried, too.

Ben bütün gece boyunca ağladım.

I cried all night long.

Ben ağladım ve ben inandım.

I wept and I believed.

Bugün ağlamayacağımı umuyordum ama ağladım.

I was hoping I wouldn't cry today, but I did.

Ben bu kitabı okurken ağladım.

I cried reading this book.

Tom bana ondan bahsettiğinde ağladım.

I cried when Tom told me about that.

Ben ona sıkıca sarılıp ağladım.

I hugged him tightly and cried.

Yatak odama gittim ve ağladım.

I went to my bedroom and cried.

O gün üç kez ağladım.

I cried three times that day.

Tom ağlamaya başladığında ben de ağladım.

When Tom began to cry, so did I.

Bugün ağlamaya niyetim yoktu ama ağladım.

I didn't intend to cry today, but I did.

Ben sadece orada oturdum ve ağladım.

I just sat there and cried.

Tom bana ne olduğunu anlattığında ağladım.

I cried when Tom told me what had happened.

Ama o gün, yüksek sesle ağladım.

but that day, I bawled like a baby.

- Ağlaya ağlaya uyuyakaldım.
- Kendimden geçinceye kadar ağladım.

I cried myself to sleep.

O ağlamaya başladı ve ben de ağladım.

She started crying, and I did too.

Aynanın karşısına oturdum ve acı acı ağladım.

I sat before the mirror and wept bitterly.

Hemen hemen her gece uyumak için ağladım.

I cried myself to sleep almost every night.

Tom bana onun ve Mary'nin boşandığını söylediğinde ağladım.

- I cried when Tom told me that he and Mary were getting divorced.
- I cried when Tom told me he and Mary were getting divorced.