Translation of "şube" in English

Tom şube müdürü.

Tom is branch manager.

Tom bir şube müdürüdür.

Tom is a branch manager.

Bu şube madenciler sendikasına bağlıdır.

That branch is affiliated to the miners' union.

Şube müdürü pozisyonu için başvuru yaptım.

I applied for the position of branch manager.

Büyük mağaza zinciri yeni bir şube açtı.

The large chain store created a new branch.

Gelecek ay Şikago'da yeni bir şube açılacak.

A new branch will be opened in Chicago next month.

O geçen ay genel müdürlükten şube müdürlüğüne transfer edildi.

She was transferred from the head office to a branch office last month.

Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.

The University Administration decided to set up a branch campus in New York.

O, şu ana kadar nerede yeni bir şube açma fikrini ileri sürdü?

Where did he ever come up with the notion of opening a branch?