Translation of "ıssız" in English

0.006 sec.

Examples of using "ıssız" in a sentence and their english translations:

Ofis ıssız.

The office is deserted.

Sokak ıssız.

The street is deserted.

Sokaklar ıssız.

The streets are deserted.

Korkmadan ıssız patikalardan yürüyebiliyorken

While you can walk through deserted paths without fear

O ev ıssız görünüyor.

That house appears deserted.

Onlar ıssız bir adaya düştüler.

They were stranded on a deserted island.

Onlar ıssız bir adayı araştıracaklar.

They will survey the desert island.

O, ıssız ada keşfetmek istiyor.

He wants to explore the uninhabited island.

Tom olmadan burası çok ıssız olacak.

It's going to be very lonely here without Tom.

Bu yeri hiç çok ıssız görmedim.

- I've never seen this place so deserted.
- I've never seen this place so empty.

Tom, helikopterini ıssız bir adaya indirdi.

Tom landed his helicopter on a desert island.

Tom'un cesedi ıssız bir yolda bulundu.

Tom's body was found along a deserted road.

- Sokaklar ıssızlaşıyor.
- Sokaklar ıssız hale geliyor.

The streets become deserted.

O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.

He lives in this lonely place by himself.

Golf sahası tamamen ıssız, bir tek kişi yok!

The golf course is completely deserted. There is not a single person!

Akşamleyin ıssız bir plajda tek başıma yürümeyi sevdim.

I liked walking alone on the deserted beach in the evening.

Sami ve Leyla, Ferit'i ıssız bir çiftliğe götürdüler.

Sami and Layla drove Farid to a deserted farm.

O uyandıktan sonra ıssız bir adada olduğunu fark etti.

After he awoke, he realized that he was on a desert island.

Tom üç yıl boyunca ıssız bir adada mahsur kaldığını söyledi.

- Tom said he was stranded on a desert island for three years.
- Tom said that he was stranded on a desert island for three years.

Tom'un ıssız bir taşra yolunda patlak bir lastiği var ve onu nasıl değiştireceği konusunda bir fikri yok.

Tom got a flat tyre on an isolated country road and had no idea how to change it.

- Hava kirliliğinden kurtulmanın tek yolu hiçliğin ortasında yaşamaktır.
- Hava kirliliğinden kurtulmanın tek yolu ıssız bir yerde yaşamaktır.

The only way to escape air pollution is to live in the middle of nowhere.

- Dağ başında kaybolduk.
- Kör itin öldüğü yerde kaybolduk.
- Bu ücra yerde kaybolduk.
- Bu kuş uçmaz, kervan geçmez yerde kaybolduk.
- Bu ıssız yerde kaybolduk.

We are lost in the middle of nowhere.

- Eğer ıssız bir adada karaya otursaydın, okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?
- Issız bir adaya düşseydin okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?

If you were stranded on a desert island, what books would you want to have with you to read?

- Hiçliğin ortasında kaybolduk!
- Dağ başında kaybolduk.
- Kör itin öldüğü yerde kaybolduk.
- Bu ücra yerde kaybolduk.
- Bu kuş uçmaz, kervan geçmez yerde kaybolduk.
- Bu ıssız yerde kaybolduk.

- We are lost in the middle of nowhere.
- We're lost in the middle of nowhere!