Translation of "İlgilenen" in English

İlgilenen birine söylemeye git.

Go tell someone who's interested.

Bununla ilgilenen biri var mı?

Is someone taking care of it?

Burada sorunla ilgilenen hiç kimse yok.

There's no one here who can deal with the problem.

O onun yarası ile ilgilenen kişi.

He is the one who took care of her wound.

Ebeveynleriyle ilgilenen bir kız olduğunu söyleyebilirim.

I can tell that you're a daughter who cares a lot for her parents.

Noh çalmakla ilgilenen bir Amerikalı ile tanıştım.

I met an American who was interested in Noh plays.

O evi almakla ilgilenen tek kişi ben değilim.

I'm not the only one interested in buying that house.

Tom şimdiye kadar Mary ile ilgilenen ilk erkekti.

Tom was the first man to ever pay attention to Mary.

Tom'un nerede olduğunu bilmekle ilgilenen tek kişi ben değilim.

I'm not the only one interested in knowing where Tom was.

Gerçekten Tom'un ne yaptığı ile ilgilenen biri var mı?

Does anyone really care what Tom does?

Çalınan elmaslarla Tom'un ne yaptığını bulmakla ilgilenen tek kişi ben değilim.

I'm not the only one interested in finding out what Tom did with the stolen diamonds.

Jinekoloji yumurtalıklar, rahim, vajina ve göğüslerin sağlığı ile ilgilenen tıbbi uygulamadır.

Gynaecology is the medical practice dealing with the health of the ovaries, uterus, vagina, and breasts.

Benim haricimde bu tür şeyle gerçekten ilgilenen tanıdığım tek kişi sensin.

You're the only person I know besides me who is actually interested in this kind of thing.

- Size hizmet eden biri var mı?
- Sizinle ilgilenen var mı?
- Size bakan var mı?

Is anybody waiting on you?

- Annesi hastanedeyken Tom'a göz kulak olan kişi benim.
- Ben, annesi hastanedeyken Tom'la ilgilenen kişiyim.

I'm the one who took care of Tom when his mother was in the hospital.

Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.