Translation of "Tanıştım" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Tanıştım" in a sentence and their japanese translations:

Onunla tanıştım.

彼と知り合いになった。

- Ben öğrenciyken onunla tanıştım.
- Onunla öğrenciyken tanıştım.

彼とは学生の頃に出会った。

Onunla dün tanıştım.

私は昨日彼に会った。

Onunla istasyonda tanıştım.

- 僕は駅で彼に会った。
- 私は彼に駅で会った。

Tom'la okulda tanıştım.

学校でトムに会った。

Onunla Fransa'da tanıştım.

私はフランスで彼女と知り合った。

Onunla yolda tanıştım.

私は途中で彼女にあった。

- Ben hoş insanlarla tanıştım.
- Ben güzel insanlarla tanıştım.

私は素敵な人たちと出会いました。

Onunla mağazada tesadüfen tanıştım.

- その店で偶然彼女に出くわした。
- 店で偶然、彼女に会ったよ。

Daha önce onunla tanıştım.

- 彼女に会った事がある。
- 前に彼女に会ったことがあります。

Onunla tesadüfen Tokyo'da tanıştım.

私は東京で偶然彼に会った。

Onunla Londra'da kalırken tanıştım.

ロンドンに滞在中、私は彼に会った。

Onunla az önce tanıştım.

ちょうど今、彼と出会ったのです。

Onunla buraya geldiğimde tanıştım.

私はここに到着した日に彼に会った。

Onunla Tom'un evinde tanıştım.

トムの家で彼に会いました。

Yaşlı bir kadınla tanıştım.

私は一人のおばあさんに会った。

- Onunla karşılaştım.
- Onunla tanıştım.

私は彼に会った。

Dün gece onunla tanıştım.

私は昨夜彼と知り合いになった。

Onunla daha önce tanıştım.

私は以前彼に会ったことがある。

Eşimle bir partide tanıştım.

私はパーティーの席で妻と知り合いになった。

Onunla önceki gün tanıştım.

私はその前日彼にあった。

Baş yönetici ile tanıştım.

私はその社長としりあいになった。

Partide bir Smith'le tanıştım.

私はそのパーティーで、スミス家の人に会った。

Onunla ocak ayında tanıştım.

一月に彼に会いました。

Onunla geçen yıl tanıştım.

私は去年彼と知り合いになった。

Londra'da kalırken onunla tanıştım.

ロンドンに滞在中、私は彼に会った。

Ben bayanla Fransa'da tanıştım.

私はフランスで彼女と知り合った。

O, Japonya'dayken onunla tanıştım.

私は彼が日本にいるあいだに会いました。

Tom'un bir arkadaşıyla tanıştım.

トムの友達に会ったよ。

Tom'la ekim ayında tanıştım.

10月にトムと会った。

Danimarka'ya gittiğimde go kart'la tanıştım,

デンマークでの患者会で 私はゴーカートに出会いました

Yerli insanlar ve çiftçilerle tanıştım.

地元の人々や 農家に会いました

Ve bu küçük adamla tanıştım.

この小さな物体に出くわしたのです

Paris'te kalırken, tesadüfen onunla tanıştım.

- パリに滞在中に、偶然彼に会った。
- パリに滞在中、偶然彼に会った。

Karısıyla istasyonda tanıştım. Çok çekici.

彼の奥さんには駅であったのだが、とても魅力的な人だね。

Ben onunla şans eseri tanıştım.

- 私は彼に偶然会った。
- 私は偶然彼に出会った。

Ben onunla geçen kış tanıştım.

- 去年の冬、彼女と出会った。
- 去年の冬、彼女に出会った。

Bir kış günü onunla tanıştım.

- ある冬の日、彼女と出会った。
- ある冬の日、彼女に出会った。

Onunla tamamen şans eseri tanıştım.

私は彼にまったく偶然に出会ったのだ。

Onunla iki hafta önce tanıştım.

私は2週間前に彼女と知り合った。

Onunla Meksika'da kaldığım sırada tanıştım.

私はメキシコ滞在中に彼女にあった。

- Birkaç yıl önce sonbaharda onunla tanıştım.
- Birkaç yıl önce kışın onunla tanıştım.

- 何年か前の冬、彼女と出会った。
- 何年か前の冬、彼女に出会った。

- Amerikalı bir kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla karşılaştım.

- 私はアメリカ人の少女に会った。
- わたしは一人のアメリカ人女性に会った。

Ben bir öğrenci iken onunla tanıştım.

学生時代に彼と知り合いました。

Bana haberleri anlatan Meg ile tanıştım.

メグに会ったらそのニュースを教えてくれた。

Partide Bay Kimura diye biriyle tanıştım.

木村さんという人にパーティーで会ったよ。

Ben bir gün önce onunla tanıştım.

私は前日彼にあった。

Üç yıl önce kışın onunla tanıştım.

- 三年前の冬、彼女と出会った。
- 三年前の冬、彼女に出会った。

Bir trende şans eseri onunla tanıştım.

電車の中で偶然彼女に会った。

İstasyonun yanında yaşlı bir adamla tanıştım.

私は駅の近くで1人の老人に会った。

- Tom'la orada tanıştım.
- Tom'a orada rastladım.

そこでトムと会ったんだ。

Ben onunla üç yıl önce tanıştım.

彼に初めて会ったのは3年前です。

Dün bir restoranda onunla tesadüfen tanıştım.

昨日ある料理店で偶然彼女に会った。

Dün Amerikalı bir öğrenci ile tanıştım.

昨日アメリカから来た学生に会った。

Onunla oldukça beklenmedik bir şekilde tanıştım.

私は全く思いがけなく彼と出会った。

Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.

その人には学生の頃一度会った事があります。

Bütün isimlerini hatırladığım çok fazla insanla tanıştım.

私はあまりにもたくさんの人に会ったので、名前を全部覚えきれなかった。

Noh çalmakla ilgilenen bir Amerikalı ile tanıştım.

私は能に興味を持つアメリカ人に会いました。

- Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım.
- Ben Ken adında uzun boylu bir adamla tanıştım.

- ケンという名の背の高い人に会いました。
- ケンという名前の背が高い人に会いました。

- Ben dün sizin babanızla tanıştım.
- Dün babanla karşılaştım.

- 私は昨日君のお父さんに会った。
- 私は昨日あなたのお父さんに会いました。

Ben, adı Tom olan genç bir adamla tanıştım.

トムという名の若い男に会ったよ。

Muhtemelen dünyadaki en iyi izcilerden olan bu adamlarla tanıştım.

‎その時 出会ったのが ‎世界一の追跡の達人だ

Geçen gün parkta kızla tanıştım ve onu tekrar gördüm.

先日公園で少女に会ったが、その少女にまた会った。

"Tom'u uzun zamandır tanıyor musun?" "Hayır, daha yeni tanıştım."

「トムとは前から知り合いだったの?」「いやいや、さっき知り合ったばっかりだよ」

İki yabancı ile tanıştım, biri Kanadalı idi ve diğeri İngiltereli.

2人の外国人にあったが、1人はカナダから来た人で、もう1人はイギリスから来た人だ。

Bütün hayatı boyunca restoranda hiç yemek yemediğini söyleyen bir adamla tanıştım.

これまでの人生で一度もレストランで食事をしたことがない、という老人に出会った。

- Onunla istasyonun oradaki kahvecide karşılaştım.
- Onunla istasyonun oradaki kahvecide buluştum.
- Onunla istasyonun yakınındaki bir kafede tanıştım.

私は駅の近くにある喫茶店で彼女と待ち合わせた。