Translation of "öfkeye" in English

0.005 sec.

Examples of using "öfkeye" in a sentence and their english translations:

O öfkeye eğilimliydi.

He was prone to anger.

Tom öfkeye kapılmadı.

Tom didn't lose his temper.

Korku hızla öfkeye dönüştü.

Fear quickly turned into anger.

- Karar yaygın öfkeye neden oldu.
- Karar geniş çapta öfkeye neden oldu.

The decision caused widespread anger.

Tom'un üzüntüsü hızla öfkeye döndü.

Tom's sadness quickly turned to fury.

Kısa sürede, açlıkları öfkeye dönüştü.

Soon, their hunger turned to anger.

Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.

Music gives sound to fury, shape to joy.

- O çileden çıktı.
- O küplere bindi.
- O, öfkeye kapıldı.

He exploded with anger.

- Tom öfkesini kolayca kaybeden kişi türü değildir.
- Tom çabuk öfkeye kapılan türden bir insan değildir.

Tom isn't the kind of person who loses his temper easily.