Translation of "Hızla" in English

0.008 sec.

Examples of using "Hızla" in a sentence and their english translations:

Hızla iyileşti.

He recovered quickly.

Hızla yapılmalı.

It must be done quickly.

- Yangın hızla yayıldı.
- Ateş hızla yayıldı.

The fire quickly spread.

Hava hızla kararıyor!

[Bear] It's getting dark fast!

Hava hızla kararıyor.

[Bear] It's getting dark, fast.

Buzullarımız hızla eriyorken,

with our glaciers melting rapidly,

Geceler hızla uzamakta.

Nights are lengthening fast.

Virüs hızla yayılırken

as the virus spreads rapidly

Fareler hızla ürerler.

Rats breed rapidly.

Haber hızla yayıldı.

The news quickly spread.

Spiker hızla konuşabilir.

The announcer can talk rapidly.

Zaman hızla geçti.

Time went quickly.

O, hızla yürüdü.

He walked rapidly.

Şartlar hızla değişiyor.

Things are changing quickly.

Dünya hızla değişiyor.

The world is changing fast.

İşler hızla tırmandı.

Things escalated quickly.

O hızla tırmandı.

That escalated quickly.

O hızla geldi.

He came quickly.

O, hızla evlendi.

He got married quickly.

Tom hızla yürür.

Tom walks quickly.

Söylentiler hızla yayıldı.

The rumors spread quickly.

İş hızla artıyor.

Business is booming.

Yangın hızla yayıldı.

The fire spread rapidly.

O, hızla yaşlanıyordu.

She was aging quickly.

Söylenti hızla yayıldı.

- The rumor spread quickly.
- The rumor quickly spread.

Durum hızla gelişiyor.

The situation is evolving rapidly.

Durum hızla değişiyor.

Things are changing rapidly.

Koşullar hızla değişiyor.

- Things are changing quickly.
- Things are changing rapidly.
- Things are changing fast.

İşler hızla değişti.

Things quickly changed.

Tom hızla yanıtladı.

Tom responded quickly.

Düşman hızla yaklaşıyor.

The enemy is approaching rapidly.

Noel hızla yaklaşıyor.

Christmas is fast approaching.

Ekonomi hızla büyüyor.

The economy is growing fast.

Tom hızla iyileşti.

Tom recovered quickly.

Tom hızla döndü.

Tom turned quickly.

Hızla zengin oldu.

He got rich quickly.

Kalbi hızla çarpıyordu.

Her heart was racing.

Buna hızla alışacaksın.

You'll get used to it rapidly.

Tom hızla baktı.

Tom looked up quickly.

Tom hızla kalktı.

Tom got up quickly.

Bilgisayarlar hızla gelişti.

Computers have made rapid progress.

Tavşanlar hızla ürerler.

Rabbits breed quickly.

Üretim hızla düştü.

Production fell rapidly.

İşsizlik hızla artmıştır.

Unemployment rose sharply.

Sanayi hızla büyüyordu.

Industry was growing quickly.

Nehir hızla akar.

This river flows rapidly.

Hırsız hızla koştu.

The thief ran quickly.

O, hızla öldü.

He died quickly.

Hava hızla değişti.

The weather changed quickly.

Enfeksiyon hızla yayıldı.

The infection has spread quickly.

Kalabalık hızla dağıldı.

The crowd dispersed quickly.

Toplantı hızla ısındı.

The meeting quickly became heated.

Politika hızla değiştirildi.

The policy was quickly changed.

- O, hızla geri alındı.
- O, hızla yeniden yakalandı.

He was quickly recaptured.

- Sami'nin iyimserliği hızla kesildi.
- Sami'nin iyimserliği hızla suya düştü.

Sami's optimism was quickly dashed.

Sonra hızla geçer gider.

and then flush.

Küresel güzellik standardının hızla

we're seeing that the global standard of beauty

Kısacası, dünyamız hızla değişti.

So, our world has changed fast.

Belle'in hikâyesi hızla yayıldı.

Belle's story went viral.

Müsveddeme hızla göz attı.

He quickly scanned my manuscript.

Parti hızla temel kazandı.

The party gained ground rapidly.

Araba son hızla uzaklaştı.

Away went the car at full speed.

Tartışma hızla kontrolden çıktı.

The argument quickly got out of control.

Hareket hızla zemin kazanıyor.

The movement is rapidly gaining ground.

O hızla arkaya döndü.

She turned around quickly.

O, hızla Fransızca öğrendi.

He acquired French quickly.

O hızla hareket eder.

He moves quickly.

Kalbimin hızla çarptığını hissettim.

I felt my heart beating rapidly.

Araba hızla seyahat etti.

The car traveled quickly.

Hızla tepki göstermek zorundaydık.

We had to react quickly.

Tom hızla mektubu açtı.

Tom opened the letter quickly.

Tom hızla kapıya yöneldi.

Tom quickly headed for the door.

- Çabuk toparlandı.
- Hızla iyileşti.

He recovered quickly.

Tom hızla kalabalıkta kayboldu.

Tom quickly disappeared in the crowd.

Tom hızla şişeyi sakladı.

Tom quickly hid the bottle.

Tom hızla sayfayı çevirdi.

Tom turned the page quickly.

Tom hızla gözlerini kapadı.

Tom closed his eyes quickly.

Tom hızla Mary'ye baktı.

Tom looked at Mary sharply.

Ev fiyatları hızla düşüyor.

Home prices are plummeting.

Endişeler onu hızla yaşlandırdı.

Worries aged him rapidly.

Japon ekonomisi hızla gelişti.

The Japanese economy developed rapidly.

O dedikodu hızla yayıldı.

That rumor spread quickly.

Uçak hızla tırmanmaya başladı.

The plane began to climb rapidly.

Tom hızla perdeleri kapattı.

Tom yanked the curtains closed.

Tom perdeleri hızla açtı.

Tom yanked the curtains open.

Tom'un durumu hızla kötüleşiyor.

- Tom's condition is deteriorating rapidly.
- Tom's condition is rapidly worsening.

Hasta çocuk hızla iyileşti.

The sick boy recovered quickly.

Bu hızla asla başaramayacağız.

We'll never make it at this rate.

Rusça sermayesi hızla büyüyor.

The Russian corpus is growing quickly.

Broşüre hızla göz atmak.

I glanced through the brochure.

Tom'un hızla iyileşmesini umuyorum.

I hope Tom recovers quickly.