Translation of "Verir" in Korean

Farkında olmadan şirketine zarar verir.

관계를 악화시키게 됩니다.

Ve buzullarımızın sağlığına zarar verir.

그렇게 되면 우리 빙하는 온전히 유지될 수 없습니다.

Peki sizce hangi atıştırmalık bize güç verir?

어떤 간식을 먹는 게 기운을 돋울까요?

Sığ sularda çırpınan somonların sesine kulak verir.

‎여울에서 헤엄치는 ‎연어의 소리를 듣고

Dijital imzayla herhangi bir işlemi gerçekleştirmeye izin verir.

전자로 서명한 것이 무엇이든 그건 법적 효력을 갖게 됩니다.

Yüzey altında neler olduğu hakkında bir fikir verir.

수면 아래에서 무슨 일이 일어나고 있는지 알려줍니다.

Her ağaç yılda sadece birkaç gün meyve verir.

‎열매가 열리는 건 ‎1년에 며칠밖에 안 되죠

Hangi seçenek panzehri yenilememiz için bize en iyi şansı verir?

해독제를 보충할 가능성이 큰 건 어느 쪽일까요?

Aynı zamanda arzulara -- evet, arzulara -- hayallere ve tutkulara da cevap verir.

열망에 응답합니다. 열망, 꿈, 갈망이요.

Kaliteli zaman geçirmek ister. Onları parka götürmeye karar verir. Nereye gidecek

그래 놀이동산을 가자. 어디로 갈까?

Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.

강력한 하관을 지녔으며 물면 뱀보다 더 큰 고통을 주므로 녀석은 두려운 존재입니다