Translation of "Müzik" in English

- Müzik dinliyorum.
- Müzik dinlerim.
- Ben müzik dinliyorum.

- I listen to music.
- I'm listening to music.

Müzik alabilir miyiz lütfen? (Müzik)

Can we have music please? (Music)

Video: Müzik.

Video: Music.

[Müzik başlar]

(Music starts)

Müzik dinlemiyorlardı.

- They were not listening to music.
- They weren't listening to music.

Müzik dinlerim.

I listen to music.

Müzik dinliyorum.

- I am listening to the music.
- I'm listening to the music.

Müzik yoktu.

There was no music.

Müzik öğreniyorum.

I'm studying music.

Müzik durdu.

The music stopped.

Müzik dinlemiyorum.

I'm not listening to music.

Müzik dinlemedik.

We didn't listen to music.

Müzik kulübündeydim.

I am in the music club.

Müzik çalışıyoruz.

We study music.

Müzik dinleyelim.

Let's listen to music.

Müzik müthişti.

The music was terrific.

Müzik vardı.

There was music.

Müzik aşktır.

Music is love.

Müzik harikaydı.

The music was excellent.

Müzik birleştirir.

Music unites.

Müzik evrenseldir.

Music is universal.

Müzik sıkıcıdır.

Music is boring.

Müzik huzurlu.

The music is peaceful.

Müzik duyuyorum.

I hear the music.

- O müzik dinliyordu.
- O, müzik dinliyordu.

She was listening to music.

- Müzik çok yüksek sesliydi.
- Müzik çok gürültülüydü.
- Müzik çok yüksekti.

The music was very loud.

- Müzik herkesin ilgisini çekti.
- Müzik herkesi cezbetti.

The music lured everyone.

"Piknikte canlı müzik olacak." "Ne tür müzik?"

"There will be live music at the picnic." "What kind of music?"

- Tom müzik okuyor.
- Tom müzik eğitimi alıyor.

Tom is studying music.

Dil, sanat, müzik

language, art, music

(Müzik sona erer)

(Music ends)

Üniversite, alışveriş, müzik.

College, shopping, music.

Besteciler müzik besteler.

Composers create music.

Müzik dinlemekle ilgileniyorum.

I am interested in listening to music.

Biraz müzik dinleyelim.

Let's listen to some music.

Ben müzik dinliyorum.

I hear music.

Herkes müzik sever.

Everybody loves music.

Odasında müzik dinliyordu.

He was listening to the music in his room.

Müzik için müteşekkirim.

- I am thankful for music.
- I'm thankful for music.

Müzik hakkında konuştum.

I talked about music.

Müzik kulübüne üyeyim.

I belong to the music club.

Benim hobim müzik.

My hobby is music.

Müzik çok gürültülü.

The music is too loud.

O müzik dinlemedi.

He didn't listen to music.

Tom müzik dinliyor.

Tom is listening to music.

Bu müzik değil.

- It's not music.
- It is not music.

Laurie müzik dinliyor.

Laurie is listening to music.

Bu müzik nedir?

What's this music?

Müzik yeteneğim yok.

I can't carry a tune.

Müzik duydum sandım.

- I thought I heard music.
- I thought that I heard music.

Biz müzik dinleriz.

We listen to music.

Mary müzik öğretmenidir.

Mary is a music teacher.

Emily müzik dinliyordu.

Emily was listening to music.

Müzik bile dinlemişler.

They even listened to music.

Çocuk, müzik dinliyor.

The boy is listening to music.

Müzik tekrar başladı.

The music began again.

O müzik dinliyordu.

He was listening to music.

Hobim müzik dinlemektir.

- My hobby is to listen to music.
- My hobby is listening to music.

Duyduğum müzik midir?

Is that music I hear?

Müzik dinlerken uyuyakaldım.

I fell asleep listening to music.

Biraz müzik açacağım.

I'm going to put on some music.

Müzik benim hobimdir.

Music is my hobby.

Dün müzik dinledim.

I listened to music yesterday.

Biraz müzik açın.

Put on some music.

Dün müzik dinledik.

We listened to music yesterday.

Millie müzik dinliyor.

Millie is listening to music.

Müzik hakkında konuşabiliriz.

We could talk about music.

Ben müzik öğreniyorum.

I'm learning music.

O müzik çalıyor.

He is playing music.

Müzik kulağım yok.

I have no ear for music.

Müzik dinliyor musunuz?

Are you listening to music?

Koşarken müzik dinlerim.

I listen to music while I'm jogging.

Müzik yeniden başladı.

The music started again.

Ben müzik dinledim.

I listened to music.

Bu müzik kırklardan.

This music is from the 40s.

Müzik aniden durdu.

The music stopped abruptly.

Tom müzik dinliyordu.

Tom was listening to music.

Müzik hayatımızı aydınlatır.

Music brightens our lives.

Ben müzik sevmiyorum.

- I do not like music.
- I don't like music.

Dinlediğin müzik neydi?

What was the music you were listening to?

Bu müzik korkunç.

This music is terrible.

Klasik müzik dinliyorduk.

We were listening to classical music.

Müzik geometri ruhudur.

Music is the soul of geometry.

Bu müzik güzel.

This music is beautiful.