Translation of "Verir" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Verir" in a sentence and their japanese translations:

İnekler süt verir.

雌牛は牛乳を供給する。

Sessizlik rıza verir.

- 沈黙は同意を表す。
- 沈黙は承諾の印。

İnekler bize süt verir ve tavuklar bize yumurta verir.

- 牛は我々にミルクをくれ、鶏は卵をくれる。
- 牛はミルクを、鶏は卵を私たちに与えてくれる。

İnek bize süt verir.

牛は私たちに牛乳を与えてくれる。

Bedenlerimiz duygularımıza cevap verir.

我々のからだは感情に反応する。

Koyun bize yün verir.

- 羊は羊毛を与えてくれる。
- ひつじは我々に羊毛を供給する。

Biraz izin verir misiniz?

ちょっと失礼してよいでしょうか。

Sigara sana zarar verir.

たばこを吸うことは害を与える。

Öğretmen kolayca not verir.

その先生は点が甘い。

Nadiren eşine hediyeler verir.

彼は妻にめったに贈り物をしない。

Tehlike maceraya zevk verir.

危険があるので冒険がおもしろいのだ。

Okuma bize zevk verir.

読書は私たちに楽しみを与える。

İnekler bize süt verir.

- 牛は私たちに牛乳を与えてくれる。
- 牛は私たちにミルクを与えてくれる。

Ölüm acı verir mi?

死ぬというのは痛いのかしら。

Onu bana verir misin?

それ取ってくれる?

Bana biraz verir misin?

少しくれませんか。

- Şimdi gitmeme izin verir misiniz, lütfen?
- Lütfen gitmeme izin verir misin?

すみませんが、もう行かせていただけませんか。

Ve buzullarımızın sağlığına zarar verir.

そうなると 氷河の状態が悪化します

Arabanı bana ödünç verir misin?

- 車を貸していただけませんか。
- 君の車をかしてくれませんか。

Bana sözlüğünü ödünç verir misin?

- 君の辞書を貸してくれませんか。
- あなたの辞書を貸してくださいませんか。
- 辞書貸してくれない?

Sigara içmek akciğerlerinize zarar verir.

喫煙はあなたの肺をボロボロにする。

İnce espri konuşmaya lezzet verir.

機知は会話に趣を添える。

Tehlikeler bir maceraya zevk verir.

危険があるので冒険がおもしろいのだ。

Bazı ilaçlar bize zarar verir.

害になる薬もある。

Müzik bize çok zevk verir.

音楽は私たちを大いに楽しませてくれる。

Bana bir çakmak verir misin?

煙草の火を貸してくれませんか。

Bana bir içki verir misin?

- 飲み物をくれませんか。
- 飲み物をもらえませんか?

Şimdi gitmemize izin verir misin?

もう帰ってもよろしいでしょうか。

Kalemini bana ödünç verir misin?

- ペン貸してもらえますか。
- ペンを貸していただけますか。
- ペンを貸してもらえますか。

Pasaportunuzu görmeme izin verir misiniz?

パスポートを拝見できますか。

Notlarına bakmama izin verir misin?

- ノートを見せてくれないか。
- ノートを見せてもらえないかな?

Bana bıçağınızı ödünç verir misiniz?

- ナイフを貸してくれませんか。
- あなたのナイフを貸してくれませんか。

Bıçağını bana ödünç verir misin?

ナイフを貸していただけませんか。

Bana kitabı ödünç verir misiniz?

- どうかその本を貸してくれませんか。
- その本を貸していただけませんか?

Bana biraz tavsiye verir misin?

- ちょっと知恵を拝借ねがえませんか。
- 何かご助言していただけませんでしょうか?
- 何かアドバイスをいただけないでしょうか?

Bu insanlar açıklığa değer verir.

その人たちは明瞭さをよしとする。

Oraya gitmeme izin verir misin?

そこに行ってもよろしいですか。

İstediği her şeyi ona verir.

彼は、彼女がくれというものは何でもやる。

Güneş ışık ve ısı verir.

太陽は光と熱を出す。

O, tüm dikkatini işine verir.

彼女は研究に夢中だ。

Umarım ailen, evlenmemize izin verir.

あなたのご両親が私達の結婚に賛成してくれるといいんだけど。

Bisikletinizi bana ödünç verir misiniz?

- 自転車を貸してくれませんか。
- お前の自転車、貸してくれるか?

Çoğunlukla daktilosunu kullanmama izin verir.

彼はよく私に自分のタイプライターを使わせてくれる。

Kadın gözlemler, erkek karar verir.

女は観察し、男は判断する。

Bir inek bize süt verir.

牛は乳が出る。

Bana onun adresini verir misin?

彼女の住所を教えてくれませんか。

Öğretmenimiz çok ev ödevi verir.

私たちの先生は、宿題をたくさん出します。

Benimle görüşeceğine söz verir misin?

私との連絡を保つよう、お約束いただけますか。

Tom tüm dikkatini işine verir.

トムは仕事に夢中になっている。

Bu han iyi hizmet verir.

この旅館は客の扱いがよい。

Bu arazi iyi ürün verir.

この土地は作物がよく育つ。

Bana kitabını ödünç verir misin?

あなたの本を貸してくれませんか。

Bana kalemini ödünç verir misin?

あなたの鉛筆を貸してくれませんか。

Bana bisikletini ödünç verir misin?

自転車を貸してくれませんか。

Sözlüğünüzü bana ödünç verir misiniz?

- あなたの辞書を私に貸してくれませんか。
- 辞書貸してくれない?

Zengin toprak iyi mahsul verir.

肥沃な土壌は豊かな作物を産する。

Ona dışarı çıkmasına izin verir misiniz?

出してやってくれませんか。

Radyonu bisikletim için bana verir misin?

君のラジオを僕の自転車と取り替えっこしないか。

Sigara içmek faydadan çok zarar verir.

喫煙はあなたのためになるというより害になる。

İngilizce öğretmenimiz genellikle çok ödev verir.

概して私たちの英語の先生はたくさんの宿題を出す。

Bana içecek bir şey verir misin?

何か飲むものをくれませんか。

Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.

音楽は怒りに音を、喜びに形を与える。

Bama bir bardak süt verir misin?

ミルクを一杯いかがですか。

Seni tekrar görmeme izin verir misin?

また会ってもらえるかな?

Bana bir zımba ödünç verir misin?

ホッチキスを貸してくれませんか。

Bana dolma kalemini ödünç verir misin?

ペンを貸してくれませんか。

Aşırı sigara içmek sağlığa zarar verir.

たばこの吸い過ぎはあなたの健康を害する。

Çoğu kadın modaya çok önem verir.

たいていの女性は流行を重んじる。

Bu gaz kötü bir koku verir.

その気体は悪臭を放つ。

İnekler her sabah buzağılarına süt verir.

毎朝、雌牛は仔牛に乳をやる。

Babası ona haftada 2000 yen verir.

父親は彼に週に2000円を与えている。

O sağlığa zenginliğin üzerinde değer verir.

彼女にとっては富よりも健康のほうが大事だ。

Okumak bana büyük bir zevk verir.

読書は私の大きな楽しみです。

Güneş bize ısı ve ışık verir.

太陽は私たちに熱と光を与えてくれる。

Lütfen sözlüğünü bana ödünç verir misin?

辞書を貸していただけないでしょうか。

Modern teknoloji bize çok şey verir.

近代技術は多くの物を与えてくれる。

Uyluklardaki kas ağrıları yürüdükçe ağrı verir.

太股が筋肉痛で歩くのもつらい。

Bana biraz ödünç para verir misin?

私にいくらかお金を貸してくれませんか。

Bana bir fincan kahve verir misin?

コーヒーを1杯いただけませんか。

Dikkatsiz araba kullanmak kazalara sebebiyet verir.

不注意な運転は事故の原因となる。

Karbon dioksit bazen insanlara zarar verir.

二酸化炭素によって危害を被ることがある。

Güneş bizi ışık ve ısı verir.

- 太陽は私達に光と熱を与えてくれる。
- 太陽は私達に光と熱を与える。
- 太陽は光と熱を与えてくれる。

O kitabı bana ödünç verir misin?

その本を貸してくれませんか。

O sana hak ettiğin cezayı verir.

- ざまあ見ろ。
- ざまあみやがれ。

Bu ağaç birçok iyi meyve verir.

この木はよい実がたくさんなる。

Bu topraklar iyi pirinç mahsulü verir.

この土地はよく米ができる。

Bana kurşun kalemini ödünç verir misin?

- あなたの鉛筆を貸してくれませんか。
- 鉛筆貸してくれない?

Bahçedeki armut ağacı çok meyve verir.

庭のなしがよく実った。

Lütfen bana iş numaranı verir misin?

勤務先のお電話番号を教えて頂けますか?

- Bir kez daha denememe izin verir misin?
- Bir kez daha denememe izin verir misiniz?

- もう一度私にやらせてくれますか。
- もう一度私にやらせてもらえませんか?

Peki sizce hangi atıştırmalık bize güç verir?

どっちの食べ物で 元気を出す?

Sığ sularda çırpınan somonların sesine kulak verir.

‎浅瀬でバタつく ‎サケが立てる音

Bir banka bize faizle ödünç para verir.

銀行は利息をとって金を貸してくれる。

İyi hissetmiyorum. Bana bir ilaç verir misiniz?

- 気分が悪いので薬をください。
- 気持ちが悪いんです。薬をいただけませんか。

Bana içecek soğuk bir şey verir misin?

何か冷たい飲み物をいただけませんか。

Bana bisikletini bir saatliğine ödünç verir misin?

一時間ほど君の自転車を貸してくれないか。

Bana bir bardak daha süt verir misin?

ミルクをもう一杯いただけませんか。

Ağırladığım ailem bana sık sık öğüt verir.

ホストファミリーはよく助言してくれます。