Translation of "çiftçiler" in English

0.017 sec.

Examples of using "çiftçiler" in a sentence and their english translations:

Çiftçiler kamyonu boşalttı.

The farm workers unloaded the truck.

Çiftçiler arpa ekiyor.

The farmers are planting barley.

Çiftçiler pirinç ekiyor.

The farmers are planting rice.

Çiftçiler ne yapacağını bilmiyordu.

The farmers didn't know what to do.

Çiftçiler baharda tohum ekerler.

Farmers sow seeds in the spring.

Bazı çiftçiler çiftlikte çalışıyorlar.

Some farmers are working on the farm.

Çiftçiler tarlaları çabucak sürdü.

The farmers quickly plowed the fields.

Çiftçiler tarlada çalışmakla meşgul.

Farmers are busy working in the field.

Onlar tüccar değiller, ancak çiftçiler.

They are not merchants, but farmers.

Çiftçiler kışın da sıkı çalışır.

Farmers work hard in the winter, too.

Çiftçiler sürekli havadan şikayet eder.

Farmers always complain about the weather.

Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler.

Farmers sow grain seeds in spring.

Çiftçiler her zaman iklimin insafına kalmıştır.

Farmers are always at the mercy of the weather.

Çiftçiler iyi elmaları kötü olanlardan ayırır.

Farmers separate good apples from bad ones.

Biodinamik çiftçiler ayın evrelerine göre ekerler.

Biodynamic farmers plant according to the moon phases.

Yerel çiftçiler pazarında alışveriş yapmayı seviyorum.

I like shopping at the local farmers' market.

Peki nasıl biz yiyebilirken, çiftçiler aç kalmıyor?

So how can we keep eating while farmers don’t starve?

Bir zamanlar, o köyde fakir çiftçiler vardı.

In another time, there were poor farmers in that village.

Bir zamanlar o köyde fakir çiftçiler vardı.

There were once poor farmers in that village.

Kuraklık sırasında, çiftçiler kıt kanaat zorlukla geçinebiliyorlar.

During droughts, farmers are barely able to eke out a living.

Çiftçiler mutlu olacak mı Brükselden gelen yardımlar durunca?

Will farmers be happy when they stop getting all those subsidies from Brussels?

Gece dolunay çatının üzerine düştüğünde, tüm çiftçiler uyanır.

When the full moon falls down on the roof at night, all the farmers are woken up.

- Çiftçiler daha iyi yapıyorlardı.
- Çiftçilerin durumu daha iyiydi.

Farmers were doing better.

- Birçok çiftçiler çiftliklerini kaybettiler.
- Birçok çiftçi çiftliğini kaybetti.

Many farmers lost their farms.

Tom ve diğer çiftçiler yağmur için dua etti.

Tom and the other farmers prayed for rain.

Bazı çiftçiler koyunlarını vahşi köpeklerden korumak için eşekleri kullanıyorlar.

Some farmers are using donkeys to protect their sheep from wild dogs.

Çiftçiler sabanla pirinç tarlalarını sürmek için su mandalarını kullanırlar.

The farmers use water buffalos to plow rice fields.

Çiftçiler fıstık yetişen iyi bir yaşam yapmazlarsa, diğer ürünleri yetiştirmeye çalışacaklardır.

If farmers don't make a decent living growing peanuts, they will try growing other crops.