Translation of "Tarlada" in English

0.016 sec.

Examples of using "Tarlada" in a sentence and their english translations:

Ailesi tarlada çalışıyor.

His family works in the fields.

Tom tarlada hasat kaldırıyor.

Tom is harvesting in the field.

Oğlan tarlada sandaletini kaybetti.

The boy lost his sandal in the field.

Çiftçiler tarlada çalışmakla meşgul.

Farmers are busy working in the field.

üretimde ve tarlada hep vardı

always in production and in the field

Çiftçi buğday tohumlarını tarlada saçtı.

- The farmer seeded the field with wheat.
- The farmer scattered the wheat seeds in the field.

Tarlada ekinlerden bir halka var.

There's a crop circle in the field.

Biz çadırımızı bir tarlada kurduk.

We pitched our tent in a field.

Yarın tarlada sıkı çalışıyor olacaklar.

They will be working hard on the field tomorrow.

Oğlum şimdi tarlada sıkı çalışıyor.

My son is working hard on the field right now.

"Tarlada çalışırken, arkada bir gömlek bıraktım,

"Working in the fields, I left a shirt behind,

Tarlada koyuna bakan birine ne diyorsun?

What do you call a man who takes care of sheep in the field?

Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.

A grasshopper and many ants lived in a field.

Siyah alaca sığır sürüsü İngiliz kırsalında bir tarlada otlar.

A herd of Friesian cattle is grazing in a field in the British countryside.

İnekler bir sığır çobanı olmadan buğdayın büyüdüğü bir tarlada dolaşıyorlardı.

Without a cowherd, the cows wandered in a field where wheat was growing.

Köylü Lakchmamma değerli keçisi aniden koşmaya başladığında Karnataka'daki bir tarlada çalışıyordu.

Villager Lakchmamma was working in a field in Karnataka state when her prize goat suddenly took off.

Kayin kardeşi Habil'e, "Haydi, tarlaya gidelim" dedi. Tarlada birlikteyken Kayin kardeşine saldırıp onu öldürdü.

And Cain said to Abel his brother: Let us go forth abroad. And when they were in the field, Cain rose up against his brother Abel, and slew him.