Translation of "Ancak" in Arabic

0.020 sec.

Examples of using "Ancak" in a sentence and their arabic translations:

Ancak şunu öğrendim:

ولكن هذا ما اكتشفت:

ancak bunun sonunda,

ولكن في نهاية الأمر،

Ancak son zamanlarda

ولكن مؤخرًا،

Ancak şunu düşünün,

لكن خذ بعين الاعتبار ما يحصل

Ancak 'Terör' sırasında,

لكن خلال "الإرهاب" ،

ancak karanlık çöktüğünde

فقط مع حلول الظلام.

Ancak başka biri için

لكن بالنسبة لآخرين

Ancak Janie iyiye gitti.

لكن جين كانت تتحسن.

Ancak benim yönelteceğim sorular,

لكن الأسئلة التي أود سؤالكم اياها

Ancak bugünkü amacımız doğrultusunda

لكن حاجتنا اليوم منه،

Ancak yirmili yaşlarımın ortasında,

لكن، في منتصف العشرينات من عمري،

Ancak daha refah oldukça

ولكن كُلّما أصبحنا أكثر ثراءًا،

Ancak o artık değişti.

ولكنه تغير الآن،

Ancak kavramsal performansı inceledik

لكننا نظرنا إلى الأداء المعرفي،

Ancak buradaki önemli şey,

لكن الشيء المهم هنا

Ancak bir öğrenciye sorarsanız

ولكن إن سألتم طالبًا اليوم

Ancak ruhları hâlâ güçlü.

لكنّ روحهم ما تزال قوية.

Ancak bazı riskler vardır.

ولكنّها تحمِل بعض المَخاطر.

Ancak fon kefaletlerini ödediğinde

ولكن عندما يدفع الصندوق الكفالة،

Ancak hiç yalan söylemezdi.

لكنه لم يكذب أبداً.

Ancak okyanus plastiğini engellemek

ولكن منع البلاستيك من تلويث المحيط

Ancak ilk korku geçtiğinde,

ولكن بعد أن يذهب الخوف الأول،

Ancak yalnızca sabit değil.

لكنها ليس ثابتة.

Ancak saldırı devam etti

ومع ذلك، استمرّ التقدّم وحتى بايزيد فوجئ

Oğlan ancak üç yaşındaydı.

والذي يبلغ من العمر ثلاثة أعوام فقط.

Ancak bir şey oldu,

ولكن حدث شيء ما

Ancak onun dediğini anlıyorum.

ولكن أنا أفهم ما يقول.

Ancak Maddie avludan karşıya geçti,

لكن مادي عبرت الفناء

ancak snowboard öğrenmek daha zor.

ولكن تعلم التزلج , أصعب بكثير.

Ancak içinde yaşadığımızı dünya bu

ولكن هذا هو العالم الذي نعيش فيه،

Ancak o akut dönem içinde,

لكن، في غمرة الحزن،

Ancak şu ihtimali düşünelim ki

إلا أنه، من المحتمل

ancak ilerleme her birimizle başlıyor.

لكن التقدم يبدأ من كل فرد منا.

ancak bir araya getirmeye çalışabiliriz.

ومع ذلك يجب على المرء أن يحاول القيام بذلك.

Ancak gelişme asla garanti edilemez.

لكنّ هذا التقدم ليس مضموناً أبداً.

ancak çok az insan var.

ولكن القليل من الناس تفعل هذا.

Ancak yine de kolay değildi.

لكنها لم تكن سهلة.

Ancak birkaç hücre hayatta kalır.

ولكن عددًا من الخلايا سينجو.

Ancak bulgu bile kanıt olmayabilir.

لكن حتى الأدلة قد لا تكون اثباتاً

Ancak doğru ise gerçek olabilir.

فقط في حالة كونها صحيحة، هي حقيقية

ancak takım elbiseli spikerler değil

بدلًا من المحطات الإذاعية،

Ancak bana korkularından da bahsediyorlar.

لكنهم أخبروني أيضاً أنهم لديهم مخاوف.

Ancak evde sağlık bakımı, Niels --

لكن الرعاية الصحية المنزلية، نيلز...

Ancak alacakaranlık bölgesi neredeyse araştırılmıyor.

إلا أن منطقة الغسق لم يتم استكشافها بعد.

Ancak Ramel'in 500 doları yoktu.

لكن راميل... لم يكن يملك 500 دولار.

Ancak son bir şey daha;

لكن شيء أخير:

Ancak ilk aşama cesaret gerektiriyor.

لكن الخطوة الأولى تتطلب الشجاعة.

Cesaret verici ancak birazcık şüpheciydi.

وقد كان يشجعني لكنه كان مرتابًا قليلًا.

Ancak Romalıların işi daha bitmedi.

ولكن الرومان لم ينتهوا بعد

Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.

‫الظلام هو درعها الوحيد من المفترسات.‬

Ancak gerçek çok daha akıcı

ولكن الواقع أكثر ليونةً.

ancak Napolyon ile meseleyi çözemedi.

لكنه فشل في الضغط على الأمر مع نابليون.

Ancak çoğu onun tahtını aradı.

لكن كثيرين التمسوا عرشه.

ancak orduları büyük kayıplara uğradı.

لكن جيشهم عانت خسائر فادحة.

Yerliler çok korkmuştu, ancak komutan

كان الخوف يسود السكان، لكن القائد أمر

Ancak plan kesin çelişkilerle karşılaştı!

لكن الخطة واجهت معارضة شديدة...

Ancak bunu tek başıma yapamazdım.

ومع ذلك، لم أستطع فعل ذلك بنفسي.

Bu kolay, ancak aşikar değil.

هذا الأمر سهل، ولكنه ليس واضح.

Ancak şansın rüzgarları daima oradadır,

لكن رياح الحظ موجودة دائمًا،

Ancak Koalisyon juggernaut olamazdı durdu.

لكن لا يمكن إيقاف قوة التحالف.

Ancak toplantıdaki herkes tatmin olmadı.

لكن لم يكن الجميع في الاجتماع مسرورين.

Ancak kendisi ağır kayıplara uğradı

ولكن بعد أن عانى هو نفسه من خسائر فادحة، اضطر إلى التراجع إلى المجر،

Ancak Covid-19 çok yeni.

لكن كوفيد-19 جديد

ancak potansiyel sonuçlar çok büyük

لكن العواقب المحتملة كبيرة جدا

Karısını neşelendirmeye çalıştı, ancak yapamadı.

لقد حاول أن يجعل زوجته سعيدة لكنه لم يستطع.

Ancak toplum köleliğin yasaklanmasında uzlaştıktan sonra

حتى وافق المجتمع على تحريم العبودية،

Ancak bakın burasına dikkat, yeniliklere isteklidir.

ولكن، انتبهوا لهذا، يرغب في التجديد.

Ancak benim araştırmamda, topladığımız en önemli,

ولكن في بحثي , تبين بوضوح

ancak henüz cevaplanmamış bir soru mevcut

لكن هناك سؤال واحد لم تتم الإجابة عليه بعد،

ancak bunu biraz daha fazla anlayabilirdim.

لكن كان بإمكاني أن أفهمها أكثر قليلا.

ancak bu yeni yöntemleri uygulamadan önce

لكن قبل تنفيذ طرق رعاية جديدة،

ancak kâr tekrar üretime yatırıldığı zamanlarda

ولكن طالما كانت الأرباح يعاد استثمارها في الإنتاج،

Ancak bazen kapalı hediyelerin kişiyi anlatması

ولكن في كثير من الأحيان، تكون هدايا إنهاء المعاملات هي فهم الشخص،

Ancak kitaplarıma daha derinden bakmayı öğrendikçe,

لكنني أدركت أنه كلّما غرقت أعمق في كتبي،

Ancak dairemizin sessizliğinde, öğretmenimin bakışlarının dışında

لكن في هدوء شقّتي، بعيدًا عن مرأى معلّمتي،

Umut ancak o zaman ortaya çıkar.

عندها، فقط حينها، سيأتي الأمل.

Cecile emekli oldu ancak Kongo mültecilerini

تقاعدت سيسيل، لكنها وجدت هدفًا جديدًا لحياتها،

Ancak çoğu zaman hızlı hareket ederler.

لكنها أحياناً كثيرة، تتحرك بسرعة.

Ancak bir süre sonra ilaçlar tükendi

ولكن بعد ذلك نفد الدواء من صيدلية الدولة،

ancak benim anlatmaya çalıştığım bu değil.

ولكنّ هذا ليس ما أتطرق إليه.

Ancak inandığım bir mutluluk hakikati var.

ولكن يوجد نوع واحد من "إنجيل الرخاء" أؤمن به.

Ancak bu esneklik ve merak gerektirir.

ولكن هذا يحتاج إلى المرونة والفضول.

ancak ne ölçüde olduğu hala saptanamamıştır.

لكن لا يوجد طريقة جيدة لقياسها

Ancak Pekin'deki tüm kömür santrallerini kapattılar.

ولكنهم اغلقوا جميع مصانع الفحم حول (بيكين).

ancak kendimi nefret dolu görüşlerden uzaklaştırırken

تعلمت أن أضع مسافة بيني وبين وجهات النظر التي تحمل الكراهية

Ancak bugün gerçeğin farklı olduğunu biliyorum.

لكن اليوم أعرف أن الواقع مختلف.

ancak 13 yıldır, görüş kaybından dolayı

لكنها لم تكن قادرة على مشاهدتها بشكل كامل لمدة 13 عام

Ancak bir de bariz cevap var:

لكن هناك جواب بديهي:

Ancak uzun süreli iklim dengesi tuhaf,

لكن استقرار المناخ على المدى البعيد هو أمر غريب،

Ancak yaptığı şey tam da bu.

لكن هذا ما فعلته على وجه التحديد.

Ancak şimdi bir adli siciliniz var,

لكن الآن أصبح لك سجل جنائي،

Ancak bu etkileyici otçullar yüzyıllardır avlanıyor.

‫لكن هذه الحيوانات التي تأكل العشب‬ ‫تُصاد منذ قرون.‬

ancak sanatçıların büyük çoğunluğu bundan habersiz.

باستثناء أنّ الأكثرية العظمى من الفنانين لا يعلمون بشأن هذه الفرص.

Ancak Gnaeus bu riski almaya istekli!

ولكن غنويس مستعد لتحمل المخاطر!

Ancak şimdi... ...çoğu insan yataklarına yerleşince...

‫الآن،‬ ‫حين يكون الناس في فرشهم...‬

Ancak önemli olan bu küçük şeyler.

لكن الأشياء الصغيرة هي التي تهم.

Ancak bu noktada işler gerçekten karışıyor.

وذلك حيث يصبح الأمر معقدًا حقًا.

Ancak ben buna hep devam ettim

لكني استمريت في تحسين نفسي فحسب

Ancak bu kayıp buzul havzasından gelen

لكن هذه الخسارة يمكن أن يتغلب عليها