Translation of "Ancak" in Chinese

0.008 sec.

Examples of using "Ancak" in a sentence and their chinese translations:

O, ancak bir çocuk.

他不过是个孩子。

Ancak, miktar doğru değildi.

但是,數量不對。

Karısını neşelendirmeye çalıştı, ancak yapamadı.

他试着哄他老婆开心,但他没做到。

İngilizce kolay değil, ancak ilginç.

英语不容易,但很有意思。

Kediler ağaçlara tırmanabilir, ancak köpekler tırmanamaz.

猫会爬树,狗不会。

Ancak sistemin kendisini de yeniden tasarladılar.

但是他们也重新设计了失业救济申请系统。

Tüm modeller yanlış, ancak bazıları yararlı.

所有的模型都有错,不过有些还是有用的。

Gerçekler inatçı şeylerdir, ancak istatistikler esnektir.

事实是倔强的,但统计是柔顺的。

Ancak o zaman aldatılmış olduğunu anladı.

直到那时,他才意识到他已经上当受骗。

98 yolcudan ancak 3'ü hayatta kaldı.

98名乘客只有3人生还。

Ancak sabah kahvaltısı için yeterli ekmeğimiz var.

我们早饭的面包刚够吃。

Telefonda sana ulaşmaya çalıştım,ancak bu mümkün olmadı.

我打了電話給你,但卻接不通。

Ancak Florida'nın işsizlik web sitesinde talepte bulunmak için

但是想在佛罗里达州的失业网站上交申请,

O yaşlı görünüyor, ancak o henüz 30'a ulaşmadı.

他看上去老,但他还不到30岁。

Tatoeba geri döndü, ancak her şey mükemmel şekilde çalışmayacak.

Tatoeba回來了,但不是每樣東西都會正常運作。

Ancak bu programlar da 5 kişiden 1'e fayda sağlıyor.

这些社会救济对那另外20%的人也有好处。

Şu ana kadar görevimiz kolaydı, ancak bundan sonra zor olacak.

我们的任务到目前为止很轻松,但从现在开始将会变得很难。

O bize sadece kıyafet değil, ancak biraz da para verdi.

他不仅给了我们衣服,还有一点钱。

Ancak bu Florida sisteminin tekrar finansal olarak eksik olması anlamına geliyordu.

但这意味着佛罗里达的系统又出现了资金不足。

Ancak aynı yıl Deloitte, Massachusetts'in çevrimiçi sistemini kurmasına da yardımcı oldu.

但是同年,德勤也为 马萨诸塞州开发了在线系统。

Ancak %60 alkolle bile CDC, eğer imkan varsa sabun kullanmanızı öneriyor

但即使使用60%的酒精,CDC仍建议如果可以的话用肥皂。

Zürih'ten Boston'a uçmak sekiz saat sürer, ancak dönüş için sadece altı.

从苏黎世到波士顿坐飞机要八个小时,但是返回时只要六个。

Isınma sistemini tamir ettikleri için mutluyum, ancak şimdi de çok sıcak.

我很高興他們修復了暖氣系統,但現在太熱了。

O yerin yiyeceği lezzetlidir ve fiyatları düşüktür. Ancak onların yeri iyi değildir.

那家馆子物美价廉,美中不足的是他们糟糕的位置。

- O sadece bir çocuk.
- O, ancak bir çocuk.
- O sadece bir çocuktur.

他不过是个孩子。

Ancak, bazı insanlar bilgisayar kullanmaktan hasta olurken, bazı insanların bilgisayar kullanarak iyileşmeleri ilginçtir.

不過,有趣的是,有人因為玩電腦玩出毛病,但也有人因為玩電腦而治好疾病。

Ancak tüm çalışanlar bu ödenekleri alabilmek için Florida gibi eyalet sistemlerinden onay almak zorunda

但是所有失业者还是得要通过各州的 申请系统,例如佛罗里达的,才能领取这些补助

Çin'in hızla geliştiğini anlamak için geldim ancak Çin halkı nispeten acelesiz bir hayat yaşıyor.

- 我意识到虽然中国发展得很快,中国人还有比较悠闲的生活。
- 我意識到了中國正在快速地發展,但是相對而言中國人卻過著悠閒的生活。

Dilin nasıl ortaya çıktığı konusunda birçok tahmin bulunuyor ancak gerçek şu ki kimse gerçekten bilmiyor.

人們對語言的起源作出過許多猜想,但是真實的情況其實根本沒有人知道。

Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.

喏,这是我的秘密。很简单。只有用心才能看到本质的东西。精髓是眼睛看不见的。

- Onu hep bekledi, ancak o hiç geri dönmedi.
- Bekledi ve bekledi ama o asla geri dönmedi.

她等了又等,但他始終未有回來。

Düşünce alanında, saçmalık ve sapkınlık dünyanın ustaları olarak kalır, ve onların hakimiyeti ancak kısa süreler için askıya alınır.

在思想的領域中, 荒誕和墮落仍然主宰著世界, 它們的操控只是短時間地被暫停。