Translation of "çalışmakla" in English

0.008 sec.

Examples of using "çalışmakla" in a sentence and their english translations:

Çalışmakla meşguldüm.

I was busy working.

Tom çalışmakla meşguldü.

Tom was busy working.

Tom çalışmakla meşgul.

Tom has been busy working.

Annem çalışmakla meşgul.

- Mom is busy working.
- Mum is busy working.

Çiftçiler tarlada çalışmakla meşgul.

Farmers are busy working in the field.

Sınav için çalışmakla meşguldüm.

I was busy studying for a test.

Bir sınava çalışmakla meşgulüm.

I'm busy studying for a test.

Biz bütün gece çalışmakla meşguldük.

We were busy working all night.

Benim için çalışmakla ilgilenir misin?

Would you be interested in working for me?

Sosyal reformlar için çalışmakla meşgullerdi.

They were busy working for social reforms.

Tüm akşamı anahtarlarımı bulmaya çalışmakla geçirdim.

I spent the whole evening trying to find my keys.

Tom bizim için çalışmakla ilgilenmediğini bize bildirdi.

Tom let us know that he wasn't interested in working for us.

Tom'un Rusça öğrenmeye çalışmakla ilgilendiğinden bile şüpheliyim.

- I doubt that Tom is even interested in trying to learn Russian.
- I doubt Tom is even interested in trying to learn Russian.

Tom artık profesyonel bir müzisyen olarak çalışmakla ilgilenmediğini söylüyor.

Tom says he's no longer interested in working as a professional musician.

Fransızlar geri çekilmeye zorlanana kadar köprülerdeki krizi çözmeye çalışmakla sınırlıydı .

to sort out the crisis at the bridges –  until the French were forced to withdraw.

- Tom'a bunu yaptırmaya çalışman aptalcaydı.
- Tom'a bunu yaptırmaya çalışmakla aptallık ettin.

It was foolish of you to try to get Tom to do that.

Seninle benim aramdaki fark benim aslında doğru olanı yapmaya çalışmakla ilgileniyorum olmam.

- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.
- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do the right thing.

Tom'u değiştirmeye çalışmakla geçen üç yıldan sonra, Mary onun asla değişmeyeceğini fark etti.

After three years of trying to change Tom, Mary realised that he was never going to change.

- Ben her zaman tarımda çalışmakla ilgileniyorum.
- Ben hep tarımla uğraşmayı istemişimdir.
- Bana hep tarla işleriyle ilgilenmek çekici gelmiştir.

I've always been interested in working in agriculture.