Translation of "Baharda" in English

Okul baharda başlar.

School begins in spring.

Baharda günler uzar.

- In spring the days get longer.
- In spring, the days become longer.

Kar baharda erir.

Snow melts in the spring.

Çiftçiler baharda tohum ekerler.

Farmers sow seeds in the spring.

Bahçedeki çiçekler baharda açar.

The flowers in the garden bloom in spring.

Geçen baharda Tom'la tanıştım.

I met Tom last spring.

Bunu önümüzdeki baharda yapacağız.

We're going to do that next spring.

Gelecek baharda Boston'a gidebiliriz.

- We might go to Boston next spring.
- We could go to Boston next spring.

Gelecek baharda Boston'a gitmeliyiz.

We should go to Boston next spring.

Son baharda yapraklar kırmızıya döner.

- The leaves of the trees turn red in the fall.
- The leaves of the trees turn yellow in the fall.
- Leaves turn red in autumn.

Gelecek baharda Hawai'ye gitmek istiyorum.

I want to go to Hawaii next spring.

Son baharda yapraklar ağaçlardan düşer.

The leaves fall off the trees in the fall.

Hiç baharda Boston'a gittin mi?

Have you ever been to Boston in the spring?

Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.

Many flowers start blooming in springtime.

Tom önümüzdeki baharda emekli olacak.

Tom is going to retire next spring.

Tom önümüzdeki ilk baharda evlenecek.

Tom is getting married next spring.

Geçen baharda başımı tıraş ettim.

I shaved my head last spring.

Tom bu baharda liseden mezun olacak.

Tom will graduate from high school this spring.

Bazı çiçekler Baharda, bazıları sonbaharda açarlar.

- Some flowers bloom in spring and others in autumn.
- Some flowers bloom in the spring and other flowers bloom in the fall.

Baharda Abraham Lincoln suikast sonucu öldürüldü.

Abraham Lincoln was assassinated in the spring.

Tom gelecek baharda Boston'a gitmeyi planlıyor.

Tom is thinking of going to Boston next spring.

- İlkbaharda günler uzar.
- Baharda günler uzar.

- In spring the days get longer.
- In spring, the days become longer.
- In spring, the days get longer.
- The days get longer in spring.

Tom ve Mary önümüzdeki baharda evlenecekler.

Tom and Mary are getting married next spring.

Baharda pek çok turist Kyoto'yu ziyaret eder.

A great many tourists visit Kyoto in spring.

Baharda, çiçekler büyür ve ağaçlar çiçek açar.

In spring, flowers grow and trees bloom.

Baharda çok sayıda turist Kyoto'yu ziyaret eder.

A very large number of tourists visit Kyoto in the spring.

Tom ve Mary geçen ilk baharda evlendi.

Tom and Mary got married last spring.

Tom ve Mary geçen yıl baharda evlendi.

Tom and Mary got married last year in the spring.

Tom ve Mary bu yıl baharda evlendi.

Tom and Mary got married this year in the spring.

- Yapraklar son baharda düşer.
- Yapraklar sonbaharda dökülür.

Leaves fall in the autumn.

Bu avı ancak baharda birkaç gece yakalamaya çalışabilirler.

They can only attempt this catch on a few nights in spring.

İsviçre'den bahsetmişken, hiç ilk baharda oraya gittin mi?

Speaking of Switzerland, have you ever been there in spring?

Kocam ve ben, bir opera izlemek için baharda Versailles'a gideceğiz.

My husband and I will travel to Versailles in the spring to watch an opera.

Ben geçen baharda bir aşçılık dersi aldım ve ekmek pişirmeyi öğrendim.

I took a cooking class last spring and learned to bake bread.

Geçen yıl baharda bir yemek kursuna katıldım ve ekmek nasıl pişirilir öğrendim.

Last year in the spring I attended a cooking class and learned how to bake bread.