Translation of "çabucak" in English

0.007 sec.

Examples of using "çabucak" in a sentence and their english translations:

Çabucak!

Quickly!

Çabucak bitirelim.

Let's finish up in a hurry.

Çabucak anlıyorsun.

You catch on quickly.

Çabucak hazırlanın.

Get ready quickly.

Çabucak giyin.

Get dressed quickly.

Çabucak hazırlanmalısın.

You must get ready quickly.

Çabucak yürürüm.

I walk quickly.

Çabucak giyinmiştim.

I got dressed quickly.

Çabucak sıkıldım.

I got bored quickly.

çabucak büyümeye çalışıyor.

are clearly trying to grow up quickly.

O çabucak giyindi.

She slipped into her clothes.

Bluzu çabucak yıkadı.

She gave the blouse a quick wash.

O, çabucak iyileşiyor.

He is getting better quickly.

Onu çabucak yedi.

He ate it in no time.

Doktoru çabucak geldi.

His doctor came with all speed.

Çabucak eve git.

Go home quickly.

Moda çabucak değişir.

Fashions change quickly.

O, çabucak giyindi.

She dressed herself quickly.

Yıllar çabucak geçiyor.

The years pass by quickly.

Onu çabucak yapın.

- Hurry!
- Do it quickly.

Nasıl çabucak zayıflayabilirim.

How can I lose weight quickly?

O çabucak sıkıldı.

He got bored quickly.

İşinizi çabucak yapın.

Do your work quickly.

Bunu çabucak bitirelim.

Let's get this over with quickly.

Problemi çabucak çözdü.

Quick as lightning, he solved the problem.

Bunu çabucak yapmalısın.

You must do it quickly.

Çabucak buraya girin.

Get in here quick.

Bunu çabucak yapabilirim.

I can make this quick.

Çabucak buraya gel.

Come here quickly.

Bunu çabucak yapmalıyız.

We need to do this quickly.

Çabucak gelmen gerekiyor.

You need to come quickly.

Zaman çabucak geçiyor.

Time passes by quickly.

Çabucak üstünü giyinir.

She dresses herself quickly.

Balon çabucak söndü.

The balloon deflated quickly.

O çabucak yorulur.

She gets tired quickly.

Tom çabucak giyindi.

- Tom quickly got dressed.
- Tom dressed himself quickly.

Çabucak benimle gel.

Come with me, quickly.

Çoraplarımı çabucak giydim.

I put on my socks lickety-split.

Sis çabucak kalktı.

The fog lifted quickly.

O çabucak döndü.

She returned quickly.

O çabucak yürür.

He walks quickly.

Ben çabucak yedim.

I ate quickly.

Çabucak ona yazmalısın.

You've got to write to him quickly.

Ona çabucak alışacaksın.

You'll get used to it in no time.

Çocuk çabucak öğreniyor.

The child is learning quickly.

Kalabalıkta çabucak kayboldu.

He lost himself quickly in the crowd.

Tom çabucak kovuldu.

Tom got dressed quickly.

Yıllar çabucak geçti.

The years went by quickly.

Tom çabucak döndü.

Tom returned quickly.

Tom çabucak iyileşiyor.

Tom is getting better quickly.

Çabucak oraya gidelim.

Let's get there quickly.

Ben çabucak cevapladım.

I responded quickly.

Ben çabucak kurtuldum.

I recovered quickly.

Aşk çabucak yıpranır.

Love quickly wears off.

Çabucak etrafıma baktım.

I looked around quickly.

Sami çabucak geldi.

Sami came over quickly.

Genellikle çabucak yer.

He usually eats quickly.

Çabucak kıyafetlerini giydiler.

They quickly put their clothes on.

Yaz çabucak geldi.

Summer came quickly.

- Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
- Çabucak bu resmi tamamlayalım.

Let's complete this picture quickly.

Çabucak bir şeyler yiyelim.

Let's catch a quick bite.

Biz çabucak toplantıyı bitirdik.

We got the meeting over with quickly.

Mary çabucak hastaneye gitti.

Mary hurried to the hospital.

Posterler çabucak duvarlardan söküldü.

The posters were immediately removed from the wall.

Teklifimi çabucak kabul etti.

She readily agreed to my proposal.

O, çabucak odadan çıktı.

He quickly went out of the room.

O ayakkabılarımı çabucak fırçaladı.

She gave my shoes a quick brush.

O, çabucak mektubu açtı.

She quickly opened the letter.

Bunu çabucak yapmak istiyorum.

I want to make this quick.

Çabucak ayrılmak zorunda kaldık.

We had to leave quickly.

Bir söz çabucak unutulur.

A promise is quickly forgotten.

Tom çabucak geriye döndü.

- Tom turned quickly.
- Tom turned around quickly.

Tom çabucak arabadan indi.

Tom quickly got out of the car.

Tom çabucak Mary'ye baktı.

Tom looked at Mary quickly.

Tom çabucak ellerini yıkadı.

Tom washed his hands quickly.

Çabucak Boston'dan çıkmak zorundaydım.

I had to get out of Boston quickly.

Bunu çabucak yapmaya çalıştım.

- I tried to do it quickly.
- I tried to do that quickly.

Çabucak bir şey yap.

Do something quickly.

Onu çabucak yapmanı öneriyorum.

I suggest you do it quickly.

Üyelerin sayısı çabucak artıyor.

The number of members will grow quickly.

Ev ödevini çabucak yaptı.

She did her homework in a flash.

Tom çabucak kabul etti.

Tom quickly agreed.

Tom çabucak konuyu değiştirdi.

Tom quickly changed the subject.

Tom çabucak faaliyet gösterdi.

Tom quickly got busy.

Umarım bu çabucak çözülür.

I hope this is resolved quickly.

Biz bunu çabucak anladık.

We figured it out quickly.

Programcılar çabucak hatayı düzeltti.

The developers quickly fixed the bug.

Tom çabucak adapte olacak.

Tom will adapt quickly.

Tom çabucak terk etti.

Tom left quickly.