Translation of "çevresi" in English

Kasabanın güzel çevresi var.

The town has beautiful surroundings.

Tom'un iş çevresi iyiydi.

Tom's work environment was good.

Hani çevresi Amerika'da çok iyiydi ya

Hani was very good in America

Bina çevresi ile uyum içinde değildir.

The building doesn't blend in with its surroundings.

Çevresi ile keskin bir tezat oluşturuyor.

It contrasts sharply with its surroundings.

Tom'un geniş bir arkadaş çevresi var.

Tom has a wide circle of friends.

Leyla'nın büyük bir arkadaş çevresi vardı.

Layla had a large circle of friends.

Leyla'nın büyük bir arkadaş çevresi vardı ama naifti.

Layla had a large circle of friends but was naive.

- Tom nufuzlu arkadaşları olan biri.
- Tom çevresi geniş biri.

Tom is well connected.

Bu çok iyi bir restoran ve mükemmel bir çevresi de var.

This is a very good restaurant, and with an excellent environment, as well.

Yüksek tavanlı ve büyük odaları olan bir bina onun yerini alan renksiz ofis bloklarından daha az pratik olabilir, ama genellikle çevresi ile iyi uyum sağlar.

A building with high ceilings and huge rooms may be less practical than the colorless block of offices that takes its place, but it often fits in well with its surroundings.