Translation of "çeşidi" in English

Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.

He observed many types of creatures there.

Bu gül çeşidi, yabani olarak yetişir.

This kind of rose grows wild.

üç ile on bir arasında antidepresan çeşidi

They had tried between three and 11 types of antidepressants

Menüde kaç tane farklı pizza çeşidi var?

How many different kinds of pizzas are on the menu?

Tom menüdeki en ucuz çeşidi sipariş etti.

Tom ordered the cheapest item on the menu.

İhtiyacımız olan bilgi çeşidi her zaman mevcut değil.

- The sort of information we need is not always available.
- The sort of information we need isn't always available.
- The sort of information that we need isn't always available.
- The kind of information that we need isn't always available.
- The kind of information we need isn't always available.

Tom her zaman menüdeki en ucuz çeşidi sipariş eder.

Tom always orders the cheapest item on the menu.

Birinin kendisi hakkında çok konuşması, saklanmanın bir çeşidi de olabilir.

To talk about oneself a great deal can also be a means of concealing oneself.

- En çok neyli yoğurt seviyorsun?
- En sevdiğin yoğurt çeşidi hangisi?
- En çok hangi tür yoğurdu seversin?

- What sort of yogurt do you like best?
- What kind of yogurt do you like best?