Translation of "Yabani" in English

0.014 sec.

Examples of using "Yabani" in a sentence and their english translations:

Tilkiler yabani hayvanlardır.

Foxes are wild animals.

Yabani kuşları izliyorum.

I am watching wild birds.

- Çayırdaki yabani otları temizliyorum.
- Çimenlikteki yabani otları temizliyorum.

I'm weeding the lawn.

Yabani tavşanlar ormanda görülebilirler.

Wild rabbits can be seen in the forest.

Bahçenin yabani otlarını temizledi.

She weeded the garden.

Bahçede yabani otlar çıktı.

Weeds sprang up in the garden.

Çayır yabani otlarla dolu.

The pasture is full of weeds.

Ben yabani kuşları gözlemliyorum.

I'm observing wild birds.

Birçok yabani ot var.

There are a lot of weeds.

Bahçede yabani otları temizliyorum.

I'm weeding the garden.

- Hobim yabani çiçeklerin resimlerini çekmektir.
- Hobim yabani çiçeklerin fotoğraflarını çekmektir.

My hobby is taking pictures of wild flowers.

Virüs taşıyan yabani hayvanlarla aramızda

with wild animals carrying viruses

Adadaki havaalanı yabani otlarla kaplıdır.

The airfield on the island is now covered with weeds.

Biz yabani otlardan kurtulmak zorundayız.

We have to get rid of weeds.

Biz yabani otları çekmek zorundayız.

- We have to get rid of weeds.
- We have to pull the weeds.

Bazı yabani tavşanları ormanda görebilirsiniz.

You can see some wild rabbits in the forest.

Burada birçok yabani çiçek vardır.

There are many wildflowers here.

Yabani kuşları izlemek çok eğlenceli.

Watching wild birds is great fun.

Çok fazla yabani ot var.

There are too many weeds.

Kütüğün altında bazı yabani mantarlar buldum.

I found some wild mushrooms under the log.

Almanya'da hâlâ yabani ayılar var mı?

Are there still wild bears in Germany?

Bu alanda birçok yabani hayvanlar var.

- This area abounds in wild animals.
- There are many wild animals in this area.

Yabani otlar, bahçe yatağını tamamen geçti.

The weeds have completely overtaken the garden bed.

Bu gül çeşidi, yabani olarak yetişir.

This kind of rose grows wild.

- Vahşi hayvanlardan korkarım.
- Yabani hayvanlardan korkarım.

I'm scared of wild animals.

O bir yabani çiçek kadar güzeldi.

She was as beautiful as a wildflower.

Yabani mantar yemek tehlikeli değil mi?

Isn't it dangerous to eat wild mushrooms?

Virüs taşıyan yabani hayvanların ortamlarından uzak durmak

avoiding the environments of virus-bearing wild animals

O sık sık yabani kaz kovalamaya gider.

He often goes off on wild goose chases.

Çiftçinin koyunlarından birkaçı, yabani köpekler tarafından öldürülmüştü.

The farmer had several of his sheep killed by feral dogs.

Tom yabani ot çekmenize yardım etmemizi önerdi.

- Tom suggested that we help you pull weeds.
- Tom suggested we help you pull weeds.

Tom'un bahçeyi yabani otlardan temizlemesine yardım ettik.

We helped Tom weed the garden.

O, ormanda yürüdüğünü, yabani çiçekler aradığını söyledi.

She said she was walking through the woods, looking for wild flowers.

Arazi neredeyse tamamen yabani böğürtlen çalılarla kaplanmıştı.

The property was almost completely overgrown with wild blackberry bushes.

Tüm öğleden sonra bahçede yabani otları çekiyordum.

I was in the garden all afternoon, pulling weeds.

Avrupa'nın en büyük ve en yabani dağlarından birinin.

Some of the biggest and wildest mountains in all of Europe.

Ertesi gün, çiftçinin oğlu yabani atlardan birine biner,

The next day, the farmer's son rides one of the wild horses,

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Wild animals live in the forest.

Keşke Tom bahçenin yabani otlarını temizlememe yardım etse.

I wish Tom would help me weed the garden.

Tom'dan bahçedeki yabani otları çekmeme yardım etmesini istedim.

I asked Tom to help me pull weeds in the garden.

Leyla saldırıya uğradı ve yabani köpekler tarafından yenildi.

Layla was attacked and eaten by wild dogs.

Tom, Mary'ye asla yabani bir mantar yemeyeceğini söyledi.

Tom told Mary he'd never eat any wild mushroom.

çünkü şehirler yabani ot gibi bir gecede çiçek açmıyor.

because cities don't just spring up overnight like weeds.

Biz kilisenin etrafındaki bütün çimenleri ve yabani otları kestik.

We cut away all the grass and weeds around the church.

Lütfen yabani otları ayıklar mısın ve çiçekleri sular mısın?

Could you please pull the weeds and water the flowers?

- Çayır, kır çiçekleri ile doluydu.
- Çayır, yabani çiçeklerle doluydu.

The meadow was filled with wildflowers.

Yabani havuç, iki yılda bir yetişen, havuca benzer bir türdür.

Parsnip is a biennial species, similar to carrots.

Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.

I need a tool for pulling weeds in my garden.

Tom evin etrafında büyümüş olan pek çok yabani otları görebiliyor.

Tom can see the many weeds that had grown up around the house.

Yağmur yağdıktan ve zemin nemlendikten sonra yabani otları çekmek daha kolaydır.

After it rains and the ground is damp, it's easier to pull weeds.

Yabani kunduzlar beş yüz yıllık bir yokluğun ardından İngiltere'ye geri dönüyor.

Wild beavers are returning to England after a five hundred year absence.

- Bahçedeki yabani otları çekmek onun işi.
- Onun görevi bahçeden kötü otları temizlemektir.

It's his job to pull the weeds in the garden.

- Vahşi hayvanları görmek için Afrika'ya gitti.
- Yabani hayvanları görmek için Afrika'ya gitti.

He went to Africa to see wild animals.

Yabani havuç, kabak, havuç, bezelye ve tatlı patates nişastalı sebzeler olarak kabul edilmektedir.

Parsnips, squash, carrots, peas and sweet potatoes are considered starchy vegetables.

Yabani otları çekmeye başlamadan önce bahçenin nasıl göründüğüne dair bir resim çekmek hiç aklıma gelmedi.

It never occurred to me to take a picture of how the garden looked before we started pulling weeds.

Mary dün bir buçuk saat yabani otları temizlemekle uğraştı, ama henüz çok az bir aşama kaydedebildi.

Mary weeded for an hour and a half yesterday and barely made a dent.

- Yabani bir at gibi içim içime sığmıyor.
- Vahşi bir at gibi yerimde duramıyorum.
- Vahşi bir at gibi dişimi sıkıyorum.

I'm champing at the bit like a wild horse.

- Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.
- Yağmur yağdığında ve toprak nemlendiğinde, yabani otları çekmek daha kolay olur.

When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds.

Kediler yaban hayatı için üst düzeyde tehdittir. Daha şimdiden otuz üç tane türün küresel çapta yok olmasından sorumludurlar ve her yıl milyarlarca yabani kuş ve memeliyi öldürmektedirler.

Cats are the top threat to wildlife. They already are responsible for the global extinction of thirty three species and kill billions of wild birds and mammals each year.