Translation of "çıkma" in English

0.008 sec.

Examples of using "çıkma" in a sentence and their english translations:

Dışarıya çıkma.

Don't go out into the open.

Onunla çıkma.

Don't go out with him.

Ön taraftan çıkma.

Don't go out the front.

Şemsiyesiz dışarı çıkma.

Don't go out without an umbrella.

Sadece yola çıkma.

Just don't get in the way.

Kızlarla çıkma yorucu.

Going out with girls is exhausting.

Yürüyüşe çıplak çıkma!

Don't go for a walk naked!

Orada tatile çıkma.

Don't go down there.

Orada dışarı çıkma.

Don't go out there.

Duvarın üstüne çıkma.

Don't climb on the wall.

Çıkma yıldönümlerini unuttu.

He forgot the anniversary of their first date.

Karanlıktan sonra dışarı çıkma.

Don't go out after dark.

Mary'ye çıkma teklif ettim.

- I asked Mary out.
- I asked Mary out on a date.

Sanırım buradan çıkma zamanı.

- I think it's time to get out of here.
- I think that it's time to get out of here.

Mary'ye çıkma teklif etmelisin.

You should ask Mary out on a date.

Mary'ye çıkma teklif edeceğim.

- I'm going to ask Mary out.
- I'll ask Mary out.

Onun arzularına karşı çıkma.

Don't go against his wishes.

Mary'ye çıkma teklif et.

Ask Mary out.

Sana çıkma teklif etmedim.

I didn't ask you out.

Sokağa çıkma yasağım yok.

I don't have a curfew.

Ona çıkma teklif ettim.

I asked him out.

Tavan arasından dışarı çıkma.

Don't come out of the attic.

Dışarıya çıkma. Yağmur yağıyor.

Don't go outside. It's raining.

Dört kez yazı çıkma ihtimali

then the probability that it comes up four times tails

Ona çıkma teklif etmeyi düşünüyordum.

I was thinking about asking her out.

Şehirde sokağa çıkma yasağı konuldu.

A curfew was imposed on the city.

"Şimdi dışarı çıkma." "Neden değil?"

"Don't go out now." "Why not?"

Tom Mary'ye çıkma teklif etti.

Tom asked Mary out.

Sokağa çıkma yasağın ne zaman?

What time is your curfew?

Tom bana çıkma teklif etti.

Tom asked me out.

Bana çıkma teklif etmiyor musun?

Are you asking me out on a date?

Ben ona çıkma teklif ettim.

I asked her out.

Bana çıkma teklif ediyor musun?

Are you asking me out?

Mary'ye hiç çıkma teklif edilmedi.

Mary has never been asked out on a date.

Mary'ye çıkma teklif ettin mi?

Did you ask Mary out?

Dışarı çıkma. Çok yağmur yağıyor.

Don't go outside. It's raining hard.

Gerçeklerin ortaya çıkma zamanı geldi.

It's time for the truth.

Gerçekten dışarı çıkma havamda değildim.

I wasn't really in the mood to go out.

Neden Mary'ye çıkma teklif etmiyorsun?

Why don't you ask Mary out?

Ben Tom'a çıkma teklif ettim.

I asked Tom out.

Ona çıkma teklif etmeli miyim?

Should I ask her out?

O bana çıkma teklif etti.

He asked me out.

Ona hiç çıkma teklif edilmedi.

She has never been asked out on a date.

Ona çıkma teklif etmekten korktum.

I was afraid to ask her out.

O, ona çıkma teklif etti.

She asked him out on a date.

Kediler baskın çıkma oyunu oynuyordu.

The cats were playing dominance games.

- Suzy, Tom'un ona çıkma teklif edeceğini umuyor.
- Suzy Tom'un çıkma teklif edeceğini umuyor.

Suzy hopes that Tom will ask her out.

Ama şimdi vakit... ...buradan çıkma vakti.

But now it's time for us... to get out of here.

Bir sokağa çıkma yasağı var mı?

Is there a curfew?

Şapka giymeden bu sıcakta dışarı çıkma.

Don't go out in this heat without wearing a hat.

İlk kez Taninna'ya çıkma teklif ettim.

This is the first time I've ever asked Taninna out.

Tom bana tekrar çıkma teklif etti.

Tom asked me out again.

Mary ona çıkma teklif etmeni istiyor.

Mary wants you to ask her out.

Çünkü sokağa çıkma kısıtlamaları sona erdiğinde,

Because once the lockdowns are over,

Mary'ye çıkma teklif etmeye karar verdim.

I decided to ask Mary out.

Tom Mary'ye çıkma teklif etmek istedi.

Tom wanted to ask Mary out on a date.

O sana çıkma teklif etti mi?

Did he ask you out?

Tom sana çıkma teklif etti mi?

Did Tom ask you out?

Hava soğuk olduğu için dışarı çıkma.

Don't go out because it is cold.

Ona çıkma teklif etmem gerekiyor mu?

Should I ask him out?

Sana onun çıkma zamanı olduğunu söyledim.

I told you it was time to quit.

Ona onun çıkma zamanı olduğunu söyledim.

- I told him it was time to quit.
- I told her it was time to quit.

Bu sıcakta çıplak kafayla dışarı çıkma.

Don't go out in this heat with a bare head.

Tom'un Mary ile çıkma fikrini sevmiyorum.

I don't like the idea of Tom going out with Mary.

Kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkma alışkanlığı duyuyorum.

I am in the habit of going for a walk before breakfast.

İkinci başa çıkma stratejisi ise kendinizi affetmek

The second coping strategy is to forgive yourself,

Onunla sonsuz maceralara çıkma hayallerinizi hatırlar mısınız?

and your imagination fueled endless adventures?

Eğer ona çıkma teklif etmezsen, ben ederim.

If you don't ask her out, I will.

Sanırım buradan çıkma zamanı geldi de geçiyor.

- I think it's time we got out of here.
- I think that it's time we got out of here.

Tom az önce bana çıkma teklif etti.

Tom has just asked me out.

O akşam yemeğinden sonra yürüyüşe çıkma alışkanlığındaydı.

He was in the habit of taking a walk after supper.

Sokağa çıkma yasağı akşam 7.00'de başlar.

The curfew begins at 7:00 p.m.

Mary'den gerçekten hoşlanıyorsan, ona çıkma teklif etmelisin.

If you really like Mary, you should ask her out.

Herkesin denize yürüyüşe çıkma arzusu var mı?

Does anybody have a desire to take a walk to the sea?

Odana git ve ben söyleyinceye kadar çıkma!

Go to your room and don't come out until I say so!

Evimde sıkı bir sokağa çıkma yasağı vardı.

I had a strict curfew at my house.

Tom Mary'ye çıkma teklif etmeye karar verdi.

Tom decided to ask Mary out.

Tom sana hiç çıkma teklifinde bulundu mu?

Did Tom ever ask you out?

Tom sana tekrar çıkma teklif etti mi?

Did Tom ask you out again?

Tom, Mary'ye birkaç kez çıkma teklif etti.

Tom has asked Mary out several times.

Ona çıkma teklif ettim, ama hayır dedi.

I asked her out, but she said no.

Mary bir adama çıkma teklif etmediğini söyledi.

Mary says she's never asked a guy out.

Tom'a Mary'ye çıkma teklif etmesi gerektiğini söyledim.

- I told Tom he should ask Mary out.
- I told Tom that he should ask Mary out.

Tom Mary'yi aradı ve çıkma teklifinde bulundu.

Tom called Mary and asked her out.

Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti.

Jim has asked Anne out several times.

Sanırım Tom'un Mary'ye karşı çıkma cesareti yok.

- I think Tom doesn't have the courage to oppose Mary.
- I think that Tom doesn't have the courage to oppose Mary.

Uzun süredir sana çıkma teklif etmeyi istiyorum.

I've been wanting to ask you out for a long time.

Uzun süredir sana çıkma teklif etmek istiyordum.

I've wanted to ask you out for a long time.

Ona çıkma teklif ettiğimde Mary beni reddetti.

Mary turned me down when I asked her on a date.

Evden dışarı çıkma saatlerime karışılacak yaşı geçtim.

I'm old enough to not have a curfew.

Daha sık idrara çıkma ihtiyacı hissediyor musunuz?

Do you feel the urge to urinate more frequently?

O ona çıkma teklif etti ama o kızların erkeklere çıkma teklif etmemesi gerektiğini düşündüğü için hayır dedi.

She asked him out on a date, but he said no since he thought girls should not ask boys out.