Translation of "Yürüyüşe" in English

- Yürüyüşe gidiyorum.
- Yürüyüşe çıkıyorum.

I'm going for a walk.

Yürüyüşe çıktı.

She went out for a walk.

Yürüyüşe gidelim.

Let's go out for a walk.

Yürüyüşe çıkıyoruz.

We're going on a hike.

Yürüyüşe çıkmalıyız.

We should take a walk.

Yürüyüşe çıktım.

- I went for a walk.
- I went out for a walk.

Yürüyüşe gideceğim.

- I'll go for a walk.
- I'm going to go out and take a walk.

Yürüyüşe çıkalım.

- Let's take a walk.
- Let's go for a walk.

Yürüyüşe çıkın.

- Go take a walk.
- Take a walk.

Yürüyüşe çıkacağız.

- We are going for a walk.
- We're going out for a walk.

- Ormanda yürüyüşe çıktık.
- Ormanda yürüyüşe gittik.

We went for a walk in the forest.

- Neden yürüyüşe gitmiyorsun?
- Neden yürüyüşe çıkmıyorsunuz?

Why don't you go for a walk?

Tom yürüyüşe gitti.

Tom went hiking.

Yürüyüşe çıkalım mı?

Shall we go out for a walk?

Seni yürüyüşe çıkaracağim.

I'll walk you out.

Neden yürüyüşe çıkmıyoruz?

Why don't we go for a walk?

Biz yürüyüşe gidiyoruz.

We're going for a walk.

Tom yürüyüşe çıktı.

Tom is out for a walk.

Tom yürüyüşe çıkıyor.

Tom is taking a walk.

Dağlara yürüyüşe gidelim.

Let's go for a walk to the mountains.

Ormanda yürüyüşe gittik.

We went for a walk in the forest.

Yürüyüşe gidebilir miyim?

Can I go for a walk?

Tom'la yürüyüşe çıkacağım.

I'm going to take a walk with Tom.

Birlikte yürüyüşe çıkarız.

We take long walks together.

Neden yürüyüşe çıkmıyorsun?

Why don't you take a walk?

Tom'u yürüyüşe götürüyorum.

I'm taking Tom for a walk.

Köpeği yürüyüşe çıkar.

Take the dog for a walk.

O yürüyüşe çıktı.

She's out for a walk.

Yürüyüşe çıkabilir miyiz?

Can we go for a walk?

Grupla yürüyüşe gittim.

I went hiking with the group.

Ben yürüyüşe gittim.

I went hiking.

Yürüyüşe gideyim mi?

Shall I go for a walk?

Hadi, yürüyüşe gidelim.

Come on, let's go far a walk.

Hadi, yürüyüşe çıkalım.

Come on, let's take a walk.

Yürüyüşe gitmeyi önerdim.

I suggested going for a walk.

Yürüyüşe çıkmak istiyorum.

I want to take a walk.

Yürüyüşe çıplak çıkma!

Don't go for a walk naked!

O, yürüyüşe çıktı.

He went for a walk.

Yürüyüşe gidiyor musun?

Are you going for a walk?

Onları yürüyüşe götürüyorum.

I'm taking them for a walk.

Onu yürüyüşe götürüyorum.

I'm taking him for a walk.

Yürüyüşe mi gidiyoruz?

Are we going for a walk?

Ben yürüyüşe çıkacağım.

I'm going to go for a walk.

O, yürüyüşe gitti.

He went on a walk.

Köpeğimle yürüyüşe çıkıyorum.

I'm taking a walk with my dog.

Sadece yürüyüşe çıktım.

I just went for a walk.

Dün yürüyüşe gittik.

We went hiking yesterday.

Yürüyüşe gitmek istiyorum.

I want to go for a walk.

Yarın yürüyüşe çıkalım.

Let's go hiking tomorrow.

Çocuklarla yürüyüşe çıkmalısınız.

You should go out for a walk with the children.

Yürüyüşe çıkmak istemiyorum.

I don't want to go for a walk.

Sami yürüyüşe çıktı.

Sami went on a walk.

Haydi yürüyüşe çıkalım.

Come on, let's go for a walk.

- Yürüyüşe çıkmak ister misin?
- Yürüyüşe çıkmak ister misiniz?

Would you like to go for a walk?

- Jane köpeğini yürüyüşe götürdü.
- Jane köpeğini yürüyüşe çıkardı.

Jane took her dog for a walk.

Ormanda yürüyüşe gitmek eğlencelidir.

It's fun to go for a walk in the woods.

İyi hissettiğimde yürüyüşe giderim.

When I feel fine, I go for a walk.

Yağmur durduğunda yürüyüşe çıkarız.

When the rain stops, we'll go for a walk.

Yarın bir yürüyüşe gideceğiz.

We are to go on a hike tomorrow.

Bazen parkta yürüyüşe çıkar.

She sometimes takes a walk in the park.

Köpeği ile yürüyüşe çıktı.

He went out for a walk with his dog.

Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktık.

- After breakfast, we went out for a walk.
- We went out for a walk after breakfast.

Her sabah yürüyüşe çıkarım.

I take a walk every morning.

Yağmura rağmen yürüyüşe çıktık.

We took a walk despite the rain.

Yarın yürüyüşe gitmeyi planlıyoruz.

We plan to go hiking tomorrow.

Akşamları, köpeğimle yürüyüşe çıkarım.

In the evening, I walk with my dog.

Her sabah yürüyüşe giderim.

I go for a walk every morning.

Cookie'nin yürüyüşe ihtiyacı var.

Cookie needs a walk.

Köpeğimin yürüyüşe ihtiyacı var.

My dog needs a walk.

Yürüyüşe gitmek ister misin?

Do you want to go for a walk?

Seninle yürüyüşe çıkmak istemiyorum.

I don't want to go jogging with you.

Her gün yürüyüşe çıkın.

Take a walk every day.

Parkta bir yürüyüşe çıktık.

We went for a walk in the park.

Meydanda bir yürüyüşe çıktık.

We went for a walk in the square.

Biz bir yürüyüşe çıktık.

- We went for a walk.
- We went for a stroll.

Benimle bir yürüyüşe çıkın.

Take a walk with me.

Tom'a yürüyüşe çıkmasını söyle.

Tell Tom to take a hike.

Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.

My grandmother goes for a walk in the evening.

Yürüyüşe çıkmak ister misin?

Would you like to go for a walk?

Hava kötüyse yürüyüşe çıkmayacağız.

We won't go for a walk if the weather's bad.

Sanırım yürüyüşe gitmek harika.

I think it's great to go walking.

Kampın yarısı yürüyüşe çıktı.

Half the camp went on a hike.

Hava düzelirse yürüyüşe çıkacağım.

I'll go for a walk if the weather improves.

Küçük bir yürüyüşe çıkacağım.

I'm going to go for a little walk.

Tom köpeğini yürüyüşe götürdü.

Tom took his dog for a walk.

Yürüyüşe gitmeyi tercih ederim.

I'd rather go for a walk.