Translation of "Yurt" in Arabic

Yurt dışında hiç bulunmadım.

لم أكن في الخارج أبداً.

-geç saatte, yurt odamda-

في غرفتي المظلمة في آخر الليل،

Ne kadar süredir yurt dışındasınız?

كم من الوقت أمضيتَ في الخارج؟

O, yıllarca yurt dışında yaşadı.

عاش خارج البلاد لسنوات عدة.

Yurt dışına gitmek ister misin?

هل ترغب في السفر إلى الخارج؟

Babam asla yurt dışında bulunmadı.

- لم يسبق لأبي أن سافر إلى الخارج.
- لم يسافر أبي إلى الخارج من قبل.
- لم يجرب أبي السفر إلى الخارج قط.

Evlilik yapıp yurt dışına yerleşmesinden sonra

بعد الزواج والاستقرار في الخارج

Japon arabaları yurt dışında iyi satılır.

مبيعات السيارات اليابانية في الخارج جيدة.

Tatillerinizde bazen yurt dışına çıkıyor musunuz?

هل تذهب أحيانا إلى خارج البلاد لقضاء عطلتك؟

Arkadaşlarımdan biri yurt dışında öğrenim görüyor.

لي صديق يدرس في الخارج.

Bu yaz yurt dışına seyahat edeceğiz.

سنسافر إلى الخارج هذا الصيف.

Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.

ستنفعك رحلة إلى الخارج.

Yurt dışındaki Japon turistler çok para harcarlar.

السياح اليابانيون في الخارج هم اكبر منفقي النقود .

Ted mezuniyetten sonra yurt dışına gitmeyi sabırsızlıkla bekliyor.

يخطط تيد للذهاب إلى الخارج بعد تخرج.

Tom, eğitimini gelecek yıl yurt dışında yapmayı planlıyor.

يخطط توم للدراسة بالخارج السنة القادمة.

Ve yurt odamdan yaptığım işi çöküşte kapatmak zorunda kalmıştım

كان لدي عمل في غرفة المسكن واضطررت لإغلاقه في فترة الكساد،

Yurt dışında okuyordum ve aynı anda dört işte çalışıyordum,

كنت أدرس بالخارج وأعمل في 4 أشغال في نفس الوقت.

Hikayenin devamında bu kaçakçılar yurt dışına kaç paraya satmış

في استمرار القصة ، كم من الأموال باعها هؤلاء المهربون في الخارج

- Yurtdışına ne kadar sıklıkla gidersiniz?
- Ne sıklıkta yurt dışına gidersin?

كم مرة تسافر إلى الخارج عادةً؟

Yurt dışında yaşamak bir yabancı dili öğrenmek için en iyi yoldur.

إن العيش في الخارج هو أفضل طريقة لتعلم لغة أجنبية.

- O, yurt dışına gitmeye karar verdi.
- O, yurtdışına gitmeye karar verdi.

قرر أن يسافر إلى الخارج.

Bay Suziki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.

السيد. سوزوكي أقنع إبنهُ بالتخلي عن خطتهُ للدراسة بالخارج.

Onun büyük geliri ona her yıl yurt dışında seyahat etmesini mümkün kılıyor.

دخله الكبير يمكّنه من السفر كل سنة إلى الخارج.

Bay Suzuki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.

السيد. سوزوكي أقنع إبنهُ أن يُسقِط خطتهُ للدراسة بالخارج.

- Daha önce hiç ülke dışında bulundun mu?
- Hiç yurt dışına çıktın mı?

هل سبق لك ان كنت خارج البلد ؟