Translation of "Süredir" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Süredir" in a sentence and their arabic translations:

Normal süredir.

ليتعافى.

Uzun süredir suskunum.

لقد كنت صامتا لمدة طويلة

Biz uzun süredir arkadaşız.

نحن أصدقاء قدامى.

Uzun süredir düşünmediğim şeyler hakkında.

أشياء لم أفكر بها منذ زمن طويل،

Dört saati aşkın süredir yürüyorlar.

‫إنها تسير منذ أكثر من 4 ساعات.‬

Uzun süredir su altında olduğumdan,

‫بقيت تحت الماء لوقت طويل،‬

Ne kadar süredir yurt dışındasınız?

كم من الوقت أمضيتَ في الخارج؟

Tom uzun süredir Mary'ye yazmadı.

لم يراسل توم ماري منذ زمن بعيد.

Tom uzun süredir Boston'da yaşamaktadır.

عاش توم في بوسطن لمدة طويلة.

Bu problem uzun süredir ilgimi çekiyor.

لطالما أثارت هذه المشكلة اهتمامي،

Hindukuş-Himalaya buzulları bir süredir eriyorlarmış.

الأنهار الجليدية الهندوسية كوش الهيمالايا تم ذوبانها لبعض الوقت الآن.

Yani bir süredir genel fikri biliyorduk.

لذا كنا نمتلك الفكرة العامة لمدة لا بأس بها.

Yüzlerce yıldan fazla bir süredir benimsemiştir

المناطق اعتمدت على مدار مئات الاعوام على زراعة الواحات

Dört saatten daha fazla bir süredir yürüyorum.

مشيت لأكثر من أربع ساعات.

Sami erkek kardeşinden uzun süredir ödünç alıyordu.

كان سامي يستعير من أخيه لمدّة طويلة.

Için olduğu gibi , bir süredir de ondan çekildi.

لحكومة الوفاق وانسحب منها بسبب ما وصفه عدم وفاء المجلس

60 yılın biraz üzerinde bir süredir burada yaşıyorum.

عشت هنا قرابة الستين عاماً.

- Ne zamandır İspanyolca öğretiyorsun?
- Ne kadar süredir İspanyolca öğretiyorsun?

كم المدة وأنتَ تُعلم الإسبانية؟

Son 50 yıla yakın bir süredir onları burada görmemiz imkânsızdı.

‫قبل أقل من نصف قرن،‬ ‫كان يستحيل رؤيتها هنا.‬

Süredir El Wefaq hükümetinde Faiz Al-Sarraj'ın yerini almaya çalışıyor

سعى منذ فترةٍ ليحل مكان فائز السراج في حكومة الوفاق

Bir süredir kola bağımlısı oldum ve onu her gün içtim.

لفترة, أنا كنت مدمناً على شُرب المشروبات الغازية كنت أشربها كل يوم.

Fazla bir süredir böyle kaldı ve gökdelende yeni bir çağın başlangıcı oldu.

الاربعين عاماً لتكشف النقاب عن عهدٍ جديد في ناطحة السحاب.

Ne kadar dayanıklı olduğundan yüzde 100 emin değilim. Ne süredir orada olduğundan da.

‫لست واثقاُ بنسبة 100 بالمئة من متانة الحبل.‬ ‫وكم مضى على وجوده هنا.‬