Translation of "Yukarı" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "Yukarı" in a sentence and their arabic translations:

Aşağı yukarı.

تقريباً.

Yukarı çıkıyoruz

ونذهب من هنا إلى الأعلى،

Yukarı Bak

أنظر إلى الأعلى

Tom'u yukarı götür.

أحضر توم للطابق العلوي.

Çıtayı çok yukarı koydum.

لقد رفعت سقف التحدي عالياً.

Genler yukarı doğru düzenlenir,

تصبح الجينات أكثر فعالية.

Yukarı doğru kıvrıldığını göreceksiniz.

سترون أن الأوراق تميل إلى الكرمشة.

Yukarı çıkıp nefes alabilesin.

‫حتى تتمكن من الصعود والتقاط أنفاسك.‬

Bazen yukarı ve dışarı bakarız,

في بعض الأحيان ننظر لأعلى وللخارج،

Tom hızla merdivenlerden yukarı çıktı.

صعد توم السلالم بسرعة.

Bunu yukarı taşımama yardım eder misin?

هلّا ساعدت بحمل هذا للأعلى؟

Elini her yıkadığında, ekrandaki rakamlar yukarı çıkıyor

كل مرة تغسل فيها يديك، الرقم الموجود في الشاشة يرتفع

Bu caddede aşağı yukarı yürüyerek saatler harcadım.

أمضيت ساعات و أنا أمشي ذهابا و إيابا في الشّارع.

Kendinizi yukarı çekip saplayın, onu yakalayıp zemine yapıştırın.

‫يجب أن تقفز.‬ ‫رائع! تقتنصها وتثبتها في القاع.‬

Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.

‫بغروب الشمس،‬ ‫تصعد الأسماك‬ ‫التي تتغذى عليها الفقمات من الأعماق.‬

Aşağı yukarı milattan önce 2650 yıllarına tekabül ediyor

قبل عام 2650 ق

Yukarı akıntıya karşı ilerleyen Osmanlı güçlerinden korumak için güçlendirilecek.

من أي قوات إغاثة عثمانية محتملة تبحر في اتجاه المنبع.

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?

كم يستغرق المشي تقريبا من هنا الى بناء البلدية

Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.

‫ذراعاي للتوازن فحسب.‬ ‫يتيح لي لف الحبل حول قدمي ‬ ‫أن أدفع نفسي للأعلى.‬

Yukarı çıkıp bu su tankına mı girelim? Yoksa bu hurda yığınına mı?

‫هل نصعد هذا الخزان وننزل بداخله؟‬ ‫أو في كومة الخردة؟‬

Bu dikey kanyon duvarları yüzünden yukarı da çıkamam. Buna kayayla çevrelenmek deniyor.

‫ولا يمكنني التسلق ثانية الآن، ‬ ‫على جدران الوادي الرأسية‬ ‫هذا ما يعرف بـ"الحافة الصخرية".‬

Daha önce pilotlar bunu uçağın burnunu yukarı veya aşağı kendileri kaldırıp indiriyorlardı

في السابق ، رفع الطيارون أنف الطائرة لأعلى أو لأسفل وأنزلوها

Sorun şu ki buradan indikten sonra devam etmek zorunda kalacağım. Yukarı çıkış yok.

‫المشكلة هي أنني بمجرد أن أنزل عليه،‬ ‫سأصبح محاصراً. ليس بالإمكان العودة لفوق.‬

Böylece Vöggr'ü alırlar ve o yukarı çekilir, Hjorvard'a bağlılık yemini etmesi istenir ve Hjorvard

لذلك حصلوا على Vöggr وتم استدعاؤه ، وطلب منه أداء قسم الولاء لـ Hjorvard ، وأعطاه Hjorvard سيفه ليقسم

Ancak, Desaix'in Yukarı Mısır'a yaptığı seferde bir dizi çatışmayı kazanarak askeri becerisini daha da kanıtladı

لكنه أظهر مهاراته العسكرية بشكل أكبر ، حيث فاز بسلسلة من المناوشات في حملة

Ve burada Kilia'daki Ceneviz garnizonu, onu yukarı akıntıya karşı ilerleyen Osmanlı güçlerinden korumak için güçlendirilecek.

حيث سيتم تعزيز حامية جنوة في كيليا للمساعدة في حماية مصب النهر