Translation of "Bazen" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "Bazen" in a sentence and their arabic translations:

bazen de

وفي بعض الأحيان،

Belki bazen.

أحيانا في بعض الأوقات.

Bazen biraz, bazen çok daha fazla.

أحيانًا بعض الوقت وأحيانًا الكثير من الوقت.

Otizme sahipseniz bazen biraz, bazen ise oldukça

عندما تكون مصابًا بالتوحد، فتصرفاتك تتسم بالاختلاف في بعض الأحيان،

bazen intihara meylettim.

وفي بعض الأحيان، كنت على وشك الانتحار.

Kader bazen zalimdir.

القدر في بعض الأحيان يكون قاسياً.

Bazen beni korkutuyorsun.

- إنك تخيفني في بعض الأحيان.
- إنك تشعرني بالخوف أحيانا.

Bazen TV izlerim.

أشاهد التلفاز في بعض الأحيان.

Ve bazen soruyorlar:

وأحيانًا يسألونني:

Bazen çıkışıyoruz bazen de onları teşvik etmeyi kesiyoruz.

وربما نوبخ، ولربما نمتنع من إعطاء حوافز.

Bazen insanlar bunu duyduğunda

بعض الأحيان عندما يسمع الناس هذا،

Bazen sorunlarımızla uğraşmak yerine

فنحنُ أحيانًا نبتسم

Bazen tamamen kontrolünüzden çıkar.

في بعض الأحيان يكون الأمر خارجًا عن سيطرتك تمامًا.

Bazen kaybettiklerimiz için üzülürüz.

كما أننا نصبح حزينين أحياناً لشيءٍ فقدناه.

Hatta bazen açıkça yapıyorum.

وبعض الأحيان، حتى علنًا.

Bazen oldukça yanlış gidiyor.

وأحيانا تكون خاطئة جدًا.

Hatta bazen silahlanıyorlar bile.

أو حتى لحمل السلاح.

Bazen bana söylense de

إنها تُزعجني أحيانًا في هذا

Biz bazen hatalar yaparız.

أحياناً نخطئ.

O bazen tv izler.

يشاهد التلفاز أحياناً.

Babam bazen yurtdışına gider.

يسافر أبي إلى الخارج أحياناً.

Televizyon ekranını bazen zorlukla görürdük.

لأنها غرفة معيشة صغيرة مليئة بالدخان

Bu bazen hayvanın davranışını değiştiriyor

إن من شأن هذا أن يغير سلوك حيوان،

Genelde omurgayı, bazen de kaburgaları --

وعادةً ما تستهدف الفقرات وأحيانا الأضلاع،

Bazen bazıları suçu onlarda buluyor.

تضع الأماكن أحيانًا اللوم عليهم.

Bazen geleceği anlamak için okuruz.

أحيانًا نقرأ لنفهم المستقبل.

bazen hayat açıkça adaletsiz olabilir.

وفي بعض الأحيان، قد تكون الحياة غير عادلة إطلاقاً.

Bazen kadın mücadelesine geç katılmış

أشعر عادةً أني دخيلة،

Bazen bir deniz mahsulüne dokunduğumda

‫منذ حينها، حين ألمس طعاماً بحرياً معيناً‬ ‫أو شيئاً من هذا،‬

bazen yukarı ve dışarı bakarız,

في بعض الأحيان ننظر لأعلى وللخارج،

Bazen duyduklarım doğrultusunda değişiklikler yapıyordum

كنت أقوم بالتغييرات في بعض الأحيان بناءً على ما كنت أسمعه،

bazen çok yoğun bir şekilde.

وإلى حد كبير أحيانًا.

bazen bir yere sığınmak zorundaydım.

في بعض الأحيان كنت أضطر للاختباء بمنزلي.

Hatta bazen dişlerini parmaklarıyla fırçalıyorlar.

ربما ينظفون أسنانهم بأصبعهم،

Bazısında çöpçü bazen de bekçi

أحيانا الزبال أحيانا الحارس

bazen takılma ve unutma olabiliyor

في بعض الأحيان يمكن أن تكون عالقة ونسيان

Ekranda bazen de güldürüyordu bizi

في بعض الأحيان جعلتنا نضحك على الشاشة

İnsanlar bazen ölümle uykuyu karşılaştırır.

يقارن الناس أحيانًا بين الموت والنوم.

Homer bile bazen başıyla selamlar.

- لكلّ عالِم هفوة.
- لكلّ جواد كبوة.
- لكلّ صارم نبوة.

Bazen acayip bir adam olabiliyor.

قد يبدو أحياناً شاباً غريباً.

Hatta bazen şiddete sebep oluyor.

وعنف في بعض الأوقات.

Sami bazen tamiratçı olarak çalıştı.

كان سامي يشتغل كعامل صيانة بين الحين و الآخر.

Sami ve Leyla bazen tartıştılar.

كانا سامي و ليلى يتخاصمان أحيانا.

Bu bazen günde birkaç kez olurdu.

وأحيانًا لعدة مرات في اليوم.

Neden çocuklarımız bazen okulda başarısız oluyor?

لماذا في بعض الاحيان اولادنا يفشلون في المدرسة؟

Ve bazen, ayaküstü sohbetler için dururlardı.

وأحيانًا كانوا يتوقفون لقليل من الدردشة.

Bazen insanlar patent sahibi bilim insanı

أحيانا يسألنا الناس ما إذا كانت النقاشات تحتدم بيننا:

Ancak bazen kapalı hediyelerin kişiyi anlatması

ولكن في كثير من الأحيان، تكون هدايا إنهاء المعاملات هي فهم الشخص،

Bazen olaylar hakkında olumsuz hisler duyarız.

أحيانًا ينتابنا شعورٌ سيئ حيال الأمور.

Bazen zulalarını... ...bir ağacın dibine saklarlar.

‫وأحياناً تخبئ‬ ‫كمية من الجوز عند قاعدة الشجرة.‬

Bazen, şiir o kadar aydınlıktır ki

أحيانا، القصيدة مشرقة جدا

Bazen, şiir o kadar dürüsttür ki

أحيانا، القصيدة تكون حقيقة جداً

Yani insanlar bazen bana diyor ki,

لذلك أحيانًا يقولون لي:

Bazen hayatta kötü geçen dönemlerimiz olur.

كلنا نحظى بفترات صعبة في الحياة.

Bazen nefret mektupları evime de geliyordu.

في بعض الأحيان أيضًا كانت تصلني رسائل كراهية إلى بيتي.

Bazen devasa kümeler hâlinde salplar buluyoruz.

نجد أحيانًا أسماك السالب في أسراب ضخمة.

Ve bazen inanılmaz aptallığa zayıf kaldık.

وفي بعض الأحيان الغباء المطلق

bazen ihtiyaç duydukları sağlık ürünlerini bulamazlar.

أحياناً لا تتوافر الأدوات الطبية اللازمة

Ama bazen ortaya iki bacak çıkıyor.

‫لكن أحيانًا، تخرج ساقان منها.‬

Karbon dioksit bazen insanlara zarar verir.

ثنائي أوكسيد الكربون مضر بالإنسان أحيانا.

Tatillerinizde bazen yurt dışına çıkıyor musunuz?

هل تذهب أحيانا إلى خارج البلاد لقضاء عطلتك؟

Kız kardeşim bazen akşam yemeğimizi hazırlar.

أحياناً تعد أختي العشاء.

Karbon Dioksit bazen insan için zararlıdır.

ثنائي أوكسيد الكربون مضر بالإنسان أحيانا.

Ayrıca bunlarda bazen kendilerine zarar verme eğilimi,

كما أن لهم ميولات لأذية أنفسهم،

Dünya'da bazen bazı şeyler yavaş hareket edebilir.

أشياء أحياناً تتحرك ببطء هنا على الأرض.

Bazen vahşi doğada işler beklenmedik şekilde sonuçlanabilir.

‫أحياناً في البرية،‬ ‫تتطوّر الأمور بشكل غير متوقع.‬

Bazen tekrar hasta olmanın hayalini bile kurdum.

أحيانًا، أتوهم حتى أنني سأصاب بالمرض ثانيةً.

Ama bazen ameliyat etmek de gerekli olabilir.

ولكن قد يكون هناك مُبررات أيضًا لإجراء العملية.

Bazen en iyi işlemler şansınızı denemeyi içerir,

أحيانا اتباع تلك الطرق المثلى يفرض علينا خوض المجازفات...

Ve çözümlerin bazen kendi sorunlarını yaratması gerçeği

وأن الحلول في بعض الأحيان تُحدِث مشاكلها الخاصة

Bazen Sumatra gergedanına bizim kuşağımızın dinozoru diyorum.

‫أحياناً أدعي وحيد القرن السومطري‬ ‫بديناصور جيلنا،‬

Bazen insanların ne yaptıklarını anlamak daha kolay,

أحيانا، إن فهم ما يفعله الناس أسهل،

Aslında, bazen evde veya dışarıda konuşacağı zaman

في الأساس، عندما أرادت أن تتحدث في بعض الأحيان،

Bizi fasulyeden sayarlardı bazen de nohut derlerdi

كانوا يحسبوننا من الفاصوليا وأحيانًا كانوا يقولون الحمص

Ama bazen de 3 taş çok zevkliydi

ولكن في بعض الأحيان كانت 3 أحجار ممتعة للغاية

En önemlisi, Napolyon'un sözlü, bazen belirsiz emirlerini

بشكل حاسم ، كان لديه موهبة لتحويل وصايا نابليون اللفظية ، والغامضة في بعض الأحيان إلى

Kolayca tahliye etme kolaylığı gibi . Bazen mühendisler,

الحرائق المفاجئة وسهولة اخلاء المبنى خلال حالات الطوارئ

Ve bazen de yürüyüşe çıkmaya ihtiyacımız var.

وفي بعض الأوقات، نحتاج فقط أن نتمشى.

Bazen gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.

أحيانا، يصعب التفريق بين الحقيقة و الخيال.

Mutluluğa giden yolun bazen cesarete ihtiyacı var.

الطريق إلى السعادة يحتاج أحياناً شجاعة.

Ve evet, bazen de üzüntü ve hayal kırıklığı.

وأحياناً الحزن وخيبة الأمل.

O yüzden iyi bir doktor bazen hayır der

وبالتالي، فإن الطبيب الجيد قد يقول لا أحيانًا،

Bazen çözmemiz gereken sorunlar basitçe çok, çok zordur.

المشاكل التي علينا حلها هي في غاية الصعوبة

Geniş kıyafetlerden kesilen, dikilen ve hatta bazen yapıştırılan

لذا هي عملية بسيطة من التغيير من طريقة القص والخياطة،

ölüm girdabı adı verilen bir duruma yakalanıyor bazen

في بعض الأحيان يقع في حالة تسمى دوامة الموت

Ve bazen de hayal bile edemeyeceğiniz yönlerden eser.

وأحيانًا تأتي من اتجاهات لم تكن لتتخيلها.

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

‫أحيانًا، إن كانت في مزاج مرح،‬ ‫لا يمكنك ترك الكاميرا هناك لفترة طويلة.‬

Bazen bir adamım, bu konuda bir şey yapamam.

أحيانا أكون أحمق٬ لا أستطيع فعل شيء حيال ذلك

Ve bazen o kadar yoğun ve ezici olur ki

الذي قد يكون مكثفاً وغامراً،

Bazen de aileler ücretleri daha fazla karşılayamayacak hâle geliyorlar.

وأحياناً، يعجز الوالدين عن تحمل مصاريف الدراسة.

Dar görüşlü bir yaklaşımla yorumlanmamalı. Bazen kötü olan iyidir.

بذهن ضيّق. أحياناً يكون السيّئ جيّداً.

Bazen bu hikâyeler anlatılmaz ya da yanlış bakış açısından anlatılır.

في بعض الاحيان هذه القصص تسرد غير كاملة أو تسرد بوجهه نظر معينة.

Bu yüzden, uyarılar, bazen böyle bir bumerang etkisine sahip olabilir.

ولذلك التحذيرات في بعض الأحيان تؤدي لردات فعل سلبية

Bazen benim bir #dialoguecoffee görüşmesi ayarlamam yaklaşık bir yılımı aldı.

استغرقني الأمر أحيانًا عامًا كاملًا لأجل ترتيب مقابلة قهوة وحوار.

Bazen rahatlamak ve "Nailed It" gibi bir program izlemek istersin.

في بعض الوقت نريد فقط أن نسترخي ونشاهد شئ ك"نايلد إت!"

Deniz bazen çok özel bir gösteri sahneye koyar. Işıltılı gelgitler.

‫أحيانًا، يقدّم البحر عرضًا خاصًا.‬ ‫أمواج مضيئة.‬

bazen bize de şans verseler neler yaparız diye düşünmüyor muyuz

في بعض الأحيان لا نفكر في ما سنفعله إذا أعطونا فرصة

Olduğunu ve diğer raporların bazen kırk beş güne ulaştığını doğruladı

وتؤكد تقاريرٌ اخرى انها تصل احياناً الى خمسةٍ واربعين يوماً