Translation of "çıkıp" in Arabic

San Diego'daki büromdan çıkıp

كنت أُغادر مكتب عملي في سان دييجو

Yolumuza çıkıp çıkmayacağını bilemeyiz.

او إذا كان هناك عوامل أُخرى اعترضت الطريق.

Yukarı çıkıp nefes alabilesin.

‫حتى تتمكن من الصعود والتقاط أنفاسك.‬

Yüzeye olabildiğince hızlı çıkıp...

‫اندفعت إلى السطح بأسرع ما يمكن.‬

Ve dışarı çıkıp insanlarla buluş."

واذهب للخارج وقابل الناس."

Gölgelerden çıkıp aydınlığa dönmeleri için.

‫للعودة من الظلال إلى الضوء.‬

Hemen çıkıp yardım çağırmanız gerekir.

‫عليك أن تخرج وتطلب المساعدة على الفور.‬

Bir kaç defa sahneye çıkıp

تأتي على المسرح عدة مرات

Bahsedeceğim son alışkanlık, saldırganların dışarı çıkıp

آخر عادة سأتحدث عنها

Tamam, buradan çıkıp aramaya devam edelim.

‫لنخرج من هنا ونتابع البحث.‬

Yahu birisi de çıkıp bu ergenekon

وشخص يخرج وهذا ergenekon

Aklın bir anda çıkıp gideceğini düşünürlerdi

كانوا يعتقدون أن عقلك سيخرج فجأة

Bu akşam dışarı çıkıp çıkmayacağını Trang'e sor.

اسأل ترانغ إن كان سيخرج هذا المساء.

Sonra birileri çıkıp sözde Ermeni soykırımı var dediğinde

ثم عندما يخرج شخص ويقول أن هناك ما يسمى بالإبادة الجماعية للأرمن

Mıknatısın bir kutbundan çıkıp diğer kutbuna doğru giderek

الخروج من أحد أقطاب المغناطيس والذهاب إلى القطب الآخر

Içlerinden bir tanesi de çıkıp isyan etmiyor yahu

واحد منهم لا يخرج ويتمرد

Ben her gün koşuya çıkıp düşüncelerimi serbest bıraktığımda oluyor.

بالنسبة لي، هذا كل يوم أستطيع فيه الخروج للعدو وأدع ذهني يهيم.

Bazı insanlar Afrika'dan çıkıp daha soğuk daha karanlık yerlere gittiler

انتقل بعض الأشخاص من أفريقيا إلى أماكن أكثر برودة وظلمة

Eğer'ki buzul kütlenin üzerine çıkıp devam edersek dünyadan aşağıya düşebiliriz

إذا صعدنا على الكتلة الجليدية واستمرنا ، يمكن أن نسقط من الأرض

Problemle karşılaştılar . Bu, o evlerden veya ofislerden çıkıp çıkma yöntemidir,

معقدة. وهي طريقة الصعود والنزو من تلك المنازل او المكاتب في

Yukarı çıkıp bu su tankına mı girelim? Yoksa bu hurda yığınına mı?

‫هل نصعد هذا الخزان وننزل بداخله؟‬ ‫أو في كومة الخردة؟‬