Translation of "Hayatın" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Hayatın" in a sentence and their arabic translations:

Hayatın gerçeği.

وهو من حقائق الحياة.

Hayatın dönüm noktalarında,

عندما تكون في نقاط الإنقلاب في حياتك

Hayatın şiirini kaybederiz.

نفقد شاعرية الحياة.

Hayatın nasıl değişti?

‏‫كيف تغيّرت حياتك؟‬‏

O hayatın değeri ne?

فما هي القيمة المتبقية لهذه الحياة؟

- Sami hayatın güzel olduğunu düşündü.
- Sami hayatın güzel olduğunu düşünüyordu.

كان سامي يعتبر حياته ممتعة.

Hayatın bana sunduklarına kendimi açtım

أنفتحت على الكون وما يمنحه لي من فرص،

Ama karmaşık hayatın gelişimi için

لكن ربما تحتاج الحياة المتطورة المعقدة

Hayatın ölümden daha iyi olduğu,

أن الحياة أفضل من الموت،

Birincisi, karmaşık hayatın evrimleşmesine imkan sağladı.

الأول، أتاح التطور للحياة المركّبة.

Hayatın aleyhine değil, lehine olmak lazım.

في صالح الحياة. وليس ضدها.

Tom, rahatlayıp hayatın tadını çıkarmayı bilmiyor.

لا يعرف توم كيف يستريح ويستمتع بحياته.

Sami hayatın güzel şeylerinden zevk alıyordu.

- كان سامي يحبّ الأشياء الرّفيعة في الحياة.
- كان سامي يحبّ الأشياء الممتازة في الحياة.
- كان سامي يحبّ الأشياء الجميلة في الحياة.

Acı çekmenin hayatın bir parçası olduğunu bilirler.

يعلمون أن المعاناة تشكل جزءًا من الحياة.

Sanki onların hayatın diğer tarafına gittiğini hissettim.

وشعرت كأنهم ينتقلون إلى الجانب الآخر من الحياة.

Benim için hayatın anlamı devamlı mücadele etmekti,

وكان هدف حياتي هو المنافسة مرة أخرى،

Kırsal hayatın bütün olağan zorlukları bir yana,

وبجانب المصاعب العامّة للحياة الريفيّة،

Işık ve gürültü kirliliği hayatın ritmini değiştiriyor.

‫يغيّر التلوث الصوتي والضوئي نغم الحياة.‬

Ama hayatın kesinlikle diğer insanlar tarafından zenginleşti.

ولكن بالتأكيد تم إثراء حياتي من قبل أشخاص آخرين.

Televizyonsuz hayatın nasıl olabileceğini hayal edebiliyor musunuz?

هل يمكنكم تخيل كيف ستكون الحياة بدون تلفزيون؟

Ay ile gelgitlerin hayatın ritmini belirlediği bir dünya.

‫حيث يحدد القمر والمد نغم الحياة.‬

Bütün hayatın boyunca bir barmen olmak ister misin?

هل تريد ان تكن نادل لكل حياتك؟

Bu yolun veya hayatın beni nereye götüreceğinden emin değildim.

لم أكن متاكدًا إلى أين يمضي بي هذا الطريق أو إلي أين تمضي بي حياتي.

Yoksa bu birlikte yaşamamız gereken hayatın bir gerçeği mi?

أو إنها احدى حقائق الحياة التي يجب أن نتعايش معها؟

Bir adım, nasıl oluyor ve nedenleri ve sonuçları neler? Dünyada hayatın tükenmeyeceğine

خطوة فكيف يحدث الامر وما هي اسبابه ونتائجه? وهل هناك املٌ

Sana faydalı olmak amacıyla sana yaklaşan bir adam görürsen, hayatın için koşmalısın.

إن رأيت رجلًا يأتيك بنية واضحة لعمل الخير لك، ينبغي لك الهرب بحياتك.

Sadece bir tane hayatın var. Onu mutlu ve başarılı bir şekilde yaşa.

لديك حياة واحدة فقط ، فلتعشها بسعادة و نجاح.

Dima kızgın bir sesle sordu: "Nubz? Bu bir oyun değil Saib! Bu hayatın kendisi!

سأل ديما وفي صوته لمحة من غضب: "نوبز؟ هذه ليست لعبةً يا صائب! هذه هي الحياة الحقيقية!"