Translation of "Karmaşık" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "Karmaşık" in a sentence and their arabic translations:

Karmaşık bir konu

هذا لغز،

Arapça karmaşık değil.

- العربيّة ليست معقّدة.
- العربيه غير معقده

Bilgisayarlar karmaşık makinelerdir.

الحواسيب آلات معقدة.

Dilim çok karmaşık.

- لغتي معقدة للغاية.
- لغتي صعبة جدا.

Karmaşık yaşamın ortaya çıkışı.

ولا بد من ظهور نماذج الحياة المعقدة،

Metastaz karmaşık bir süreçtir.

الانبثاث عملية معقدة.

Bu karmaşık bir konu.

هذه مشكلة صعبة.

Ama karmaşık hayatın gelişimi için

لكن ربما تحتاج الحياة المتطورة المعقدة

Bu yüzden karmaşık bir durum.

لذلك إنها حقيبة متنوعة جدًا.

Açıklama çok daha karmaşık olabilir.

التفسير يمكن أن يكون أكثر تعقيدا.

Bizler karmaşık kimyasal reaksiyonların sonucu hayattayız.

نحن أحياء بسبب ردود فعل كيميائية معقدة.

Birincisi, karmaşık hayatın evrimleşmesine imkan sağladı.

الأول، أتاح التطور للحياة المركّبة.

Karmaşık ve derin meseleleri açıklamak için

وكان يستخدم كلمات بسيطة جداً

Henüz karmaşık düşüncelerin şifrelerini çözemesek de

وبينما لا نستطيع فك رموز الأفكار المعقدة بدقة بعد،

Bu ölçümleri karmaşık bilgisayar modelleriyle birleştiriyorlar

وتدمج هذه القياسات مع نماذج الحاسب الآلي المعقدة

Karmaşık bir kadro sistemini miras aldı

ابتكار بيرتييه.

Onu yöneten karmaşık mekanizmaları hedef alarak,

ولكن عن طريق استهداف الآليات المعقدة التي تحكمه،

Fadıl'ın karmaşık bir aşk hayatı vardı.

كانت لدى فاضل حياة عاطفيّة معقّدة.

Greg Gage: Ahtapot inanılmaz karmaşık davranışlar sergileyen,

جريج غيج: الأخطبوط هو حيوان غريب المظهر إلى حد ما

Yıldızlar arası toz bulutlarında karmaşık organik moleküller,

والجزيئات العضوية المعقدة في غبار الغيوم بين النجوم،

Sami'nin ailesi onun hayatını karmaşık hale getirdi.

لقد عقّدت عائلة سامي حياته.

Fakat gerçek, bundan çok daha zor ve karmaşık.

ولكن الواقع أصعب وأكثر تعقيداً.

- Bilgisayar karmaşık bir makinedir.
- Bilgisayar kompleks bir makinedir.

الحاسوب آلة معقدة.

Günün sosyal sorunları gittikçe daha karmaşık olma eğilimindedir.

تميل مشكلات يومنا الاجتماعية إلى التعقيد أكثر فأكثر.

Bu karmaşık meseleler, acı bir şekilde kişisel hâle geliyor

تصبح هذه المشكلات المعقدة شخصية

Ve müteahhitleri karmaşık Apollo uzay aracının tasarımını aceleye getirdi.

سارعت وكالة ناسا ومقاولوها في تصميم مركبة الفضاء أبولو المعقدة.

Büyümek ve karmaşık hale gelmek için yaşam oksijene ihtiyaç duyar.

كما ترون، تحتاج الحياة إلى الأكسجين لمزيد من النمو والتركيب.

Yırtıcılar, avlarını alt etmenin karmaşık yollarını bulmak için evrimleşmek durumunda.

‫على المفترسات التطور‬ ‫بأشكال أكثر رقيًا للتفوق على فرائسها.‬

Bu süre zarfında... ...hayvanlar âlemindeki en karmaşık görme yetisini geliştirdi.

‫وخلال تلك الفترة،‬ ‫طوّر أعقد حاسة بصر في مملكة الحيوان.‬

Yüksekliğin bundan daha büyük olduğunu düşünün . Ama her zaman karmaşık bir

يكون الارتفاع اكبر من ذلك. لكنهم دائماً ما اصطدموا بمشكلةٍ

, yaralılar için komaya ve çoğu zaman çok karmaşık ve ölümcül bir

سريعاً خلال مدةٍ اقصاها ثمانيةٍ واربعين ساعة حتى تؤدي الى

Bunun sebebi ise karmaşık bir dünyada, sevgi ve empati en güçlü öğretmenlerdir.

لأنه في العالم المليء بالتعقيدات، الرأفة والتعاطف هما من أقوى المعلمين.

Ve sonra çok daha karmaşık ve birinci sınıf bir ölçü ile başka bir şiir yazıyor ve

ثم ينتج قصيدة أخرى بمقياس أكثر تعقيدًا ورقيًا ، ويقول