Translation of "Geriye" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Geriye" in a sentence and their arabic translations:

- Geriye bakma.
- Geriye bakmayın.

- لا تنظر إلى الوراء.
- لا تنظر إلى الخلف.
- لا تنظر وراءك.

Ve geriye kalan

و البقية

Geriye kalan tek şey

لذلك ما تبقى

Hikayenin geriye kalanını bilirsin.

أنتَ تعرف بقية القصة.

Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.

‫انظر، ترى أنها بدأت في الارتداد للخلف.‬

E geriye kalanlar ne oluyor?

ماذا عن البقيه؟

Sizi birkaç yüzyıl geriye götürmem gerek.

أريد أن آخذكم في جولة إلى الماضي، قبل قرنين من الزمان.

şimdi bir geriye dönüp bir bakalım

الآن دعنا نعود ونلقي نظرة

81000 vakadan 7000 tane kaldı geriye.

من بين 81000 حالة ، بقي 7000.

Eğer işinizi bırakırsanız, geriye dönüşünüz olmayacak.

إذا استقلت عن عملك، فسوف تقطع عليك خط الرجعة.

geriye kalan tek şey, kendimizi yeniden canlandırmak

كل ما تبقى هو أن نستعيد أنفسنا

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri

‫عندما تُرجع رأسها للخلف هكذا وتتلوى،‬

Sarmal hâline gelip kafalarını böyle geriye çekmeleri

‫عندما تُرجع رأسها للخلف هكذا وتتلوى،‬

Geriye çekilmeden Tuna nehrinin kontrolünü Niğbolu'dan alabiliyordu,

تقع نيكوبوليس على أرض مرتفعة، وتطل على نهر الدانوب.

Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.

ندمت كثيرا حين تأملت في ما مضى من حياتها.

El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.

‫هذا كل ما تبقى‬ ‫من نظام النقل بالعربة.‬

Geriye dönüp biraz su alacağım ve bunu deneyeceğim.

‫لذا سنعود ونحضر بعض المياه ونجرب ذلك.‬

Anlam, her şey soyup çıkarıldığında geriye kalan şeydir."

إن المعنى هو ما يتبقى عندما تنجلي الأشياء عن حقيقتها".

Ve bir adım geriye gidip büyük resme bakmak

وأردت أن أرجع خطوة للخلف وألقي نظرة على المشهد الكلي

O çocuk ise Türklerden geriye kalan son Türk'tü

كان هذا الطفل آخر ترك من الأتراك.

şu an çarpışmalardan geriye kalan 8 tane gezegenimiz var

الآن لدينا 8 كواكب متبقية من التصادمات

Görünüşe göre kaotik bir saldırı başladığında Memlükler geriye doğru itiliyordu

اندلعت مناوشات فوضوية على ما يبدو عندما تم إبعاد المماليك

Kanada fazla yükleme yapan Moğollar;Müslüman hattını geriye doğru itiyorlardı.

من خلال التحميل الزائد على الجناح، دفع المغول الخط الإسلامي

Ve mahallede çocukların oynaması gereken tek bir oyun kalmıştır geriye

وهناك لعبة واحدة فقط يلعبها الأطفال في الحي.

geriye ise sadece bir tane küçük bir erkek çocuk kalmıştı

كان هناك طفل صغير واحد فقط

Kuvvetlerini geriye çekip kampın dış hattında düzgün bir mevzi almalarını sağlıyor.

وقام بسحبهم خارج المخيم

Doğal süreçlerle neredeyse yüzde kırk oluşturuyor . Geriye kalan yüzde altmış kısım

كمياتٍ كبيرةٍ من الميثان. ويتكون الميثان بنسبة اربعين

Napolyon, Davout'a - geriye dönüp bakıldığında - yeteneğini feci bir şekilde boşa harcayan bir rol verdi.

أعطى نابليون لدافوت دورًا يبدو - بعد فوات الأوان - إهدارًا كارثيًا لقدرته.

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

‫عندما تُرجع رأسها للخلف هكذا وتتلوى،‬ ‫فهذا يعني أنه أصبح لديها القوة ‬ ‫للانقضاض للأمام واللدغ.‬

Yanlışlıkla bile girdiysen kredi kartı bilgilerini at bir tane mail al paranı geriye arkadaş yahu

حتى إذا أدخلتها عن طريق الخطأ ، تخلص من معلومات بطاقتك الائتمانية ، واحصل على بريد إلكتروني ، أو أموالك ، أو صديق ياهو

Saçlarımda endişe değilim”diyor kafa kesimi devam edebilir. " Ama balta düşerken başını geriye doğru çeker… ve düşen balta

ولكن مع سقوط الفأس ، هز رأسه للخلف ... وقطع الفأس المتساقطة يدي

Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.

اضرمت النار في الغابة، واشتعلت النيران، وكومة من فتات الرماد هو كل ما تبقى من السيدة أسكيو وزملائها الشهداء.