Translation of "Bakalım" in Italian

0.014 sec.

Examples of using "Bakalım" in a sentence and their italian translations:

Buraya bakalım.

Ecco, guarda là.

Hadi bakalım.

Vieni.

Verilere bakalım,

Ma andiamo ai dati,

Haritaya bakalım!

- Guardiamo la mappa.
- Guardiamo la piantina.

Bir bakalım.

- Vediamolo.
- Vediamola.

Dolaba bakalım.

Guardiamo nell'armadio.

Keyfimize bakalım.

- Divertiamoci.
- Godiamoci noi stessi.
- Godiamoci noi stesse.

Oraya bir bakalım.

Andiamoci, allora.

Sonra tavanlarına bakalım.

Ma osserviamo il soffitto.

Görelim bakalım marifetini.

Vediamo di che pasta sei fatto.

İçeriye bir bakalım.

Diamo un'occhiata dentro.

Daha yakından bakalım.

Diamo un'occhiata più da vicino.

Ne alabileceğime bakalım.

- Vediamo cosa posso ottenere.
- Vediamo cosa riesco ad ottenere.

Gidelim ve bakalım.

Andiamo a dare un'occhiata.

Bil bakalım neredeydim?

- Indovina dove sono stato.
- Indovina dove sono stata.
- Indovini dove sono stato.
- Indovini dove sono stata.
- Indovinate dove sono stato.
- Indovinate dove sono stata.

Şehrin haritasına bakalım!

- Guardiamo la piantina della città!
- Guardiamo la mappa della città!

Bir bakalım. Evet, doğru.

Vediamo. Sì, è giusto.

Bilin bakalım gerçek ne.

Indovinate un po'?

Pekâlâ, şunun tadına bakalım!

Ok, assaggiamolo.

Burada ne var bakalım?

Cosa c'è qui?

Bakalım bu nereye çıkıyor.

Vediamo dove porta.

Tamam, içine girelim bakalım.

Ok, entriamo.

Şu deliklerden aşağı bakalım.

Diamo un'occhiata a questi buchi.

Onu yakaladım, hadi bakalım.

L'ho preso, eccolo.

Çatal bıçak çekmecesine bakalım.

Guardiamo il cassetto delle posate.

Şimdi geleceğe bir bakalım.

Rivolgiamo lo sguardo al futuro.

Pekala, hadi bir bakalım.

Andiamo al centro della questione!

Dışarıda ne olduğuna bakalım.

Vediamo cosa sta succedendo fuori.

Onun nesi olduğuna bakalım.

Vediamo cosa c'è che non va in lei.

Pekâlâ. Hadi başlayalım! Hadi bakalım.

Ok, va bene, facciamolo.

İçeri girip ne bulduğumuza bakalım.

Entriamo qui e vediamo cosa c'è.

Ya da buradan. Biraz bakalım.

O per di qua. Diamo un'occhiata.

Bakalım altında ne var? Yok.

Vediamo che c'è qua sotto.

Bu resimde neler olduğuna bakalım.

Vediamo cosa succede in questa immagine.

ACL ve PCL'e hızlıca bakalım.

guardiamo rapidamente i legamenti crociati.

Tom aç olup olmadığına bakalım.

- Vedrò se Tom ha fame.
- Vedrò se Tom è affamato.

Onların dikkatini çekebilip çekemeyeceğimize bakalım.

Vediamo se riusciamo a ottenere la loro attenzione.

Ne olduğunu öğrenebilip öğrenemeyeceğimize bakalım.

Vediamo se riusciamo a scoprire cosa sta succedendo.

Tom'un burada olup olmadığına bakalım.

- Vediamo se Tom è qui.
- Vediamo se Tom è qua.

Tom'un ofisinde olup olmadığına bakalım.

Vedrò se Tom è nel suo ufficio.

Tom'un yardım edebilip edemeyeceğine bakalım.

- Vediamo se Tom può aiutare.
- Vediamo se Tom riesce ad aiutare.

Bir şeyin değişip değişmediğine bakalım.

Vediamo se cambia qualcosa.

Hiç kimse "Durun bakalım, bu yanlış.

Nessuno disse "Fermatevi, è sbagliato.

Orada ne bulacağımıza bakalım. Pekâlâ, hadi.

Chissà cosa troveremo. Ok, andiamo!

Gidip şuraya bir bakalım. Vay canına.

Andiamo a vedere il posto.

Hadi bakalım. Sopamız burada, onu yakalamalıyız.

Ecco il bastone, ora lo immobilizzo.

Tamam, bir "eee" sesi ver bakalım.

E adesso dacci una bella "i".

Şimdi bu duruma Belle'in hikâyesinde bakalım.

Guardiamo la storia di Belle.

Aslında dönüp menisküse hızlıca bir bakalım.

Perché non diamo una bella occhiata al menisco?"

Bil bakalım şimdi ne yapmak istiyorum.

- Indovina cosa voglio fare ora.
- Indovina cosa voglio fare adesso.
- Indovini cosa voglio fare ora.
- Indovini cosa voglio fare adesso.
- Indovinate cosa voglio fare ora.
- Indovinate cosa voglio fare adesso.

- Neler olacağını görelim.
- Bakalım neler olacak.

Vediamo cosa succederà.

"Sözlüğünü kullanabilir miyim?" "Tabii. Al bakalım.

- "Posso usare il tuo dizionario?" "Certo. Ecco qua."
- "Posso usare il suo dizionario?" "Certo. Ecco qua."

Sana yardım edebilip edemeyeceğimize bir bakalım.

- Vediamo se possiamo aiutarti.
- Vediamo se possiamo aiutarvi.
- Vediamo se possiamo aiutarla.

Bakalım, sizin için çok şey var.

Vediamo, ne ho qualcun'altra per voi.

Birileri size 'anlat bakalım TED toplantısı nasıldı?'

qualcuno chiederà: "Allora com'era 'sta TED Conference?

Güçlü gövde, güçlü bacaklar. Tamam, hadi bakalım.

Torso forte, gambe forti. Ok. Andiamo.

Halatı aşağı çekelim ve nasıl göründüğüne bakalım.

Ora tiro giù la corda per darle un'occhiata.

Hadi bakalım. Sopamız burada, onu yakalamalıyız. Tamamdır!

Va bene. Lo bloccheremo con il bastone. Preso.

Pekâlâ, şimdi buradan ilerideki yola bir bakalım.

Diamo un'occhiata al territorio da quassù.

Yardım etmek için başka ne yapabileceğime bakalım.

- Vedrò che altro posso fare per aiutare.
- Vedrò che altro riesco a fare per aiutare.

Bir an için durup nerede olduğumuza bir bakalım.

Fermiamoci un attimo per vedere dove ci troviamo.

Tamam, başka bir yol bulup bulamayacağımıza bir bakalım.

Vediamo di trovare un'altra via.

Bakalım, bu takip cihazına göre Dana kesinlikle yakınlarda.

Vediamo, secondo il localizzatore Dana è davvero vicina.

Bir tane daha çubuk atıp nereye gittiğine bakalım.

Getto un altro bastone luminoso per vedere dove finisce.

Tamam, bakalım yaptığımız akrep tuzağı işe yaradı mı?

Vediamo se questa trappola per scorpioni che hai voluto ha funzionato.

Tamam, bakalım kurduğumuz akrep tuzağı işe yaramış mı?

Ok, vediamo se la trappola per scorpioni che hai voluto ha funzionato.

Tamam, şuradan yolumuza bir bakalım. Enkaz şurada olmalı.

Diamo una bella occhiata al territorio. Il relitto dovrebbe essere di là.

Etrafa bakalım ve parkta birilerinin olup olmadığını görelim.

Diamo un'occhiata in giro e vediamo se qualcuno è nel parco.

Bil bakalım ne oldu! Yeni Zelanda'ya çalışma'ya gidiyorum.

Indovina! Andrò in Nuova Zelanda a studiare.

Leyla hamile ve tahmin edin bakalım baba kim.

Layla è incinta e indovina chi è il padre!

Tamam, aşağı inip şu şeylere... Şu ilaçlara bir bakalım.

Ok, scendiamo a controllare le medicine.

Şu bir madene benziyor. Gidip oraya da bir bakalım.

Quella laggiù sembra una miniera, andiamo a vedere.

Tamam, burayı kazıp, tarantulayı çıkartmamı istiyorsunuz demek? Hadi bakalım.

Vuoi che scavi per tirare fuori la tarantola? Andiamo.

Her kamu görevlisi -- bilin bakalım -- onlar bizim için çalışıyorlar.

tutti i funzionari pubblici, indovinate un po', lavorano per noi.

- Bil bakalım kimle tanıştım bugün!
- Tahmin et bugün kimle tanıştım!

- Indovina chi ho incontrato oggi!
- Indovinate chi ho incontrato oggi!
- Indovini chi ho incontrato oggi!
- Indovina chi ho conosciuto oggi!
- Indovinate chi ho conosciuto oggi!
- Indovini chi ho conosciuto oggi!

Tamam, bu konuda akıllıca davranmalıyız. Bakalım, buralarda pati izi bulabilecek miyiz?

Ok, dobbiamo pensarci bene. Vediamo se troviamo tracce di zampe.

Tamam, hadi bakalım. Bunun gibi uzun ve düz bir sopa. Tamam, benimle gelin.

Ecco qua. Un bastone lungo e dritto. Ok, seguimi.

- Bil bakalım, bana ne oldu?
- Bana ne olduğunu tahmin etsene!
- Tahmin et bana ne oldu!

- Indovina cosa mi è successo.
- Indovinate cosa mi è successo.
- Indovini cosa mi è successo.

- Bir kafandan geçir bakalım, sandalyeler herkese yetecek mi diye. Eğer yetmez dersen, o zaman gidip bir yerlerde aramak lazım olacak.
- Sandalye sayısının yeterli olup olmayacağına dair kabaca bir tahmin yürütsene. Yetmeyecek gibiyse nereden bulabileceğimizi düşünmemiz gerekecek.

Conta se bastano le sedie. In caso contrario bisogna cercarle da qualche parte.