Translation of "Almaya" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Almaya" in a sentence and their arabic translations:

Ehliyetimi almaya.

الحصول على رخصة قيادة.

Bizi almaya gel.

تعال لتأخذنا.

Eğer bazı riskler almaya,

وإذا كنتم مستعدين للمغامرة قليلًا،

Ben duş almaya gideceğim.

سأذهب وآخذ حمّاما.

Sami uyuşturucusunu almaya geldi.

أتى سامي كي يحصل على جرعته من المخدّرات.

Mennad ev almaya çalışıyor.

منّاد يحاول شراء منزل.

Kendinizi ciddiye almaya başlamanızı istiyorum.

أرغب منكم أن تبدأوا في التفكير بجدية أكثر.

Tom yeşil kart almaya çalışıyor.

يحاول توم الحصول على الكرت الأخضر.

Leyla arkadaşını almaya gitmek istedi.

- أرادت ليلى أن تذهب و تصطحب صديقتها.
- أرادت ليلى أن تذهب و تقلّ صديقتها.

Sami dedesinin ilacını almaya gitti.

ذهب سامي لإحضار دواء جدّه.

çeşitli kuruluşlarda gönüllü görev almaya başladım.

والتي تعمل مع المسلمين الصغار داخل أوروبا.

Eğer bunu yapabilirseniz, soru almaya hazırsınız.

لو في مقدورك القيام بذلك، فلعلك جاهزًا لطرح طلبك.

Eğer öyle yapacaksanız, soru almaya hazırsınız.

لو ستقوم بذلك، فأنت جاهز لطرح طلبك.

Söylediğim gülünç şeyleri not almaya başladım.

بدأت بأخذ ملاحظات عن الأشياء السخيفة التي كنت أقولها.

Ama adalet almaya değecek bir risk.

لكن الإنصاف يستحق المخاطرة.

Ancak Gnaeus bu riski almaya istekli!

ولكن غنويس مستعد لتحمل المخاطر!

Leyla evi satın almaya karar verdi.

قرّرت ليلى أن تشتري ذلك المنزل.

Genç yavrular birlik olarak yol almaya çalışıyor.

‫تؤمّن الجراء الصغيرة نفسها بعددها.‬

Zevk almaya yetecek kadar uzun süre çalışmış olduğumdan.

هي فقط نتيجة دراستي لها لفترة كافية كي أقدرها.

Böylece, risk almaya alışmanın korku ve suçluluk gibi

فتوقعت أن التعود على المخاطرة

Sonuçlar risk almaya alışmanın gerçekten de ergenin duygusal

وقد أظهرت النتائج أن التعود على المخاطرة

Bir dalgıcın büyük bir midyeden inci almaya çalışırken

هنالك قصة تحكي عن غوّاص فقد ساقيه

Fadıl, Leyla'yı ona bir silah almaya ikna etti.

- أقنع سامي ليلى كي تحضر له مسدّسا.
- أقنع سامي ليلى كي تحضر له سلاحا ناريّا.
- أقنع سامي ليلى كي تحضر له سلاحا.

20 dakika sonra sabrım tükendi ve duş almaya gittim.

فقدت صبري بعد 20 دقيقة وذهبت لأخذ حمّام سريع

Yardım çağırmamız gerekiyor. Bu almaya değer bir risk değildi.

‫نحتاج لبعض المعونة هنا،‬ ‫لم تكن بالمجازفة التي تستحق.‬

Risk almaya devam etmeleri bir o kadar kolaylaşıyor olmasıydı.

كلما سَهُل عليهم الاستمرار في المخاطرة

Yani diyorlar ki yeryüzündeki para bunu satın almaya yetmiyor

لذلك يقولون أن المال على الأرض لا يكفي لشرائه

Ve yönetim kurulu Next şirketini satın almaya karar verdi

وقرر المجلس شراء الشركة التالية

- Sami, İslam okumaya başladı.
- Sami İslami eğitim almaya başladı.

بدأ سامي بدراسة الإسلام.

Reçeteli ağrı kesiciler almaya ne zaman başladı bilmiyorum ama yapmış

ولا أدري متى بدأت تتعاطى الأدوية التي لا تصرف إلا بوصفة طبية،

Süredir El Wefaq hükümetinde Faiz Al-Sarraj'ın yerini almaya çalışıyor

سعى منذ فترةٍ ليحل مكان فائز السراج في حكومة الوفاق

Haçlılar daha sonra Hama ve Harim'i almaya çalıştı. ancak girişimi başarısız.

ثم حاول الصليبيون الاستيلاء على حماة وحريم، لكنهم فشلوا في المحاولة

Hrolf'un ölümünün intikamını almaya yemin ettiğinde bile tüm şakaların konusu olmuştu.

لقد كان موضع كل النكات - حتى عندما أقسم على الانتقام لموت هيرولف.

"Sağlık yetkilileri endişe verici bir SARS salgınını kontrol altına almaya çalışıyor"

حينما حاول مسؤولو الصحة السيطرة على تفشى مرض السارس.

Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.

‫المشكلة هي أنه بمجرد ‬ ‫أن يقل الأكسجين الذي تحصل عليه‬ ‫يبدأ عقلك في خداعك.‬