Translation of "çalışıyor" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "çalışıyor" in a sentence and their arabic translations:

Çalışıyor musun?

هل تدرس؟

Baba çalışıyor.

يعمل الأب.

Motor çalışıyor.

المحرك يعمل.

çabucak büyümeye çalışıyor.

يحاولون أن ينمو بسرعة.

Makine şimdi çalışıyor.

الآلة الآن تعمل.

O nerede çalışıyor?

أين تعمل؟

Carol İspanyolca çalışıyor.

كارول تدرس الأسبانية.

Bugün çalışıyor musun?

هل تعمل اليوم؟

Tom Boston'da çalışıyor.

توم يعمل في بوسطن.

O, okulda çalışıyor.

هي تعمل في المدرسة.

Klavye çalışıyor mu?

هل تعمل لوحة المفاتيح؟

Ve şu şekilde çalışıyor:

وهو يعمل كالتالي.

İşte bu şekilde çalışıyor.

وها هي تعمل.

Uydu mühendisi olarak çalışıyor.

كجزء من البرنامج الوطني للأقمار الصناعية في فنزويلا.

Gencimiz dişiye yaklaşmaya çalışıyor.

‫يحاول الشاب التقرّب من الأنثى.‬

Zorla öne geçmeye çalışıyor.

‫مصارعًا للوصول إلى المقدمة.‬

O çok sıkı çalışıyor.

هي تعمل بجد.

O bir bankada çalışıyor.

إنه يعمل في المصرف.

Tom şimdi kütüphanede çalışıyor.

يدرس توم في المكتبة الآن.

Tom kilidi kırmaya çalışıyor.

يحاول توم كسر القفل.

Tom bir hastanede çalışıyor.

توم يعمل في مستشفى

Klima çalışıyor gibi görünmüyor.

لا يبدو المكيف أنه يعمل.

O, planlama bölümünde çalışıyor.

يعمل في قسم التخطيط.

Tom bir kafede çalışıyor.

يعمل توم في مقهى.

Mennad ev almaya çalışıyor.

منّاد يحاول شراء منزل.

Ya da LSAT sınavına çalışıyor

أو لتدرس لاختبار القبول بكلية الحقوق،

Sınırımıza gelmesini engelleyeceğine inandırmaya çalışıyor.

لأن هذا سيوقف قدوم اللاجئين لحدودنا.

Birileri Türkiye'yi yok etmeye çalışıyor

شخص يحاول تدمير تركيا

Yani tamamen para odaklı çalışıyor.

لذلك فهو يعمل بشكل كامل نحو المال.

Babam bir banka için çalışıyor.

أبي يعمل في مصرف.

O her gün piyano çalışıyor.

هي تتدرب على البيانو كل يوم .

Tom yeşil kart almaya çalışıyor.

يحاول توم الحصول على الكرت الأخضر.

Dünyadaki birçok öğrenci İngilizce çalışıyor.

الكثير من الطلاب حول العالم يدرسون الإنجليزية.

Tom'un kafası sayılara iyi çalışıyor.

لدى توم درجات جيدة

O kişi bir kitap okumaya çalışıyor

ذلك الشخص يحاول قراءة كتاب،

Bu insanlar birlikte çalışıyor ve yaşıyorlar.

لكنّنا كنّا نعملُ ونتعايشُ سويّاً

Bu iki taraflı çalışıyor, değil mi?

وينطبق نفس الأمر على الطرف الآخر، أليس كذلك؟

Bob'un babası bir araba fabrikasında çalışıyor.

والد بوب يعمل في مصنع سيارات.

Tom bir petrol şirketi için çalışıyor.

توم يشتغل في شركة نفطية.

Tom son zamanlarda Fransızcasını geliştirmeye çalışıyor.

حاول توم أن يحسن من لغته الفرنسية حديثا.

O bir hemşire ve burada çalışıyor.

هي ممرّضة و تعمل هنا.

Gidiyor, kara tahtanın başında halkını bilgilendirmeye çalışıyor.

يقف أمام السبورة السوداء ليعلم شعبه.

Hatta yeni bir sporda mükemmelleşmeye çalışıyor olun,

أو حتى تحاول إتقان رياضة جديدة،

Çünkü 16 yaşından beri her gün çalışıyor

لأنه عمل كل يوم منذ أن بلغ من العمر 16

Ve şimdi rüzgar ve güneş enerjisiyle çalışıyor,

وهي مشغلة بطاقة الرياح والطاقة الشمسية الآن،

Bence bu sistemler aramızda yaşıyor ve çalışıyor.

وأنا أعتقد أن هذه الأنظمة تعيش وتعمل بيننا الآن،

Genç yavrular birlik olarak yol almaya çalışıyor.

‫تؤمّن الجراء الصغيرة نفسها بعددها.‬

Bu adam da Fox TV de çalışıyor

هذا الرجل يعمل على تلفزيون فوكس

Sindirilmiş bir şekilde hayatlarına devam etmeye çalışıyor

يحاولون مواصلة حياتهم بطريقة مهضومة

Onu da bu işe ikna etmeye çalışıyor

تحاول إقناعه بهذا العمل

Birçok şehir ve işverenle çalışıyor bu dönemde

العمل مع العديد من المدن وأصحاب العمل في هذه الفترة

Dijital ekonomiye girmeye çalışıyor , bu da BAE'yi

بطفرة اكتشاف النفط قبل عشرات السنوات مما يجعل الامارات

O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.

يعمل جاهداً ليعيل أسرته الكبيرة.

Ister yeni bir müzik aleti öğrenmeye çalışıyor olun,

أو تحاول تعلم العزف على آلة موسيقية جديدة

Ellili yaşlardaki bu baba can havliyle kaçmaya çalışıyor.

‫يحاول الرجل الذي هو أب خمسيني‬ ‫الهروب بشكل بائس.‬

Ama bu yetmiyor Türklüğü de yok etmeye çalışıyor

ولكن هذا لا يكفي محاولة تدمير التركية

Ve geçmişe gidip onu öldüren kişiyi engellemeye çalışıyor

ومحاولة منع الشخص الذي ذهب إلى الماضي وقتله

- O bir fabrikada çalışır.
- O bir fabrikada çalışıyor.

هو يعمل في مصنع.

Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.

يكد فى العمل ذاك الكسلان، يكد فى العمل للغاية.

Bir çoğu ağır zırhları içinde yüzerek kaçmaya çalışıyor umutsuzca.

حاول الكثيرون السباحة بدروعهم الثقيلة، محاولين الفرار بيأس

çünkü şu anda iki büyük şey bizim aleyhimize çalışıyor.

لأن هناك شيئين رئيسين يعملان ضدنا الآن:

Tom günde iki ya da üç saat piyano çalışıyor.

لقد كان توم يتدرب على عزف البيانو لساعتين أو ثلاث ساعات يوميا

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

‫مناصرو حماية البيئة يكثفون من جهودهم‬ ‫لإنقاذ ما تبقى من وحيدات القرن البرية.‬

Bugün, 100 binden fazla kadın bizimle çalışıyor ve 20 milyon

اليوم، يتعامل مع بنكنا أكثر من 100000 امرأة،

Gro gibi kuruluşlar bunu gerçekliğe dönüştürmek için çok sıkı çalışıyor.

فالشركات مثل "جرو" تبذل جهدها لجعل هذا حقيقة واقعة.

Süredir El Wefaq hükümetinde Faiz Al-Sarraj'ın yerini almaya çalışıyor

سعى منذ فترةٍ ليحل مكان فائز السراج في حكومة الوفاق

çocuğum ilk okula gitti bakın nasıl ders çalışıyor diye videosunu paylaşan

ذهب طفلي إلى المدرسة الأولى ، انظر كيف يعمل

"Sağlık yetkilileri endişe verici bir SARS salgınını kontrol altına almaya çalışıyor"

حينما حاول مسؤولو الصحة السيطرة على تفشى مرض السارس.

Eğitim, saldırıların önlenmesi ve insanların yaşadığı alanlarda dolaşan kedilerin takibi üzerine çalışıyor.

‫تُركّز جهوده على الدراسة،‬ ‫منع الصراع وتعقب القطط الهائمة‬ ‫في المساحات البشرية.‬

İOS, Android ve Windows hiç fark etmiyor her yerde çalışıyor bu program

لا يهم IOS و Android و Windows ، فهذا البرنامج يعمل في كل مكان

112'yi aramaya çalışıyor fakat sizlerin bu merakı yüzünden o insanlar ulaşmıyor

تحاول الاتصال برقم 112 ، ولكن بسبب فضولك ، لا يصل هؤلاء الأشخاص

Belki de dalgayla hareket eden alg ya da yosunları taklit etmeye çalışıyor.

‫لعلها تحاول تقليد‬ ‫حركة الطحالب وعشب البحر وسط الأمواج.‬

Yürek hoplatan tehlikeli yakınlaşmalar nedeniyle araçlar teker teker kemikleri kıracak güce sahip canavardan kaçmaya çalışıyor.

‫تُحبس الأنفاس مع كل محاولة صدم يقوم بها،‬ ‫تحاول السيارات الهروب واحدة تلو الأخرى‬ ‫من هذا الوحش المُدمر.‬