Examples of using "Pueda" in a sentence and their turkish translations:
Gelebildiğim zaman geleceğim.
Ne zaman yapabilirsem ziyaret edeceğim.
Yaşayabiliyorken yaşa.
Ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım.
Elimden geleni yapacağım.
Belki yardım edebilirim.
Yapabileceğim bir şey var mı?
Elimden geldiğince kısa sürede orada olacağım.
Sana yardım etmek için elimden geleni yapacağım.
kimsenin öngöremediği bir şekilde.
meydan okuyabilecek biriyle konuşun.
o yüzden kimse sesini çıkaramıyor
Ne iş olsa yaparım abi
Elimden geldiğince sana destek olacağım.
Sana yapabildiğim kadar çok yardımcı olacağım.
Belki o sana daha fazla anlatabilir.
Cevaplayabilecek herhangi birisi var mı?
Ben elimden gelen her şeyi yapacağım.
Belki Tom bize bir şey söyleyebilir.
Bunu yapabileceğimi düşünmüyorum.
- Onun ölmüş olabileceğinden korkuyorlar.
- Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.
Belki bizi başka biri kurtarabilir.
Ben yapabileceğimin en iyisini yapacağım
- Ben size yazabildiğim kadar kısa sürede yazacağım.
- Sana, elimden gelen en hızlı şekilde yazacağım.
Elimden geldiğince kısa sürede kitabı teslim edeceğim.
Senin için yapacağım bir şey var mı?
O, onun geç kalabileceğinden endişelidir.
ama yapabileceğime inanmıyorum" oluyor.
Yapabileceğim bir şey yok.
Bana yardım edebilecek biri var mı?
Seni fırsat bulur bulmaz arayacağım.
Elimden geldiğince size yardım edeceğim.
- Gözümün önünde olmanı istiyorum.
- Gözümün önünde olacaksın.
Ders çalışabileceğim bir yere ihtiyacım var.
Daha ne söyleyebileceğimi bilmiyorum.
Elimden geleni yapmaya çalışacağım.
Alabileceğim tüm uygulamaya ihtiyacım var.
Tom kazanabileceğini sanmıyor.
Üzgünüm, bize katılamazsınız.
Sana yardım edebilecek bir arkadaşın var mı?
- Bunu en kısa sürede yapacağım.
- Bunu elimden geldiği kadar çabuk yapacağım.
Ben "Yapabileceğim bir şey var mı?" dedim.
Elimden geldiğince kısa sürede orada olacağım.
Elimden geldiği kadar kısa sürede onu teslim edeceğim.
Belki Tom bu sorunu çözebilir.
- Ne yazık ki o gelemiyor.
- Ne yazık ki o gelemez!
Yapabileceğimin en iyisini yapacağım.
Yapabileceğim bir şey var mı?
Ne yazık ki Tom gelemeyecek.
sadece bir anlığına,
"ev gibi bir yer arıyorum"
Ağzına olabildiğince çok şey tıkıştırmalı.
yani atmosferde parçalanmış olabilir
Üzgünüm, yapabileceğimi sanmıyorum.
Senin için yapabileceğim her şeyi yapacağım.
Yakın gelecekte senin iyiliğini ödemek istiyorum.
Elimden gelen her konuda size yardım edeceğim.
Tamam. En kısa sürede geleceğim.
Bu akşam gelemiyeceğine üzüldüm.
Ters gitme ihtimali olan her şey ters gidecektir.
Onun onu yapabileceğini sanmıyorum.
Üzgünüm, yapabileceğimi sanmıyorum.
Bu herhangi birinin yapabileceği bir şey değil.
- Yardım edebileceğim bir şey var mı?
- Size yardım etmek için yapabileceğim bir şey var mı?
Burada Çince konuşabilen biri var mı?
Elimden geldiği kadar Tom'a yardım etmek istiyorum.
Yapabileceğim daha fazla bir şey yok.
Tom'un onu yapabileceğine inanmıyorum.
Bunu yapabilecek başka biri yok mu?
Bu sözcüğü telaffuz edebilecek biri var mı?
Birinin bana şimdi yardım edebileceğini sanmıyorum.
Belki Tom yardım için bir şey yapabilir.
Ne olabileceği hakkında endişeli değilim.
Elimden geldiğince kısa sürede seninle olacağım.
Sana yardım edebileceğimden emin değilim.
Yardım etmek için yapabileceğim bir şey var mı?
Alabildiğim tüm yardımlar için minnettarım.
Bir dahaki sefere sana yardım edebileceğimi sanıyorum.
Yaşamak için koş!
Elimden geldiğince kısa sürede tekrar arayacağım.
Bizi ayrı tutacak bir şey yok.
Onun sana yardımcı olabileceğini sanmıyorum.
Eski işimi tekrar alabileceğimi umuyorum.
bunu kolektif olarak izleyebilecekleri
"Yardım etmek için ne yapabilirseniz" demeyin.
Scolopendra subspinipes alt edebileceği her şeyi avlar.
Böyle bir organın bunu başarması cidden mükemmel bir şey.
çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkeden geldiğim için
yani bütün sınıfı görebiliyor