Translation of "Pluma" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Pluma" in a sentence and their turkish translations:

Olvidé mi pluma.

Kalemimi unuttum.

Me robaron mi pluma.

Kalemim çalındı.

He perdido mi pluma.

Dolma kalemimi kaybettim.

¿Has visto mi pluma?

Benim kuştüyümü gördün mü

Necesito una pluma roja.

Kırmızı kaleme ihtiyacım var.

Tom bajó su pluma.

Tom kalemini düşürdü.

Esta pluma no escribe bien.

Bu dolma kalem iyi yazmaz.

He perdido mi pluma nueva.

Yeni dolma kalemimi kaybettim.

Por favor, dame esta pluma.

Lütfen bu kalemi bana ver.

Por favor, déjame una pluma.

Lütfen bana bir kalem bırak.

Escribe con pluma, no con lápiz.

Bir dolma kalemle yaz, bir kurşun kalemle değil.

¿Qué has hecho con mi pluma?

Dolma kalemimi ne yaptın?

- Tengo una pluma.
- Tengo un bolígrafo.

Ben bir dolma kaleme sahibim.

A decir verdad, perdí tu pluma.

Gerçeği söylemek gerekirse, kalemini kaybettim.

Tengo una pluma, pero quiero otra.

Bir tükenmez kalemim var ama başka bir tane istiyorum.

Me sentía ligero como una pluma.

Kendimi tüy kadar hafif hissettim.

La pluma siempre vence la espada.

Kalem daima kılıcı yener.

Tienes una pluma en el abrigo.

Senin ceketinde bir tüyün var.

Tienes una pluma en el pelo.

Saçında bir kuş tüyü var.

Si quieres una pluma, te prestaré una.

Eğer bir kalem istiyorsan, sana bir tane ödünç verebilirim.

- ¿Tienes una pluma?
- ¿Andas con un bolígrafo?

- Yanınızda bir kaleminiz var mı?
- Yanında kalemin var mı?

Haga el favor de devolverme la pluma.

Lütfen kalemimi bana geri ver.

Vos usás una pluma en una universidad.

Üniversitede bir kalem kullanıyorsun.

- ¿Cuánto cuesta este bolígrafo?
- ¿Cuánto cuesta esta pluma?

- Bu kalem ne kadar?
- Bu kalemin maliyeti nedir?

La pluma es más fuerte que la espada.

Kalem kılıçtan daha güçlüdür.

- No encuentro mi pluma.
- No encuentro mi bolígrafo.

Benim kalemimi bulamıyorum.

Mi padre me regaló una pluma estilográfica nueva.

Babam bana yeni bir dolma kalem verdi.

Esta es la pluma que se me perdió ayer.

Bu, dün kaybettiğim kalemdir.

He perdido mi pluma fuente. Tendré que comprarme una mañana.

Dolma kalemimi kaybettim. Yarın bir tane satın almak zorundayım.

- La pluma es la mejor.
- El bolígrafo es el mejor.

Bu kalem en iyisidir.

La pluma con la que escribo le pertenece a Tom.

Yazı yazdığım kalem Tom'a aittir.

- Para decirte la verdad, perdí tu bolígrafo.
- A decir verdad, perdí tu pluma.

Doğruyu söylemek gerekirse, kalemini kaybettim.

- Su pluma es mejor que la mía.
- Tu bolígrafo es mejor que el mío.

Senin dolma kalemin benimkinden iyidir.

- Mary perdió su bolígrafo favorito.
- Mary perdió su boli favorito.
- Mary perdió su pluma favorita.

Mary gözde kalemini kaybetti.

- Estoy hablando de esta pluma, no de la que se encuentra sobre el escritorio.
- Estoy hablando de este bolígrafo, no de aquel que está sobre el escritorio.

Ben bu dolma kalemden bahsediyorum oradaki masada olandan değil.

Soy tan ligero como una pluma, tan feliz como un ángel, tan alegre como un niño de escuela. Estoy tan eufórico como un borracho. ¡Una feliz Navidad a todos! Un feliz Año Nuevo a todo el mundo.

Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.